hope

dinlediğim en iyi xxxtentaction şarkısı.

björk'ün volta albümünde yer alan şarkı. bu şarkının bende yarattığı etkiden mütevellit araştırmalara başladım ve sonrasında toumane dibate ile tanıştım. sonrasında da (bkz: ali farka toure) geldi ki ben ali farka toure beyi pek sevdim. diaraby diye dolanıyom ortalıkta o gün bugündür.

björk hope

birleşik arap emirlikleri tarafından mars'a gönderilen uzay aracı.

araç, amerika birleşik devletleri'nin perseverance ve çin'in tianwen 1 araçlarıyla aynı zamanda, yani 2020 temmuz ayında, mars yörüngesinden hava durumundaki değişimleri tespit etmek amacıyla gönderildi. bu şekilde, dünya ile mars atmosferleri arasındaki farklılıklar ve oluşum aşamasından bu yana gerçekleşen değişimler karşılaştırılacak ve mars'ın geçmişi hakkında bilgi edinilmesi sağlanacak. aracın planlanan ömrü şimdilik 2 sene. ancak bu tür araçlar çalışmaya, proje için biçilen süreden daha uzun süre devam ederse, kullanımları devam ediyor.

yine diğer 2 araç gibi bu da 2021 şubat ayında yörüngeye ulaştı. aracın bir iniş modülü olmayacak. yalnızca yörüngede dolanacak. 3 adet ölçüm cihazı bulunduruyor: kızılötesi, morötesi bölgelerde ölçüm yapan 2 cihaz ve geniş bantlı ölçüm alabilen bir de kamera. mars'ın atmosfer kaybını yakından inceleyecek ve daha önce de belirttiğim gibi, detaylı iklim bilgileri elde edecek.

aracın temsili görseli aşağıdaki şekilde:

(görsel, astronomy. com'dan alıntıdır.)

ingilizce'de umut anlamına gelen kelime.

anathema' nın eternity albümünde yer alan bir şarkıdır.



dileyen olursa benden de okusun:
i was not put here by anyone in fear
i came alone as me
-beni kimse korkuyla buraya koymadı, kendim olarak tek başıma geldim

just an idea in a long chain of discovery
surrounded by the same you
-sadece bir fikirdim, yalnızca bir fikir

sometimes your tide pulls me out to sea
and i die in a thrashing curse
sometimes we are kind
more often
i doze


so far up the beach that those who try to reach are burnt alive in the searing
heat of the desert of my dispassion

-gelgitler, bu lanetin içindeki çırpınışları, dar zamanlara sığan memnuniyetler ancak gitgide yorgunluk ve duygusuzluk
[hope :)]
gelgitler
ufak nezaketler
boğulmak
o kadar uzağa çekildim ki bana ulaşmaya çalışanlar ilgisizliğimin çölündeki kavurucu sıcakta canlı canlı yaniyorlar
gelgitler
ufak nezaketler
boğulmak

so far removed, i never hear the water
-o kadar uzaklaştım ki suyun sesini asla duymuyorum.

'cept once or twice a month when ı see a mirror

and i refuse to believe in some of the things that are said to be here
let alone those that are not
- burada olduğu söylenen bazı şeylere inanmayı reddediyorum.
olmayanları bırak
hiç inanmıyorum
[hope :)]

i' m trying to change my direction
-yönümü değiştirmeye çalışıyorum

ours is pathetic in my own humble estimation
-acınası

i love the planet
-gerçekten de seviyorum

the great benign she-wolf
benefactor**
spinning gently on towards the red giant four aeons hence
when all the rose gardens are consumed in the flash-fire of flying time
she'll leave alone to you

-gelgitler

--işte tam burada müthiş bir gitar giriyor. konuşmayı mi dağıtıyor, yoksa içimize mi işliyor? işte onu gerçekten bilmiyorum. ancak her ne yapıyorsa, çok güzel yapıyor.

when you look at me
from your own century
**i may seem to be
strange archeology

but when the winds blow
from this direction
you may sense that ı'm
ın your reflection
**i think i feel you
but i will never know

as the swallows leave
and the children grow

i wanted to live forever
the same as you will too
i wanted to live forever
and everybody knew

-sonsuza kadar yaşamak istedim. seni hissettiğimi düşünüyorum ama asla bunu bilemeyeceğim.
herkesin de bildiği gibi-sonsuza kadar yaşamak istedim/tıpkı sen gibi/herkeste olan gibi.

--bu şarkı başka bir şarkıdır. fargile dreams kahır ise bu şarkı lütuftur.