insan bedenine dair gariplikler

bedenimizle ilgili bitmek bilmez şaşırtıcı keşiflerdir.

örneğin bizi korkutan ani bir olay karşısında pelvik kaslarımızı, anüs etrafını istemsizce sıkarız. bunu neden yaptığımız şu makalede anlatılmış.

makalede pelvik tabanında ağrı şikayetinin anksiyete bozukluğu ile ilgili olabileceğine değinilmiş. memeli canlıların mesela köpeklerin korktuklarında kuyruklarını bacaklarının arasına almasının körelmiş bir kuyruğu olan insan için de geçerli bir refleks olduğu söyleniyor. hayatta kalma refleksi olarak önce donakalıyor, sonra pelvik kaslarımızı kasarak "kuyruğumuzu" bacaklarımızın arasına alıyormuşuz. sürekli anksiyete problemi yaşayan insanlar daha stresli olduklarından bu hareketi sık sık tekrarlıyor ve pelvik tabanı ağrısıyla doktora başvuruyorlarmış.

başka bir teoriye göre insan beyninin uygunsuz durumlarda (mesela tuvaletini yaparken) karşılaştığı hayvan saldırısı gibi olaylara karşı gösterdiği refleksmiş; "tuvaleti bitir, topukla!"

tabii evrimsel açıklamalar da bana biraz şüpheli geliyor. her şeye evrimsel bir hikaye uydurabiliriz, kanıt kısmı zor bir alan.

bir üstteki bilgiye ek olarak, çok korkan bir insanın o an altına kaçırması(işemesi/s.çması) aynı reflekslerden ötürüdür.

en çok canımı sıkan cips vb. çatırdayan şeyler yerken işitme kısıtı olması.
evrim bir çözüm bulsun şuna artık.

güzel yazarlarımızın bilgilerine ek olarak tıp dilinde nörojen mesane ismiyle bilinen rahatsızlık genellikle kişinin stresli olduğu durumlarda idrar kaçırmasıyla alakalıdır.

nörojen mesane hakkında bilgi

vücutta ki küçük yaralanmalar. zamanla dokunun kendini onarması. canlı hücrelerin kendini tamamlanması ilginç gelir.

çok özendiğimiz 30 cm lik zencilerin kaya gibi olamıyor oluşu. belki bir teselli ama doğru, kaya gibi olmaları için 2. bir kalbe ihtiyaçları var, tek kalp 30 cm yi anca haribu kıvamına getiriyor.

her şeyden 2 tane varken neden ağızdan 1 tane olması.

(bkz: darwin noktası)

organların sayıları olabilir veya korkunca ağzımın düz bir çizgi gözlerimin hep aşağıya bakması bunlar nasıl bir duygunun beraberinde gelebilir çok mu güçlü bu duygular her şeyi yönetebilecek kadar

hamileliğin ilk üç ayında kadınların rüyada en çok gördükleri şeyler kurbağa, kurtçuk ve saksı bitkileridir.

her konuda garip oldukları gibi bu konuda da şaşırtmıyorlar. ne alaka abi. sısısısı

bebeklerin yutkunma esnasında nefes de alabiliyor olması.
karaciğerin herhangi bir nedenle bi kısmını alınmasıyla eksilen parçanın kendi kendini yenilemesi.
yaş aldıkça saçımıza rengini veren pigmentlerin zayıf düşmesi sonucu saçımızın beyazlaması gibi bazılarında yine pigmnetlere bağlı kan grubunun değişmesi.

doğuma kolaylık da sağlayan doğarken kafatasımızın parçalı olup sonra birleşmesi. bıngıldak gibi oluşumu devam eden kemiklerle doğmamız.
kafatası 5 adet kemikten oluşur ve bu kemikler “sütür” adı verilen oynamaz eklemlerle birleşir. yeni doğan bebekte bu kemikler birbirinden ayrıdır. sütürler beynin gerekli şekilde büyüyebilmesi için bir yaşına kadar açık kalırlar. bu sayede beynin en hızlı geliştiği ilk bir yaş ve sonrasındaki çocukluk döneminde kafatası beynin gelişimine göre şekil alır.

bu sayede koca kafalı olanlar daha zeki diyebilir miyiz?
bilmem.
(bkz: ılgaz anadolunun sen yüce bir dağısın)

tripofobi diye bir kavramın olması.
uyuklarken aniden kasilmak.
rüyada hissedilen acıyı gerçek gibi hissedebilmek.

bilimsel açıdan bakmayacak olursak her şeyimiz garip değil mi?

bir şeye odaklandığında dilin istemsizce dışarı çıkması

bir yaranın iyileşmesi.
hamilelik.

iyileşmesi.
hamile olması.
kendini onarması.

en garibi ise muhtemelen ölmesi.

bedenin öldü diye senin de ölmek zorunda kalman.

doğurması ve ölmesi.