içimizde hep var olacak sandığımız bir duyguyu yitirmek
başlık "zamansız kelebek" tarafından 27.05.2023 11:43 tarihinde açılmıştır.
1.
içimizde hep var olacağını sandığımız bir duyguyu yitirmek ama ne zaman yitirdiğini kendin bile bilmemektir.
cebindeki bir şeyi düşürürsün ama haberin olmaz elini cebine atana kadar. işte o cepteki duygudur kaybolan.
çocuksu sevinç, mutluluk, hep var olacağını sandığın bir duygu, çoktan bırakıp gitmiştir cebini. en iyisi cepsiz şeyler giymek.(bkz: swh)
cebindeki bir şeyi düşürürsün ama haberin olmaz elini cebine atana kadar. işte o cepteki duygudur kaybolan.
çocuksu sevinç, mutluluk, hep var olacağını sandığın bir duygu, çoktan bırakıp gitmiştir cebini. en iyisi cepsiz şeyler giymek.(bkz: swh)
devamını gör...
2.
insanlar hakkında kötü düşünmezdim. kötü deneyimlerim sonrası bile akıllanmazdım.herkesi kendim gibi zannederdim.
bu duygu ve düşünceler bitti.
insanoğlunun çıkarına göre hareket eden bencil bir varlık olduğunu 5-6 sene önce anladım.
dünyaya karşı ise kızgınlığım yok,bu dünyaya gelmek benim elimde değildi.
yapmak istediğim şeylerin çoğunu yaptım.yapamadığım şeyler çok para ile ilgili konular
o da benim elinde değil. kötü olay çok gördüm,şimdi ne kötü bir haber okumak,ne de kötü birşey görmek istiyorum.
bu duygu ve düşünceler bitti.
insanoğlunun çıkarına göre hareket eden bencil bir varlık olduğunu 5-6 sene önce anladım.
dünyaya karşı ise kızgınlığım yok,bu dünyaya gelmek benim elimde değildi.
yapmak istediğim şeylerin çoğunu yaptım.yapamadığım şeyler çok para ile ilgili konular
o da benim elinde değil. kötü olay çok gördüm,şimdi ne kötü bir haber okumak,ne de kötü birşey görmek istiyorum.
devamını gör...
3.
yavaş yavaş boşluğa düşüren durum, önce o duyguların getirdiği acı gitti diye sevinirken sonrasında mutluluğu da hissedemediğini fark etmek.
devamını gör...
4.
bahsi geçen yitirme duygusunu fark ettiren boşluk hissini sonrasında doldurmayı gerektirecek bir sorgulama haline bürününce, insanı tavan seyrettiren düşüncelerle boğuşturan yoksunlaşma hali.
sanmayın ki yıkıldınız, bu bildiğiniz italikleşmek.
sanmayın ki yıkıldınız, bu bildiğiniz italikleşmek.
devamını gör...
5.
genelde bu “ aşk” oluyor. hissederken güçlü olmasına son derece inandığımız bir duygunun karşı tarafın hareketleri, tutumu, düşünceleri ve davranışlarıyla nasıl eriyebildiğini görüyorsunuz. aslında insan doğanın bu karmaşık ve anlamlandırılamaz kısmını seviyorum.
yüce rabbim insana öylesine büyük bir yeti vermiş ki aslında hiç birimiz derin düşünüp, bunun önemini kavrayamıyoruz.
bu nedir? hissettiğimiz duygular sabit değil, bizimle beraber değişiyor ve gelişiyor hatta yaşlanıyor. mucizenin büyüklüğüne bakar mısınız? bizi üzecek ya da canımızı yakacak hiç bir şeye koşulsuz bağlılık duymamızı gerektirecek bir duygusal yapımız yok. bu bizi hayvanlardan ayırıyor mesela. bir hayvan istismar edilse dahi, sahibini terk etmeyebiliyor. rabbim insanları korumak için, onların iradelerine bıraktığı bir duygusal dünya hediye etmiş.
çok canımız yandığında ya da bir şeylerin yanlış olduğunu düşündüğümüzde, duygularımıza rağmen gidebiliyoruz. bu hak, bu yeti ve bu algı tanınmış bize. duygularımızın istismar edildiğini fark ettiğimiz an, bu yanlıştan kaçabilmemizi sağlayacak bir seçim hakkı tanınmış bize. bu dünyanın en güzel hediyesi bence.
dün bir post gördüm başlık şöyleydi ; “ little things, that are not little” ( doğru çeviri ile şöyle anlatılabilinir “ aslında küçük olmayan küçük şeyler”)
insanların dünyasında en küçük şeylerin bile bir anlamı var. algılamak için kazmak gerekiyor. ( edebi tanımlama yaptım yani üzerine düşünmek)
bu yüzden duyguların geçici olması hakkında şikayette bulunmayın. tamamen bizi korumak için bunlar.
yüce rabbim insana öylesine büyük bir yeti vermiş ki aslında hiç birimiz derin düşünüp, bunun önemini kavrayamıyoruz.
bu nedir? hissettiğimiz duygular sabit değil, bizimle beraber değişiyor ve gelişiyor hatta yaşlanıyor. mucizenin büyüklüğüne bakar mısınız? bizi üzecek ya da canımızı yakacak hiç bir şeye koşulsuz bağlılık duymamızı gerektirecek bir duygusal yapımız yok. bu bizi hayvanlardan ayırıyor mesela. bir hayvan istismar edilse dahi, sahibini terk etmeyebiliyor. rabbim insanları korumak için, onların iradelerine bıraktığı bir duygusal dünya hediye etmiş.
çok canımız yandığında ya da bir şeylerin yanlış olduğunu düşündüğümüzde, duygularımıza rağmen gidebiliyoruz. bu hak, bu yeti ve bu algı tanınmış bize. duygularımızın istismar edildiğini fark ettiğimiz an, bu yanlıştan kaçabilmemizi sağlayacak bir seçim hakkı tanınmış bize. bu dünyanın en güzel hediyesi bence.
dün bir post gördüm başlık şöyleydi ; “ little things, that are not little” ( doğru çeviri ile şöyle anlatılabilinir “ aslında küçük olmayan küçük şeyler”)
insanların dünyasında en küçük şeylerin bile bir anlamı var. algılamak için kazmak gerekiyor. ( edebi tanımlama yaptım yani üzerine düşünmek)
bu yüzden duyguların geçici olması hakkında şikayette bulunmayın. tamamen bizi korumak için bunlar.
devamını gör...