ilk sigara tüttürülen an

sanırım filtresiz bitlis sigarasıydı. odamda içerken abim birden dalmıştı odaya ve ben heyecanla eşofmanın cebine atmıştım yanan sigarayı. yanan bacak kılları, işitilen azar, vesaire...

babalarımızın paketinden sigara aşırmıştık, çünkü bir buçuk yaş küçük kardeşime göre büyümüştük ve artık içmeliydik. sonra bisikletlere atlayıp şehrin dışındaki tepeye çıkmış, yetmezmiş gibi tepenin şehre bakan kısmından uzaklaşmıştık.
tabii sonra eve dönüş için yapılan sakızdır, elmadır, ağız kokusunu giderici önlemler... heyecan vericiydi.


not: bırakmaya çalışıyorum.

lise okul çıkışı birer sigara yakan arkadaşlar ve bana yöneltilen içiyor musun sorusu. içmediğim halde verdiğim evet cevabı.

lise'de yerden bitme bir kızın yüzüme üflemesi sonucu etkisinde kaldığım cinsel obje. sevgiliyle içilir, sevgiliyle bırakılır.

yatılı okul yılları.

yıllarda 2019'du öyle diyelim.

kuzenlerle balkonda içmiştik galiba 5-6 sene önceydi. sonrasında pandemiye kadar hiç içmedim. şu an ise düzenli tiryaki olmamakla birlikte içiyorum.

ilk tüttürdüğüm an ve sonraki anlar çok denedim ama hiçbir zaman bağımlı yapamadım kendimi. çikolata veya kolaya bağımlılığım oldu sigara bunu yapamadı.cok enteresan.

17 yaşımda bir gün çarşıda arkadaşımla yürüyorduk. üzerimde beyaz gömlek vardı. cebinde de marlboro paketi. basılmıştım düpedüz. içimi tög korkusı saldı. eve gittiö akşam. annem ağzıma sıçtı, ama bunu güzel sözlerle yaptı. kendimi savunmaktan utanmıştım o an. babam ağzını açmadı. açsa zaten neler olurdu düşünemiyorum.

lise sondaydım. moralimin bozuk olduğu bir gündü ama nedenini hatırlayamıyorum. öğlen arası kafa dağıtmak için yürümeye çıkmıştım. bizim sınıftan çok yakın olmadığım bir çocuğu gördüm. hocadan saklanıp sigara içiyormuş. moralimin bozuk olduğunu görüp sen de ister misin diye sordu. ben de evet deyip aldım bir tane. ilk kez içtiğimi çocuk anlamış mıydı bilmiyorum ama beni hiç bozmadı.

askerde yoğun ısrar ve sigaranın bedava oluşu nedeniyle gece er gazinosunda ilk defa deneyimlemiştim. ama iğrençti tabiki. çünkü olabilecek en kalitesiz sigaraydı. prestige markaydı galiba. kaçakçılardan toplayıp toplayıp getiriyorlardı.

üniversitede yurtta kalıyodum, ilk senem. oda arkadaşlarım sigara içiyolardı bana da içmem için ısrar ettiler, kabul ettim indik aşağı. dışarıda dehşet bir rüzgar var beni her an uçuracak gibi. verdiler elime sigarayı aldım bi fırt "olmadıı içine çek" dediler nasıl ya diye düşünürken bi fırt daha aldım yine "olmadıı" dediler, sonra bi fırt daha aldım içime bi çektim o dumanı az daha boğuluyodum. öksürmeye başladım. bildiğin içime mangal dumanı çekmiş gibiydim. çok saçmaydı. nasıl içebiliyosunuz onu anlamıyorum hani bi tadı falan da yok. yetmezmiş gibi o kokusu da siniyor üstüne. içmeyin hocam güzelim ciğerlerinize yazık.

‘hoca geliyor hoca geliyor’

okul çıkışı yanında içen arkadaşıma kanka bi hüpte ben çekeyim mi demiştim, şaşkınlık içerisinde verdi hüp diye çekersek boğuluyormuşuz bunu öğrendim ve geri verdim...

6 yaşımda.

o zamanlar anneannemlerin mahalle ortamına sahip evlerinde günlerimi geçirirdim. ebeveynlerim çalışırken bırakılabilecek tek güvenli yerdi. herkesin birbirini tanıdığı, gecekonduların, göçmenlerin, çingenelerin olduğu bir mahalleydi. her telden insan vardı.

bir göçmen olan çocukluk arkadaşım suat ile takılırdık. suat'a herkes suki derdi, ben de ona ara sıra jet suki derdim. bu arkadaşın abisi minibüsçü olduğundan dolayı, minibüsçüleri taklit eder, sokakta minibüsçülük oynar hatta ve hatta beni de muavini yapardı. çevremizde sigara içmeyen neredeyse olmadığı için, bizde sigara içmeyi havalı bulurduk. hani adamız, delikanlıyız ya yerden bulduğumuz izmaritleri alır alır içerdik. hatta sigara içen birini görünce takip eder yere atar atmaz, yerden alır bir ki fırt çeker, söndükten sonra da ağzımızda tutup minibüsçülüğe devam ederdik.
işin garibi ben aldığım her izmariti cebime koyar, ceplerimde bir tomar gibi gezerdim. öyle de safım ki eve o şekilde gider, babamın ceplerimi kontrol etmesi ve bir tomar izmarit bulması sonucu şamarı yerdim. bu tabi sağlam bir dayak yiyene dek sürdü. bir iki hafta kadar.

hacı, köydeydim.. yattım çimenlerin üstüne bakıyorum gökyüzüne, dönüyor idi ! birinci veya bafra idi... filtresiz! gençler bilmez ehtiyarların gözü yaşlı

lise yıllarında ben de bağımlı olmayı çok denedim 4 5 ay haftada en az 5 - 6 tane içtim fakat o yanmış kağıda benzeyen iğrenç tattan hep iğrendim. sanırım lise sondaydık. en son ben bundan zevk almıyorum ki diyip içmeyi bırakmıştım. 2 sene önce yine denedim 1 paketi bile bitiremedim. çok enteresan. o tat bana çok iğrenç geliyor.

arkadaşım uzattı içtim bir kerden hakikaten bir şey olmadı. bir kaç kez daha içtim sonrasında. sonra sıkıldım ve içmedim. iki yıl sonra sadece içmek istedim. o anda ona ihtiyacım yoktu. hala yok. bağımlı mıyım? hayır aylarca içmeden durabilirim umurumda olmaz. ama içmeyi içmemeye tercih ediyorum. günde iki paket içtiğim de oluyor iki ay hiç içmediğimde. hepimiz öleceğiz. ve nasıl olacağı hiç belli olmaz. ve açıkçası bir kaç nefes daha uzun yaşamak çokta umurumda değil.

ıh mara be. uzun bir hikaye geliyor ahah.
lise zamanlarım..
çikolata almaya girdiğim markette siyah mat paketli bir sigara dikkatimi çekmişti.
ilk aşkımla ilk göz göze gelmem böyle oldu arkadaşlar..
voah, camelımablack galp...
ilk içtiğimde okuldan çıkıp eve gidiyordum.
ağır gelmişti o zaman tabi.
şimdi ise o olmadan yapamam.
vay be.

sigaradan önce izmaritleri tüttürdük