hormonlu gıda

domatesin yuvarlak veya ovallığını kaybedip yumru bir şekil alması, biberlerin ikiz gibi yapışık çıkması, salatalığın olabildiğine eğri büğrü olması, napolyon cinsi kirazların büyük olması ama pek tat vermemesi, çileklerin fazlaca iri ve kırmızı görünüm alması, havucun yaratık gibi şekle girmesi, portakalın hamile misali içinden yavrusu çıkması gibi örnekleri çoğalacak olursak normalin dışına çıkıp anormal bir şekil alan meyve ve sebzeler, hormon denilen baş belasının fazlaca kullanımının sonuçları. belki göze güzel ve ilginç görünebilirler ama çocukluktan kalan o nadide tatlar artık tarihe karışmış duruma geldi. burada suçlu ve sorumlu aramak gerekiyorsa onlar da bağ, bahçe, tarla sahiplerinde aranmalı. hasadın çabuk bitmesi, kiloda ağır gelmesi ve ticari menfaat uğruna, üretici, ürünlerine hormonu basmaktan geri durmuyor. bu durum ithalata da büyük darbe vuruyor. kendi halklarının sağlığına çok değer veren avrupalı ve amerikalılar, bu ürünleri kontrolden geçirip hormonlu olduklarını saptadıklarında sınırdan geri çeviriyorlar ve o geri gelen ürünler pazarımıza dahil olup soframıza geliyor. sonuç olarak, bu kadar hormona maruz kalmış ve denetimden geçmemiş gıdalar ile beslenen bir insanın uzun vadede sağlıklı olması beklenemez.