istanbul teknik üniversitesi

1773 yılında sultan 3. mustafa tarafından kurulan mühendishane-i bahri-i hümayun'un cumhuriyet döneminde yüksek mühendis mektebi ve 1944 yılında da teknik üniversite olarak yeniden yapılandırılmasıyla bugünkü halini alan türkiye'nin ilk teknik üniversitesi. dünyanın da en eski teknik üniversiteleri arasındadır.

ayazağa kampüsü oldukça güzeldir insanın içini açar.

metro ayazağa kampüsünün dibinden geçmektedir, güzel yerdedir.

1773 yılında mühendishane-i bahrî-i hümâyûn olarak istanbul'da kurulmuş devlet üniversitesidir.

ayazağa kampüsü çok güzeldir gerçekten, içerisinde dolaşacak çok yer var. özellikle yapay gölete giderdik. o vakitler gölet üzerinde sal gibi şeyler vardı. onun dışında bahar şenlikleri de güzel geçerdi kampüste. benim ilk gittiğim vakitler kampüsün önünden eski körüklü otobüsler geçerdi. sonraları metro vs. geldi. son uğradığımda tanıyamadım çok gelişmiş etrafındaki yapılar.

eski toprakların teknik üniversite diye seslendikleri ilim yuvası. türkiye siyaset ve iş hayatına damga vurmuş üniversite. benim de üniversitem.

vadi yurtları gözümde tütmektedir. allah covid-19'un belasını versin.

stockholm sendromu geliştirdiğim nadide bilim yuvası. en büyük avantajının donanımlı akademisyenleri ve öğrencileri, en büyük dezavantajının ise olmayan maddi kaynakları ve iktidara yakınlığı olduğunu düşünüyorum. her hafta bitirilmesi gereken ödev, proje ve raporlar, peşinde koşulması gereken stajlar ve fırsatlar, emek harcanması gereken oldukça zor dersler ve acımadan düşük not veren hocalar vardır. stres altında çalışmayı, uykusuz hayatta kalmayı, planlı ve azimli olmayı öğretir.

(bkz: no pain no gain)

okuduğum dönem içerisinde ders seçimleriyle beni verem etse de, makina bölümünün zorluğu ile saç baş yoldurtsa da yine bende yeri ayrı olan güzel okul.

içerisinde tanıdığım çok kaliteli hocalar mevcuttur fakat son zamanlarda puanların da azalmasıyla başarısı eski zamanları aratmaktadır.

ayazağa, maçka, gümüşsuyu, taşkışla ve tuzla olmak üzere beş kampüsü bulunan üniversite.

bir ders seçim haftası vardır ki insanda tansiyon, şeker, nabız hepsinin yer değiştirmesine neden olur.

son girilen fiz-2 sınavı okulun çöplüğü bir kez daha gösterdi. insanları kopya çekmek zorunda bırakmış olan kaliteyi zor soru sormak zanneden insanlar tarafından havuz derslerinin yönetildiğini. ama kopya çekmek için hoca tutanların hocalarının dahi soruları çözememiş olması da iyi olmuştur ona sözüm yok. peki derslerde çözülen sorular kıvamında sorulsaydı insanlar kopyaya bu kadar teşvik eder miydi?

okulda sınıfların sayısı nu kadar sıkıntılı iken koca fakülte deprem nedeniyle boşaltılmışken kont. arttırmaya gerek var mıydı? daha hazırlık öğrencilerini nereye koyacağınızı bilmiyorsunuz koca işletme fakülte öğrencilerini göçebe gibi oradan oraya sürüklüyorsunuz ama fakülte inşa edeceğinize cami yapıyorsunuz. benim gibi birini de camiyi eleştirmek zorunda bırakıyorsunuz. yer sıkıntısının olmadığı online eğitimde bile ders açmayarak insanları mahrum etmek gibi de anlaşılmayan özelliğine yine diyecek bir şey yok

ülkenin en iyi mühendislerini yetiştirdiklerini iddaa edenler, 250 yıllık okul olduğunu övünç kaynağı olarak sunanlar okulun dünya sıralamasında ki yeri sizin eseriniz. öğrenci düşmanlığı ile öğrenciyi zorlamak iyi bir okul olduğunu göstermez. bunu bilmek için de emin olun adının önün de prof. yazmasına da gerek yok.

tam tanım olarak şurdan anlayabilirsiniz bu cağnım okulun durumunu, inanın hiç bir farkı yoktur.

başlığında olumlu yorum okuduğumda tüylerimin diken diken olmasına sebebiyet veren, dünya üzerindeki en rezalet eğitim bünyesidir. çok kötüdür. kötülük ve yetersizlik düzeyi anlat anlat bitirilemez.

artı not olarak: (bkz: burası muştur, yolu yokuştur)

son yıllarda tarikatların ve hükümetin gözde üniversitesi. özellikle bazı bölümlerde bariz gruplaşmalar var. linkedin'de itü mühendislik + açık öğretim ilahiyat okuyan insanları görebilirsiniz.

bir devlet üniversitesi için fazla güzel bir kampüse sahip bana ceyran mühendisliğini sevdiren canım okulum.

geçen sene girdiğim eğitim yuvasıdır. ona dair bilgim ise yoktan hallice. olur da yenilerde geliştirdiğim cismimi göstererek konuşma fobimi aşabilirsem kampüsünde bir tur atmayı içtenlikle diliyorum.

derece öğrencilerine binlerce lira dağıtmadan önce öğrenci sayısına yeterli kapasitede yurt inşa etmesi gereken üniversite. bu sene yine sayısız öğrenciye itü yurdu çıkmayacak, kyk zaten çoğu kişiye çıkmıyor. evlerin ve özel yurtların ücretleri almış başını gidiyor. ne yapacak, nerede kalacak bu kadar öğrenci?

diğer okulların aksine; sadece verdikleri kiloları konuşmayan ve akademinin yüz akı olmuş bilim insanlarını bünyesinde bulunduran, bilgi üreten güzide okulum.

marşı aşağıdaki gibi olan üniversitedir.

ülkenin ilk teknik üniversitesi. öğrencileri ve mezunları sürekli olarak odtü öğrencileri ve mezunlarını kıskanır ve kötülerler. bu tilkinin erişemediği üzümlere "bunlar koruk, daha olmamış" demesine benzer.
mühendislik eğitimi konusunda ülkede iki üniversite başı çeker: odtü ve bilkent. bilkent'in hocalarının büyük bölümü de odtü mezunudur.
benim mesleğim de mühendislik. odtü elektrik mezunuyum. meslek hayatım boyunca her üniversiteden mühendisle birlikte çalıştım, yöneticileri oldum. gördüğüm şey şu: itü mezunu olan bir mühendis pratiğe önem veren, çalışsın da nasıl çalışırsa çalışsın diyen bir yapıda. odtü mezunu önce işi kavrar, teorik temelini araştırır ve en sonunda hatasız bir çözüm bulur.
bir sınıf arkadaşım büyük bir meşrubat firmasının otomasyon işini yapıyordu. ince eleyip sık dokumaktan iş bitmeyince patronu işi elinden aldı. bir itü'lü mühendise verdiler. adam 15 günde bitirdi. benim arkadaş bu problem çıkartacak çözüm. olmamış dedi. altı ay kadar sonra benim arkadaşı çağırdı firması. tam da takıldığı yerden patlak vermiş ve bir silo dolusu şekerli su zayi olmuş.
bizim şirkette bir tasarımı yönetiyorum. sorun genliği değişen bir şebeke geriliminde, varsa, üçüncü ve beşinci harmonikleri bastırmak. çok güzel analog çözümleri olan bir sorun. ama kompleks, bir dolu geri besleme falan gerekiyor. düğüm oldular. odtü mezunu olan bunu software çözelim dedi. odtü'den son sırada mezun ha. oturdu. bir haftada software bir filtre yazdı. okulda ne işe yarar bu dediğimiz nyquist teoremini bir implement etti. itü mezunu nyquist'i duymamış, duyduysa unutmuş.
eyyorlamam bu kadar. bu arada son 30 yıldır odtü'den çıkan "solcuların" neredeyse tamamı atatürkçü. benim atatürkçü olmamam daha önceden. ayrıca siyasete bulaşmayan üniversite mezunu, af buyurun "mal"dır.

itü mezunu cumhurbaşkanı ve başbakanlar:
süleyman demirel
turgut özal
necmettin erbakan
binali yıldırım

odtü mezunu cbaşbanı ve başbakanlar:
yok öyle bişey.

itülü işadamları:
şarık tara (enka holding)
ıshak alaton (alarko holding)
hakan bayraktar (baykar)

odtü mezunu isadamları:
adını bildigim kimse yok

itülü askerler
mareşal fevzi çakmak
ferik orgeneral nurettin paşa
sadrazam mithat paşa

odtülü askerler
yok oyle birşey


80lere kadar odtü hocalarının tümü itü mezunuydu.
ıtü sizin babanız. ıtüde siyaset yapilmıyomuşmuş.
tip baskanı erkan baş'i yada temel karamollaoglunu saymadım bile.
odtünün en meşhur siyasetçisi babacan.

turkiye'de her ne yapıldıysa, herşeyin altında mutlaka bir itülünün imzası vardır.