insanların hiçbir zaman bilemeyecekleri konularla ilgili iddiaya girmesi
başlık "görünmezadam" tarafından 14.12.2020 20:34 tarihinde açılmıştır.
1.
primitif insan hareketidir. sınırlı bilgi ile sınırsız fikre sahip olurlar bunlar. insan ben bilmiyorum demeyi öğrenmeli herşeyden önce. ancak o zaman öğrenmesi gerektiğini anlayabilir.
devamını gör...
2.
"cehalet, genellikle bilgi sahibi olmaktan daha çok özgüvene sebep olur."
charles darwin
charles darwin
devamını gör...
3.
ateistler ve teistler de diyebiliriz.
devamını gör...
4.
bahsi edilen konu, tartışmam iki tarafın da asla bilemeyeceği bir konu ise iddiaya girmeleri gayet normaldir.
aslına bakarsanız, hiçbir zaman, neyin gerçekten doğru ve neyin yanlış olduğunu bilemeyiz. mesela aç olan ailesini doyurmak için birinin yemek çalması doğru mudur, yanlış mıdır ? neyi iyi, neyin kötü olduğu insandan insana değişir. amma velakin, insanların ahlaki değerleri genelde sağlamdır ve kolay kolay, bu değerlerden vazgeçmezler.
iki insan, farklı ama güçlü ahlaki değerlere sahip olduklarında, zorunlu olarak zıtlaşmazlar mı ? mesela iki farklı insan; önceden örneğini verdiğimiz, karnını doyurmak için yemek çalan insanı yargılayacaklar. birisi, yemek çalan insanın suçsuz olduğunu düşünüyor çünkü yaptığı kötü bir şey olsa da, kendisinin ve ailesinin en temel ihtiyacını karşılayamadığı için çalmak durumunda kalıyor. diğeri ise yemek çalan insanın suçlu olduğunu düşünüyor çünkü her ne kadar niyeti iyi olsa da, kendi gereksinimlerini karşılamak için başkasına zarar veriyor. iki tarafında argümanlarında haklılık payı var.
insanların bakış açısı birbirlerinden çok farklı ve bilimsel olmayan şeyler haricinde, insanların bir şeyi kesinlikle bilmesi neredeyse imkansız. en basitinden, insanlar ahlaki değerler üzerinde iddialaşmasalardı, yasalar olmazdı. çünkü yasalar, ahlaki değerlerin kurumsallaşmasından başka bir şey değil ve amacı, değerler arasındaki anlaşmazlıkları en aza indirmek. bu yüzden, iki ülkenin farklı yasaları olması gayet normal.
şu hayatta, her şey cahillikle alakalı değil. dünya, o kadar göreceli ve hiçbir şeyin kesin olmadığı bir yer ki, insanların bilmedikleri şeyler konusunda iddialaşmadan hayatlarını sürdürmeleri mümkün değil.
aslına bakarsanız, hiçbir zaman, neyin gerçekten doğru ve neyin yanlış olduğunu bilemeyiz. mesela aç olan ailesini doyurmak için birinin yemek çalması doğru mudur, yanlış mıdır ? neyi iyi, neyin kötü olduğu insandan insana değişir. amma velakin, insanların ahlaki değerleri genelde sağlamdır ve kolay kolay, bu değerlerden vazgeçmezler.
iki insan, farklı ama güçlü ahlaki değerlere sahip olduklarında, zorunlu olarak zıtlaşmazlar mı ? mesela iki farklı insan; önceden örneğini verdiğimiz, karnını doyurmak için yemek çalan insanı yargılayacaklar. birisi, yemek çalan insanın suçsuz olduğunu düşünüyor çünkü yaptığı kötü bir şey olsa da, kendisinin ve ailesinin en temel ihtiyacını karşılayamadığı için çalmak durumunda kalıyor. diğeri ise yemek çalan insanın suçlu olduğunu düşünüyor çünkü her ne kadar niyeti iyi olsa da, kendi gereksinimlerini karşılamak için başkasına zarar veriyor. iki tarafında argümanlarında haklılık payı var.
insanların bakış açısı birbirlerinden çok farklı ve bilimsel olmayan şeyler haricinde, insanların bir şeyi kesinlikle bilmesi neredeyse imkansız. en basitinden, insanlar ahlaki değerler üzerinde iddialaşmasalardı, yasalar olmazdı. çünkü yasalar, ahlaki değerlerin kurumsallaşmasından başka bir şey değil ve amacı, değerler arasındaki anlaşmazlıkları en aza indirmek. bu yüzden, iki ülkenin farklı yasaları olması gayet normal.
şu hayatta, her şey cahillikle alakalı değil. dünya, o kadar göreceli ve hiçbir şeyin kesin olmadığı bir yer ki, insanların bilmedikleri şeyler konusunda iddialaşmadan hayatlarını sürdürmeleri mümkün değil.
devamını gör...
5.
beleş kazanç hevesidir.
devamını gör...