ingiltere'ye yerleşmeye karar vermek

bahar aylarında bir sorun çıkmaz ise yapacağım eylemdir. voyager 1 satürn'ün yanından çekerken çektiği fotoğrafa bakınca vatan millet, ırk din safsatalarının ne kadar da gereksiz olduğunu düşünüyorum. neden vatan kisvesi altında beni yolmalarına izin vereyim ki, neden aynı şeyi 2 ayda alabilecek iken burada kalıp 24 ayımı vereyim. mutluluk endekslerinde son sırayı paylaşan ve fikir özgürlüğünün olmadığı bir yerde kalmanın pek de bir esprisi kalmadı.
herkese iyi gitmeler

9 aralık editi : korona vaka sayısı düşüşe geçmişe benziyor uk'de. bu güzel haberdi, ki zaten 8 aralık itibariyle de aşılamaya geçtiler. (bkz: #122424">#122424)
kısa sürede vaka sayılarını 1000'in altında görmek bizleri sevindirecektir.

edit : dünenki verilere bakıp düşüşe geçiyor derken bugün 16,578 vaka verip üzmüştür. ''nyt latest update'' kısmını takip ede ede kaç aydır gına geldi!
zaten bizdeki stres yetmiyormuş gibi bir de orayı takip edip stres çekiyoruz. ben verileri direk ingiltere devlet sitesinden takip ediyorum. dileyenler buradan takip edebilirler.
buradan

napoleon hill, think and grow rich kitabında der ki : inançla desteklenen arzunun gücüne inanıyorum. çünkü bunun sıfırdan başlayan insanları güç ve zenginliğe götürdüğünü gördüm.
kendimize inanmaya ve çalışmaya devam. elbet bir gün olacak.

(bkz: tamam da aga bişi demedik ki)

son yıllarda birçok insanın kafasında olan yurtdışına gitme durumudur.

londra'daki arsamı satmayı düşünüyorum.

yaşam koşulları elbette daha iyidir. ama burada kalıp eleştirdiğin şeyler için mücadele etmeyeceksen sessizce gideceksin. selametle.

ah londra ingiliz çayım benim.

muhtemelen uzuuun bir süre kişi için sadece bir karar olarak kalacaktır.
(bkz: döviz kurları)

ankara anlaşmasının, bu sene son bulmasıyla artık zorlaşmış istektir. öyleki, anlaşmanın son senesi olduğu için, tüm başvuruların yarısı bir yılda yapılmıştır. benim de çok evvelden beri istediğim ama başka baharlara kalan karar.

3 yıldır londra'da yaşıyorum. alım gücü çok yüksek ve herkes birbirine saygı gösteriyor.

imkanı olanın bir dakika bile düşünmeden vermesi gereken karardır. ilgili benzetme içeren canlandırma aşağıdadır.

mantıklı bir eylemdir. benim de belki de en büyük hayalimdir. çok kültürlü yapısı oldukça hoşuma gidiyor. kalifiyeli bir insan olarak gidilirse ortamlar da güzel. yani umarım güzeldir.* inşallah bir gün gerçekleşir ve bu tanımı editlerim. bir de british birini aldık mı, tamamdir.

heveslerinize limon sıkmak istememem lakin,vasfınız olsa bile bir doktor ya da bir mühendis vasfınız yok ise çok zorlanacaksınız.ev kiraları olsun,sağlık sistemi olsun,içtiğiniz su bile gözünüzde büyür emin olun.uzaktan davulun sesi hoş gelir diyorum çekiliyorum.
hıı bi de sokakta yanlışlıkla bi kriz geçirseniz dönüp bakan olmaz.
insanların suratlarından o soğukluğu hissedeceksiniz.ingiltere yerine avrupa'da bir sürü alternatif var oralara bakın derim...

her gün vermiş olduğum karardır.ancak ne bunu gerçekleştirecek bir altyapım ne de yeterli param var.

sakin karşılayamadığım hadise. bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı var asla tanışmadığım ve tanımadığım biri. sadece instagramda alıntılanan hikayeleriyle denk geldim ve takip etmeye başladım. istanbulda yaşayan izmirli bir psikolog. bir cuma akşamı bir gönderi yayınladı ve 2 gün sonra ingiltere'den videolar paylaşmaya başladı. ve gayet günlük sıradan şeyler. bense 2 gün boyunca acaba ilk ne paylaşacak diye bekledim. onun verdiği kararı bile heyecan verici buldum yani. kendim o kararı verebilsem neler olacak demek ki.

keşke uk de pet şişe olsam.

3 yıl sonra vereceğim karar.

keşke sadece karar vermekle olsaydı.

üniversiteden ev arkadaşım hem de hemşerim halit...tipik akdeniz çocuğu. sağlam çapkın. fethiye'de garsonluk yaparken (yazları) bir ingiliz lolita düşürüyor, 17 yaşında, neyse yaz bitiyor, mektup, telefon falan sürdürüyor olayı. 2 yıl sonra çağırıyor erdemliye basıyor nikahı. (düğününe gittim) tabi ver elini yunaytıt kindım...vatandaş olamıyor hemen, evli olmasına rağmen, herifler yabancıya öcü gibi davranıyor. neyse bizim halit ilk yıllarda güneşsizlik ve sürekli yağmur olayına çok takıyor, arada konuşuyoruz; kelender, 350 gün kapalı hava diyor, alkole vermiş kendini...
evden çıkmamış. soktuğumun yerinde eğer doktor, mühendis vs vs gibi üst düzey bir sıfatın yoksa bok yerine koyuyorlar seni diyor. kebapçı gibi bir şey açtı, dükkanda artistik yapan birini kovaladı diye hapse girdi. velhasıl çok hayal kurmayın... burada suriyeliler hakkında ne düşünüyorsanız, orada o olacaksınız... öyle hak hukuk, demoğrassi falan hayal etmeyin... kelender; itfaiye vergisi var lan burada demişti, düşünün aylık itfaiye vergisi ödüyorsunuz. götüm ağrıyor, başım ağrıyor diye doktora gidemiyorsun diyor... aylar önceden bildirip gidiyorsun diyor. neyse ya... yerleşilecek son ülke, kendini beğenmiş pislikler.

pek taviye edemiyiciiimmmm.....
neden ulayn ? e tecrübeee
bunlar bizim karadenizlilere çok benzer
hem çok ırkçı
hemde kendinibeğenmiş tiplerdir
elinden iş geliyorsa, bir şey becerebilecek biriysen
kesinlikle amerika
boş beleş herifin tekiyim diyorsan
ne vereyim abime......................................

1 tl kaç gbp deyip heyecan yaptıran başlıktır.

sonunda karar verdin demek... senin adına çok sevindim.
uzun zamandır ''nereye yerleşsem, nereye yerleşsem?'' deyip duruyordun...
congrulations adamım, helal sana..

şimdi sırada ''ne iş yapsam?'' olayı var sanırım.. hmmm...
ceo ol bence, hiç kasma...
sistemi oturmuş, kökleri çok eskiye dayanan bir şirkette üst düzey yönetici de olabilirsin.
bu tamamen sana bağlı...
''karar ver'' yeter...
bi kararla oluyor bu işler.

sonra sıra özel hayata falan gelir... bulursun yine kafana göre birilerini..
emma watson olabilir bak. hanım kız, tavsiye ederim...