insan beynini simüle eden yazılımın olma ihtimali

bu başlıktaki tanım tamamen varsayımlar üzerinedir, asla bir kesinlik yoktur.
konunun uzmanı değilim, elimde net bilgiler yok.
insan beyni, çok kompleks bir sistem, onlarca katmanı olan, serebral korteksinde nöronlara bağlı gri maddesi olan, envai eşit kimyasal kapakçıkları olan bir organ.
duygu, düşünce ve motor kontrol sistemini sinir ağları sayesinde birbirine taşıyan dehşet verici bir makine, ürettiği statik elektrik çok yüksek.
bu yazılımın direkt olarak, hala aktif tutulan bir insan beyniyle entegrelenmiş olma ihtimali insanı derin düşüncelere sokuyor.
eğer olsaydı, kendi kişiliğini bulabilir miydi ?

var hatta sözlüğe girince size mesaj atıyor.
edit: yani ilk girişte atıyordu.
şimdi yeni girişlerde atıyor mu bilemem.

delilik ile dahilik arasındaki ince çizgidir bu başlık... delilik bu bilim kurgu filminde değiliz,beynini simüle eden bir yazılım yok ama davranışlarını adım adım takip eden hoşlandığın kadından/erkekten, depresyon oranına kadar tüm algılarına entegre olan bir ortam var:)

buradan 3 sene önce gelinen noktayı görebiliriz.

salt mantıksal açıdan değerlendirdiğimizde insan beynini elektronik devreler ve yazılımlar ile simüle edilinebileceğini düşünmekteyim.

ancak insan beynini kompleks yapan şey düşünme, öğrenme ve mantık yürütmeden ziyade hormonlardır. yani duygu dediğimiz şeyler. birde milyonlarca yıllık insan evriminde oluşan bilinçaltı vardır ki hadi onları da simüle edelim desek işin içinden zor çıkarız.

zaten var olduğuna inanıyorum, zihin aktarımı ölümsüz olmak demektir. trilyonlarca dolar serveti olan insanlar bizden gizlenen ileri teknolojilerle bu çalışmaları fonluyordur zaten. ryan renolds'un bunu anlatan bir filmi bile var. hiç uzak bir ihtimal değil.sadece trilyonlarca hücremiz olduğu için bu simüle etme işlemi uzun sürebilir o kadar. teknoloji geliştikçe hızlanacaktır.

yapay zekanın ufak ufak oraya kaydığı, matriks evreni kadar fena sonuçlar doğurmasa da, sonuçlarının kestirilemeyecek düzeyde olan gelecek 50 yılda oluşumunu tamamlayacak olan bilimsel bir gerçeklik.
yani ihtimal değil bir gerçekliktir.

varlığına sevindiğim başlık. benzeri bir şey açacaktım, hazır buldum.

ben tahminden ziyade daha çok bilimsel olarak değinmeye çalışacağım konuya.

yıllarca filmlerde izlediğimiz yapay zekâ temelli bazı konulardan sonra gündeme sık sık gelen bir soru var: robotlar dünyayı ele geçirip insanlığın sonunu getirebilir mi? teorik olarak belki mümkün görünüyor ama pratikte bu iş o kadar basit mi?

tersine mühendislik denilen bir olay var. bu daha çok parçaları birleştirip bir motoru yapabilmekten ziyade, var olanı alıp parçalarına ayırıp onun üzerinden bazı şeyleri simüle etmek olarak özetlenebilir. yapay zekâ çalışmaları da tersine beyin mühendisliği üzerinden yürütülüyor genellikle. yani?

yani şöyle; basit bir canlının beyni "dilimlenerek" canlının beyninin sahip olduğu en basit parçalarına, yani nöron bağlantılarına kadar ayrılıyor. sonra bu bağlantılar arasındaki ilişkiler, bunların çalışma şekilleri inceleniyor ve bunu bilgisayarlar ile simüle ederek o canlının beynini sanal ortamda "yaratmaya" çalışıyorlar.

***

tek bir meyve sineği için bu çalışma yapıldığında, bunun için 1.000.000.000.000.000 baytlık bir depolama alanı gerekiyor. bu veriyi işlemek de yaklaşık 5 yıl sürüyor. üstelik bunca emeğe ve zamana rağmen, bu hayvanın beyninin tam olarak nasıl çalıştığını tek bir örnek üzerinden anlayamıyorsunuz. dolayısıyla 1'den fazla meyve sineği için bu çalışmanın yapılması gerekiyor.

eğer bir fare için denemeler yaparsanız daha uzun zaman ve daha fazla depolama alanı ihtiyacınız oluyor. bir de insan beynini simüle etmeye kalkışırsanız...

şöyle anlatmaya çalışayım;

lawrence livermore ulusal laboratuvarı'nda dawn adlı bir süper bilgisayar var. bu bilgisayar insan beynindeki korteksin* sadece %1'ini simüle edebildi, ancak insan beyninin hızının 600'de 1'i kadarlık bir hızla!

dawn, yaklaşık 1 milyon watt'lık güç harcıyor. yaklaşık 7000 tonluk bir klima ekipmanıyla çalışıyor ve yaklaşık 80.000 metreküp soğutulmuş havayla ancak soğutulabiliyor. buna rağmen insan beynindeki bir bölümün sadece %1'ini 1/600'lük bir hız oranı ile ancak simüle edebiliyor. eğer tüm beyni bununla modellemeye çalışırsanız, en iyimser tahminle bu sayıları 1000 ile çarpmanız gerekebilir. zira insan beyni çalışırken sadece 20 watt'lık güç kullanır, çok daha hızlı çalışır ve ısındığını da kolay kolay algılayamazsınız.

***

tüm bunlardan yola çıkarak düşündüğünüzde, bu işin imkânsız olmadığını ama çok büyük/güçlü bilgisayarlar gerektirdiğini görebilirsiniz. bu da büyük miktarda para ve zaman anlamına geliyor.

bahsi geçen dawn böyle bir büyüklükte:

görselin kaynağı

yüzde sıfırdır masmalesef..

insanlığın kendisini önemli zannetmesi kadar saçma bir şey yok bence aslında hiçbir şey değiliz bomboş hayatları olan 70 yıl yaşayacak canlılarız ne yapay zeka ne başka bir şey bunları düşünmek sadece hayatı zorlaştırıyor o kadar

böbrek gibi çalışma mekanizması büyük oranda belli ve diğerlerine göre daha az kompleks olan bir organın bile tıptaki simüle edilmiş biçiminin şu şekilde karmaşık ve böbreğe göre kat be kat büyük olduğunu düşünürsek sırlarla dolu ve müthiş bir çalışma prensibine sahip beyni simüle edebilecek yazılımların beynin hızına ve işlevine bu denli uzak olmasına şaşmamak lazım diye düşünüyorum. hele ki ortalama bir nöronun +40-(-70)* aralığında potansiyel taşıyıp bu taşıma işlemini milisaniyeler içinde gerçekleştirdiği göz önünde bulundurulursa bir yazılım ürününün böyle bir işleve ulaşmasının günümüz imkanlarından ne derece uzak olduğu daha kolay anlaşılabilir. hatta aksondaki sodyum- potasyum dengesinden, impuls oluşumundan tut beynin algılayışı, öğrenmesi, bellek potansiyeli, düşünmesi, ayırt etmesi, çözümleme kabiliyeti, duygu kontrolü, iç organların çalışma kontrolü, hormon salgısı vs.. vs bin tane işlevinden birini bile adamakıllı yapabilecek tek bir yazılımın varlığından bile bahsetmek güç. beyin apayrı bir mevzu. insan zihninde bir gün yaşayıp her şeyi öğrenmek isterdim. buna dair bazı çalışmalar var sanıyorum şu mikroçip tarzı şeyler fakat beyin konusunda çok az bilgiye sahibiz diye düşünüyorum.

beyin çok karmaşık bir organ. sinir ağları çok yoğun en başta. biyoteknolojiyle yapay organlar, dokular
(mesane, kıkırdak, kornea hücresi, kemik hücresi, deri hücresi gibi) üretiliyor ama beyin kadar karmaşık çalışma prensipleri yok bunların. imkansız değil tabi. bir de işin bilinç ve ruh tarafı var. o kısım en büyük soru işareti bence.