ilişkide kıskançlık sağlıklı mıdır sorunsalı

aşırısı değildir efendim, hastalıktır, gereksizdir, kendine güveni olmayan özgüvensiz insanların çeşitli psikopatlıklarını gizlemek için kullandıkları duygudur. ha "vay efendim bunu giyme, bunu yapma kıskanıyorum seni" diyen insanlardan topuklarınızı g.tünüze vura vura kaçın.
erza ukdesidir.

seven insan kıskanır.
ortam bok gibi.
yürüyen yürüyene.
evliye bile yürüyen var bu memlekette.
evliyi bırak, damacanaya hallenen var.
bu yüzden kıskan.
konu kilit.

son derece az olanı normaldir. çok olanı için (bkz: ilişkide aşırı kıskançlık)

hersey tadında güzel.

#1492023 görüyorum ve arttırıyorum. ortam her zaman bok gibi olacak. kıskanmamak domuz işidir. alçaklıktır. günümüzde ne kadar tam tersinin propagandasını yapsalar da doğrusu kıskanmaktır. kıskanmayan, paylaşıyor demektir. peki ya siz karınızın, kardeşinizin ne kadarını benimle paylaşırsınız? ben hazırım paylaşmanıza.
edit: ağır mı hissediyorsun? gelişme var.

daha önce milyar kere farklı başlıklara yazdım. sevdiğiniz insanı olduğu gibi kabul edemiyorsanız, gidin kendinizle aynı düşünen, aynı değerlere sahip birini bulun.
insan sevdiğini kıskanabilir ancak bu duyguyla hareket edip sevdiği insanın hayatını kısıtlıyorsa bu kıskançlık değil hastalıktır. sevdiğin insan hep böyleydi alüminyum, ya kabul et ya da bırak, hayatı başkasına zindan etme.

ufak boyutu bile sağlıklı değildir.
seven kıskanır cümlesinin altına sığınan magandalar tarafından katlediliyoruz.
bu kabul ediilebilir bir şey değil, sevgi zırvası altında özgürlüğüme uzanmaya cüret eden eller kırılsın.
seviyorsan özgür bırakacaksın.

ne diyor (bkz: rainer maria rilke) çünkü zordur sevmek isimli kitabında;


ah rilke... keşge benim olsaydın.
ben bu yüzyılın hasta ruhlu magandalarına uygun değilim...

"ilişki sağlıklı mı?" sorusuyla yanıt aranmaya başlanması gereken sorudur efenim. sağlıklı ilişkiler kurmanın giderek güçleştiği bir dünyadan yazıyorum size. selamlar.

kıskanın arkadaşlar, hatta abartın, bokunu çıkarın. her şeyine karışın. her şeyini kısıtlayın. kim bu yazan deyin. kimdi o konuştuğun deyin. instagramı kapat deyin. twitter'ı kapat deyin. kimseyle konuşmasın. kimseyle iletişim kurmasın. mutlu mesut toksik bir ilişkiniz olsun, ne kadar sürerse artık.

cevabı, 'hayır değildir' olan sorunsal. (bana göre, bilimsel kaynak göstermiyorum.)
kıskançlık bir eğilimin alışkanlığa dönüşmüş halidir. bu şekli ile kavramlandırılır. eğilim nöral dahi olsa bir davranış halini almadan açığa çıkamaz. kıskançlığa yol açan eğilim ve onun karşılayıcısı olan sosyo-kültür kıskançlığın faydalı bir rekabet oluşturduğu iddia edildiği zaman zaten bir rekabet kültürünün insanların bilincinde kurulduğunu anlıyorum ben. oysa iddia makamları, doğal seçilimin insanın eğilimlerinin herhangi bir sosyo-kültürel işlemden geçirilmeden kendi kendine kişinin bilincinde bir rekabet kültürüne katkıda bulunan kıskançlığın oluştuğunu koyuyorlar ortaya.
şiddet ve/veya öldürme dürtüsü ile ilgili de böyle bir tartışma yapılmıştı daha önceleri.
dürtünün doğal oluşu (bunun gerçekliğinin kabulü) sağlık gibi sosyal ve kültürel olan bir aygıtın her konusunu açıklayıcı yetkiye sahip oluşu anlamına gelmekte midir?

dürtü ıslahı, bunun yapılabilirliği/yapılamazlığı ya da insanın bu şekilde, doğal olan üzerindeki sosyo-kültürel etkisinin ne/nasıl olabileceği sorunsalları ayrı bir konu.

hiç kıskanmıyorsa umrunda değilsin, çok kıskanıyorsa manyağa düştün kaç.
kıskandığını belli etmiyorsa ama sen hissediyorsan onu seviyorsun. kıskandığını belli etmiyor ve sen buna kızıp onu deli etmek için türlü numaralar yapıyorsan hastasın git tedavi ol.

her şeyin fazlası zarar bir nebze olması iyidir. aşka tat kadar tuz gibi mesela fazlası yemeği yedirmez sana az olunca da bir tat olmaz.

kıskançlık yapacak kadar bile uzun sürmüyor ilişkilerim ksmdkdkfl.

bana göre hastalıktır.

hayır. kıskanmak insanın özgüveni olmadığını, kendisine güvenmediğini gösterir.