hüseynik

türküsü de vardır. her dinlediğimde alıp götürür. türkünün hikayesi de bir o kadar acıklıdır

iç parçalayıcı bir hikayesi vardır. yazıp da ağlamak istemiyorum

an itibarıyla sözlük radyosunda çalmakta ve dahi yürek dağlamaktadır.

ilk defa pinhaniden dinlediğim şarkıdır ve çok da güzeldir.

ingiliz lan bu adam...abi ne yaşadın sen burada...?

pinhani’den dinleyelim bir de…

türkünün acıklı bir hikayesi var. harput'ta * telgraf memurluğu yaparken kalp krizinden ölen akif efendi'yi anlatır.
"hüseynik'ten çıktım şeher yoluna
can ağrısı tesir etti koluma
yaradanım merhamet et kuluna
yazık oldu yazık şu genç ömrüme
bilmem şu feleğin bana cevri ne?"

akif efendi, batman, diyarbakır, adıyaman, samsun, ergani'de görev yapmış, 25 yıllık memuriyet hayatının 15 senesini harput'ta geçirmiş biridir. öldüğünde eşi asiye hanım'a 56, annesi esma hanım'a 55 kuruş maaş bağlanmıştı.
türküde adı geçen ati hanım eşi asiye hanım idi.
"telgrafın direkleri sayılmaz
ati hanım baygın düştü ayılmaz
böyle canlar teneşire koyulmaz
yazık oldu şu genç ömrüme
bilmem şu feleğin bana cevri ne"

bir de lütfü adı geçer türküde.
"lütfü gelsin telgrafın başına
bir tel çeksin musul'da kardaşıma
bu gençlikte neler geldi başıma"

lütfü ağa'nın harput telgrafhanesi'nde "mûsıl" olarak görev yaptığı tespit edilmiş. musul sözcüğünün "postacı" anlamındaki "mûsıl" olması ihtimali kuvvetli zira lütfü ağanın görevi postaları sahiplerine ulaştırmak imiş.

"lütfü gelsin telgrafın başına
bir tel çeksin mûsıl da kardaşıma"

basit bir memur akif efendi, önemsiz biri gibi ama halk arasında sevilen biri., beklenmedik ölümü bir mâteme yol açmış, bu da bu şahane türkünün yakılmasına sebep olmuş.

mehmet ve enes kılınç, kardeşler mi, bilmiyorum ama ahmet kaya'dan sonra en güzel yorumu bence onlar yapmış.
ben de tesadüfen denk geldim bu gençlere o günden beri takipçileriyim..
mehmet kılınç /enes kılınç