1.
ünlü kadın yazar sylvia plath'in sırça fanus romanında geçen analojisidir. bu analoji, romandaki karakter üzerinden yaşamdaki seçenekleri ve bu seçenekler üzerindeki kararsızlığı anlatır. hayattaki tüm olasılıklar bir ağaçtaki incirlere benzetilir, her incir olası başka bir hayattır ve aynı anda iki tanesi seçilemez. kararsızlık sonucu birini seçemezse incirler birer birer kuruyup dökülecektir. yani hiçbirine sahip olamayacaktır.
"yaşamımın, öyküdeki yeşil incir ağacı gibi önümde dallanıp budaklandığını görüyordum. her dalın ucunda tombul, mor bir incir gibi eşsiz bir gelecek beni çağırıyor, göz kırpıyordu. incirlerden biri, bir eş, mutlu bir yuva ve çocuklardı. bir başkası, ünlü bir ozan, öteki parlak bir profesör, biri şaşırtıcı editör ee gee, öbürü avrupa, afrika ve güney amerika, biri constantin, sokrates, attila ve garip adları değişik meslekleri olan daha bir yığın aşık, bir başkasıysa olimpiyat takım şampiyonu bir kadındı. bu incirlerin üzerinde ve ötesinde, ne olduklarını pek çıkaramadığım daha bir sürü incir daha vardı.
kendimi dalların çatallandığı noktada otururken görüyordum.
ve incirlerden hangisini seçeceğime bir türlü karar veremediğim için açlıktan ölüyordum. hepsini ayrı ayrı istiyordum incirlerin, ama birini seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti. ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer toprağa, ayaklarımın dibine düşüyorlardı."
"yaşamımın, öyküdeki yeşil incir ağacı gibi önümde dallanıp budaklandığını görüyordum. her dalın ucunda tombul, mor bir incir gibi eşsiz bir gelecek beni çağırıyor, göz kırpıyordu. incirlerden biri, bir eş, mutlu bir yuva ve çocuklardı. bir başkası, ünlü bir ozan, öteki parlak bir profesör, biri şaşırtıcı editör ee gee, öbürü avrupa, afrika ve güney amerika, biri constantin, sokrates, attila ve garip adları değişik meslekleri olan daha bir yığın aşık, bir başkasıysa olimpiyat takım şampiyonu bir kadındı. bu incirlerin üzerinde ve ötesinde, ne olduklarını pek çıkaramadığım daha bir sürü incir daha vardı.
kendimi dalların çatallandığı noktada otururken görüyordum.
ve incirlerden hangisini seçeceğime bir türlü karar veremediğim için açlıktan ölüyordum. hepsini ayrı ayrı istiyordum incirlerin, ama birini seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti. ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer toprağa, ayaklarımın dibine düşüyorlardı."
devamını gör...
2.
bana "incirler olana kadar" şarkısını andırıştıran çiçek ağacı.(incir aslında bir meyve değildir.)
devamını gör...
"incir ağacı analojisi" ile benzer başlıklar
incir ağacı
11
incir
87