işi düşen kişinin hal hatır sorma ritüeli

yıllardır görüşülmeyen, öldü mü kaldı mı o bile bilinmeyen tanıdığın bir anda belirip "slm nbr" türevinde mesaj atması hadisesidir. kuru yorgunluktur. hal hatır sorma ritüeli mesajlaşma yoluyla gerçekleşiyorsa selam yazıp bırakmak kuşkusuz ki sizi tuzağa çekmek için bir taktiktir. zira insaniyet gereği cevap yazmanız zorunlu. şahıs sizi tuzağıyla avlayıp cevap yazdırdıktan sonra artık onun kapanına kısıldınız demektir. ya isteğini yerine getirecek ya da yaratıcılığınızın sınırlarını zorlayarak geçerli bahaneler üretmekle yorulacaksınız. nereden baksan zahmet.

buradan bir kampanya başlatmak istiyorum: bundan böyle kimin kime işi düştüyse selam nasılsın faslını es geçip direkt "sana işim düştü şu lazım" diye mertçe mesaj atsın. bu çok daha hoş bir hareket emin olun. böylece bildirim ekranından mesajı (talebi) okuyup dönüş mü yapacağız yoksa ölü taklidi mi yapacağız buna biz karar verelim. lütfen bu zaman kaybı sahte ritüellerle yapılan emrivakileri aşalım artık. bu nezaket falan değil.

uzun yıllar avukatlık yapan biri olarak, başlığa konu durumu sanırım benden iyi pek az kişi yaşamıştır. (öylesine sıkıcı, anlamsız bir münasebetsizliktir ki "ya kardeşim uzatma işte sor soracağını her neyse.." dememek, kabalaşmamak için kendinizi zor tutarsınız..)

geçenlerde yazmıştım 8.5 sene sonra yazdılardı bana. 8.5 sene.

''eşeği düğüne çağırmışlar
hiç sevinememiş garibim
sormuşlar niye hiç sevinmedin
ya su bitti ya da odun bitti demiş
yoksa beni niye çağırsınlar''
hancı en çok sarhoşu sever ama ona kızını vermez
nasılsın dümeniyle iyiyim sahtekarlığı
arasında bir yerlerde gidip geliyoruz işte

bana çok gereksiz gelen bir ritüel, nasıl olduğumu merak etmiyor ki ben de zaten ona nasıl olduğumu anlatmak istemiyorum. iki tarafta birbiriyle ilgilenmiyor hızlıca sadede gelip işimize bakalım.

(bkz: skip ads)