1.
bir azından mı öpmüş ukdesidir.
bir asırdan fazladır bilinen, söylenen, çok güzel bir elazığ türküsüdür.
hikayesi akademik bir çalışmaya konu olmuş bu türküde anlatılan hikaye, harput'a( yani elazığ'a) telgraf memuru olarak atanan ve görevi başında kalp krizi geçirerek ölen akif efendi'yi anlatmaktadır.
akif efendi aslında o dönem osmanlı'da memurluk yapan diğer memurlardan herhangi biri gibi sıradan bir taşra memurudur. bu akademik çalışmaya da sebep olan şey ne onun aldığı terfiler, ne ona verilen ödüller ne de başka bir şeydir. tek sebep, ölümü halk tarafından bu derece acıyla karşılanacak ve ardından türkü yaktıracak kadar halk tarafından çok sevilmesidir...
türküde sözü geçen ve baygın düşüp ayılamayan ati hanım; aslında akif bey'in eşi asiye hanım'dır.
türkü sözünde geçtiği gibi aslında musul'da kardeşi yoktur. ve türkü'nün musul'la hiçbir alakası da yoktur. türkü'de geçen musul aslında musul değil, osmanlıda postaları dağıtan bugünkü postacı anlamına gelen 'musıl' dır... 'lütfü gelsin telgrafın başına' sözünde de bahsi geçen lütfü, harput telgrafhanesinde musıl olarak görev yapan lütfü ağa'dır...
ilgili türküyü bir çok sanatçı seslendirmiş, yorumlamıştır ama ben en çok ender balkır yorumunu severek dinliyorum. özellikle türkü arasında girdiği 'kuleden gel' uzun havası gerçekten derinden sarsıyor beni...
ilgilisi dinlesin diye şuraya bırakıyorum.
bir asırdan fazladır bilinen, söylenen, çok güzel bir elazığ türküsüdür.
hikayesi akademik bir çalışmaya konu olmuş bu türküde anlatılan hikaye, harput'a( yani elazığ'a) telgraf memuru olarak atanan ve görevi başında kalp krizi geçirerek ölen akif efendi'yi anlatmaktadır.
akif efendi aslında o dönem osmanlı'da memurluk yapan diğer memurlardan herhangi biri gibi sıradan bir taşra memurudur. bu akademik çalışmaya da sebep olan şey ne onun aldığı terfiler, ne ona verilen ödüller ne de başka bir şeydir. tek sebep, ölümü halk tarafından bu derece acıyla karşılanacak ve ardından türkü yaktıracak kadar halk tarafından çok sevilmesidir...
türküde sözü geçen ve baygın düşüp ayılamayan ati hanım; aslında akif bey'in eşi asiye hanım'dır.
türkü sözünde geçtiği gibi aslında musul'da kardeşi yoktur. ve türkü'nün musul'la hiçbir alakası da yoktur. türkü'de geçen musul aslında musul değil, osmanlıda postaları dağıtan bugünkü postacı anlamına gelen 'musıl' dır... 'lütfü gelsin telgrafın başına' sözünde de bahsi geçen lütfü, harput telgrafhanesinde musıl olarak görev yapan lütfü ağa'dır...
ilgili türküyü bir çok sanatçı seslendirmiş, yorumlamıştır ama ben en çok ender balkır yorumunu severek dinliyorum. özellikle türkü arasında girdiği 'kuleden gel' uzun havası gerçekten derinden sarsıyor beni...
ilgilisi dinlesin diye şuraya bırakıyorum.
devamını gör...
2.
tam şuan ahmet kaya'dan dinlemekteyim, ne kadar güzel söylemiş yahu. mükemmel bir ses, ağzına sağlık sayın ahmet kaya.
devamını gör...