insan insana yapılan eylemler
başlık "mindhitchhiker" tarafından 16.10.2021 22:49 tarihinde açılmıştır.
1.
artık kutuplaşmanın astronomik boyutlarına da şahit olduğumuz günümüz dünyasında, cinsiyetler arası kutuplaşmanın üst seviyelere çıkmış olduğunu görüyoruz. "insan" kavramının içinin boşaltıldığı ve kadın-erkek arasında hangi cinsiyet daha üstün tartışmalarının, bu genel kutuplaşma süreci içerisinde giderek vitesi yükselttiğini siz de görüyorsunuzdur.
efendim, günümüzde çoğu rekabetin temelinde yatan denklem aşağı yukarı şöyle; kim kendini daha günahsız, daha ezilmiş, daha masum gösterirse savaşı o kazanıyor. çünkü doğu(mevcut dünya haritasına göre almanya'nın ortasından geçen bir çizgi hayal edin, sağda kalan kısım komple doğu, avustralya hariç tabi) kökenli dinlerin ahlak kavramlarında tanrıya/cennete/iyiye ulaşma isteği söz konusu, bu nedenle çirkin/cehennem/kötü kavramlarının şeytanlaştırılması gerekiyor. en temelde hepimiz vahşi canlılarız, hala derinlerde bir yerde içgüdülerimiz var, zor şartlar altında yaşadığımız dönemlerde bu içgüdüsel tarafımız daha çok söz sahibi oluyor, hayatta kalma mevzusu nedeniyle.
kadınların ve erkeklerin aslında en belirgin argümanlarının şu şekilde olduğunu düşünüyorum. erkekler kadınların güç unsuru olan herhangi bir şey elde ettikleri sürece, hiçbir olumsuzluğa, haksızlığa ya da dengesizliğe sesini çıkartmadığından şikayetçi hatta bu uğurda kadınların manevi değer unsuru içeren her şeyden vazgeçebileceğini belirtiyorlar ve erkekler kendilerinin daha sadık olduğunu ve sınırları olduğunu belirtiyor, bu nedenle kendilerinin daha "iyi" olduğunu düşünüyorlar.
şimdi kadınların tarafından bakmaya çalışalım(bakabildiğimiz kadar, buradan bakınca görünenleri söylüyorum, eğer yanlış baktığımı ya da eksik olduğunu düşünüyorsanız bunu lütfen belirtin), erkekler genel olarak çok vahşi ve saldırgan bir tutum sergiliyorlar, çünkü pipileri var ve pipiler venom karakterinin adeta bir yansımasıdır, pipisi olan şey saldırgandır ve kontrolsüzdür. kadınlar bir pipiye sahip olmadıkları için daha "iyi" olduklarını düşünüyor olabilirler.
şimdi bundan 10.000 yıl öncesine gidelim, avcı toplayıcı olduğumuz zamanlara. bu noktada kesinlikle bir şey oldu ve kadınlar mağaralarda kalmaya, toplayıcılık yapmaya ve erkekler avlanmaya başladı. erkekler mi kadını mağaralara hapsetti yoksa kadınlar tehditlerden uzak yaşayabilmek için erkekleri vahşi hayvanların önüne atarak bir maşa gibi mi kullandı? iki durumda da kadınların zeka ve algı kapasitesinin erkeklerden ortalama olarak daha üstün bir noktaya geldiğini düşünüyorum, hapsedilmekten mi yoksa konfor arayışından mı bilinmez, kadınların mağaralarda kalması ve düşünecek daha çok fırsatları olmasından dolayı kapasitelerinin yüksek olduğunu düşünüyorum.
bu bizi şöyle bir noktaya getiriyor; erkekler, kadınları hapsettikleri için mi günümüzde kadınlar tarafından cinsel olarak sömürülüyor ve cinsiyetinin bıraktığı mirasın bedelini ödüyor? yoksa kadınlar erkekleri tehditlerden uzak kalabilmek için maşa olarak kullandığından dolayı mı hapis hayatıyla birlikte, şiddet unsurlarını yaşayarak mı bedel ödüyor? tabi ki iki seçenekte gerçeği yansıtan cevap değil. çünkü zaman makinesi olmadığı ve o zamanlara yolculuk edip gözlem yapacak bir fırsatımız olmadığı için(ki bence olsaydı bile) bunun bir cevabı yok, çünkü cevap yine göreceli olurdu, yani kendi paradoksları olan bir cevap.
iki cinsiyetin farklı yetenekleri ve zayıflıkları ya da olumlu-olumsuz yönleri olabilir ancak şu unutulmamalıdır, bizler en temelde medeni olmaya çalışan vahşi canlılarız. başlarda da belirttiğim gibi, tanrı/cennet/iyi gibi medeniyeti temsil eden kavramları yüceltip, şeytan/cehennem/kötü gibi vahşiliği temsil eden kavramları yok saymak, bu yönlerimizi bastırmaktan başka bir şey değildir. elbette cevap bu vahşi yönleri benimseyip, medeni yönümüzü yok saymakta değildir. yapay olan "medeni" yönlerimizin ve doğal olan "vahşi" yönlerimizin birlikte çalışmasının daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. kadın-erkek kardeştir, cinsiyetçiliğin ya da türcülüğün her türlüsünü yapan kalleştir. insan kardeşiyle şey yapmaz tabi, o lafın gelişiydi, o dediğimi şey olarak eee... tamamlayıcı unsur gibi düşünün.
efendim, günümüzde çoğu rekabetin temelinde yatan denklem aşağı yukarı şöyle; kim kendini daha günahsız, daha ezilmiş, daha masum gösterirse savaşı o kazanıyor. çünkü doğu(mevcut dünya haritasına göre almanya'nın ortasından geçen bir çizgi hayal edin, sağda kalan kısım komple doğu, avustralya hariç tabi) kökenli dinlerin ahlak kavramlarında tanrıya/cennete/iyiye ulaşma isteği söz konusu, bu nedenle çirkin/cehennem/kötü kavramlarının şeytanlaştırılması gerekiyor. en temelde hepimiz vahşi canlılarız, hala derinlerde bir yerde içgüdülerimiz var, zor şartlar altında yaşadığımız dönemlerde bu içgüdüsel tarafımız daha çok söz sahibi oluyor, hayatta kalma mevzusu nedeniyle.
kadınların ve erkeklerin aslında en belirgin argümanlarının şu şekilde olduğunu düşünüyorum. erkekler kadınların güç unsuru olan herhangi bir şey elde ettikleri sürece, hiçbir olumsuzluğa, haksızlığa ya da dengesizliğe sesini çıkartmadığından şikayetçi hatta bu uğurda kadınların manevi değer unsuru içeren her şeyden vazgeçebileceğini belirtiyorlar ve erkekler kendilerinin daha sadık olduğunu ve sınırları olduğunu belirtiyor, bu nedenle kendilerinin daha "iyi" olduğunu düşünüyorlar.
şimdi kadınların tarafından bakmaya çalışalım(bakabildiğimiz kadar, buradan bakınca görünenleri söylüyorum, eğer yanlış baktığımı ya da eksik olduğunu düşünüyorsanız bunu lütfen belirtin), erkekler genel olarak çok vahşi ve saldırgan bir tutum sergiliyorlar, çünkü pipileri var ve pipiler venom karakterinin adeta bir yansımasıdır, pipisi olan şey saldırgandır ve kontrolsüzdür. kadınlar bir pipiye sahip olmadıkları için daha "iyi" olduklarını düşünüyor olabilirler.
şimdi bundan 10.000 yıl öncesine gidelim, avcı toplayıcı olduğumuz zamanlara. bu noktada kesinlikle bir şey oldu ve kadınlar mağaralarda kalmaya, toplayıcılık yapmaya ve erkekler avlanmaya başladı. erkekler mi kadını mağaralara hapsetti yoksa kadınlar tehditlerden uzak yaşayabilmek için erkekleri vahşi hayvanların önüne atarak bir maşa gibi mi kullandı? iki durumda da kadınların zeka ve algı kapasitesinin erkeklerden ortalama olarak daha üstün bir noktaya geldiğini düşünüyorum, hapsedilmekten mi yoksa konfor arayışından mı bilinmez, kadınların mağaralarda kalması ve düşünecek daha çok fırsatları olmasından dolayı kapasitelerinin yüksek olduğunu düşünüyorum.
bu bizi şöyle bir noktaya getiriyor; erkekler, kadınları hapsettikleri için mi günümüzde kadınlar tarafından cinsel olarak sömürülüyor ve cinsiyetinin bıraktığı mirasın bedelini ödüyor? yoksa kadınlar erkekleri tehditlerden uzak kalabilmek için maşa olarak kullandığından dolayı mı hapis hayatıyla birlikte, şiddet unsurlarını yaşayarak mı bedel ödüyor? tabi ki iki seçenekte gerçeği yansıtan cevap değil. çünkü zaman makinesi olmadığı ve o zamanlara yolculuk edip gözlem yapacak bir fırsatımız olmadığı için(ki bence olsaydı bile) bunun bir cevabı yok, çünkü cevap yine göreceli olurdu, yani kendi paradoksları olan bir cevap.
iki cinsiyetin farklı yetenekleri ve zayıflıkları ya da olumlu-olumsuz yönleri olabilir ancak şu unutulmamalıdır, bizler en temelde medeni olmaya çalışan vahşi canlılarız. başlarda da belirttiğim gibi, tanrı/cennet/iyi gibi medeniyeti temsil eden kavramları yüceltip, şeytan/cehennem/kötü gibi vahşiliği temsil eden kavramları yok saymak, bu yönlerimizi bastırmaktan başka bir şey değildir. elbette cevap bu vahşi yönleri benimseyip, medeni yönümüzü yok saymakta değildir. yapay olan "medeni" yönlerimizin ve doğal olan "vahşi" yönlerimizin birlikte çalışmasının daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. kadın-erkek kardeştir, cinsiyetçiliğin ya da türcülüğün her türlüsünü yapan kalleştir. insan kardeşiyle şey yapmaz tabi, o lafın gelişiydi, o dediğimi şey olarak eee... tamamlayıcı unsur gibi düşünün.
devamını gör...
2.
methiyeler duzecegimize eyleme geçelim. bir kıraathane aciyorum hepiniz gelin yüz yüze gülelim.
devamını gör...
3.
nerde bir can yansa oralı olur yüreğim olmalı olmazsa insan olmaz yüreğim.
(bkz: ahmed arif).
sevgi ve şefkat. daha doğrusu temeli aşk aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek (bkz: yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek).
(bkz: ahmed arif).
sevgi ve şefkat. daha doğrusu temeli aşk aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek (bkz: yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek).
devamını gör...