1.
istanbul'un fethi 6 nisan–29 mayıs 1453 tarihleri arasındaki kuşatmanın sonucunda osmanlı padişahı ıı. mehmed komutasındaki birliklerin bizans imparatorluğu'nun başkenti istanbul'u ele geçirmesi.
istanbul, daha önce de defalarca kuşatılmıştı; vıı.-vııı. asırlarda emeviler ve abbasiler tarafından kuşatıldı ancak başarısız olundu. osmanlılar da şehri daha önce kuşatmıştı osmanlılar ilk kez ı. bayezid komutasında 1395 yılında istanbul'u kuşattı. bazı kaynaklarda ise 1391 tarihli farklı bir kuşatmadan söz edilmektedir. ı. bayezid'in kuşatmasında mancınıklar kullanıldı, kuşatma üzerine macar krallığı günümüz bulgaristan topraklarına taarruz etti ve istanbul kuşatması sonlandırıldı. ertesi yıl kuşatma tekrar başladı ve bu sefer deniz bağlantısını tümüyle koparmak için anadolu hisarı inşa edildi. bizans imparatorunun ateşkes talebi üzerine kuşatma kaldırıldı. ankara savaşı'yla beraber osmanlı devleti fetret devri'ne girdi. bu dönemde bayezid'in oğullarından musa çelebi tarafından 1412 yılında istanbul tekrar kuşatıldı musa çelebi, kargaşanın bizans yüzünden olduğuna ve bazı rakip şehzadelerin bizans tarafından desteklendiğine inanıyordu. ancak rakip şehzadelerden ı. mehmet'in harekete geçmesi sebebiyle bu kuşatma da kaldırıldı. dördüncü kuşatma ise ıı. murad döneminde oldu; ıı. murad elçiler göndererek düzmece mustafa'nın desteklenmemesini talep etti ancak karşılık bulamadı. isyan ile uğraşan ıı. murat, şehzade mustafa'ya yardım ettiğine inandığı bizans imparatorluğu'nun üzerine yürüdü ve kuşatma başladı. bizans imparatoru vıı. ioannis'in karadeniz kıyılarındaki bazı toprakları ve haraç vermeyi teklif etmesiyle bu kuşatma da kaldırıldı. ıı. mehmet tahta geçtiğinde etrafı bütünüyle sarılmış bir şehirle karşı karşıyaydı. fakat üstün zekası planlama yetisi ve meşhur topları ile 29 mayıs 1453 yılında istanbul'u fethedildi
bilinen en meşhur olaylarından biride gemilerin karadan yürütülmesi olayıdır yağlı kazıklarla yürütülen gemilerin geçememesinin sebebi bizansın haliçe taktığı zincir sebep olmuştur .
istanbul, daha önce de defalarca kuşatılmıştı; vıı.-vııı. asırlarda emeviler ve abbasiler tarafından kuşatıldı ancak başarısız olundu. osmanlılar da şehri daha önce kuşatmıştı osmanlılar ilk kez ı. bayezid komutasında 1395 yılında istanbul'u kuşattı. bazı kaynaklarda ise 1391 tarihli farklı bir kuşatmadan söz edilmektedir. ı. bayezid'in kuşatmasında mancınıklar kullanıldı, kuşatma üzerine macar krallığı günümüz bulgaristan topraklarına taarruz etti ve istanbul kuşatması sonlandırıldı. ertesi yıl kuşatma tekrar başladı ve bu sefer deniz bağlantısını tümüyle koparmak için anadolu hisarı inşa edildi. bizans imparatorunun ateşkes talebi üzerine kuşatma kaldırıldı. ankara savaşı'yla beraber osmanlı devleti fetret devri'ne girdi. bu dönemde bayezid'in oğullarından musa çelebi tarafından 1412 yılında istanbul tekrar kuşatıldı musa çelebi, kargaşanın bizans yüzünden olduğuna ve bazı rakip şehzadelerin bizans tarafından desteklendiğine inanıyordu. ancak rakip şehzadelerden ı. mehmet'in harekete geçmesi sebebiyle bu kuşatma da kaldırıldı. dördüncü kuşatma ise ıı. murad döneminde oldu; ıı. murad elçiler göndererek düzmece mustafa'nın desteklenmemesini talep etti ancak karşılık bulamadı. isyan ile uğraşan ıı. murat, şehzade mustafa'ya yardım ettiğine inandığı bizans imparatorluğu'nun üzerine yürüdü ve kuşatma başladı. bizans imparatoru vıı. ioannis'in karadeniz kıyılarındaki bazı toprakları ve haraç vermeyi teklif etmesiyle bu kuşatma da kaldırıldı. ıı. mehmet tahta geçtiğinde etrafı bütünüyle sarılmış bir şehirle karşı karşıyaydı. fakat üstün zekası planlama yetisi ve meşhur topları ile 29 mayıs 1453 yılında istanbul'u fethedildi
bilinen en meşhur olaylarından biride gemilerin karadan yürütülmesi olayıdır yağlı kazıklarla yürütülen gemilerin geçememesinin sebebi bizansın haliçe taktığı zincir sebep olmuştur .
devamını gör...
2.
bugün üzerinden 568 yıl geçmiş olan olay.
konstantinopolis zaten defalarca farklı milletler tarafından kuşatılmış ve alınamamıştı, çünkü halkın inancına göre tanrı ve theotokos* tarafından korunmaktaydı. bir efsaneye göre ayasofya'nın inşaası sırasında iustinianus bir meleğe ayasofya'yı koruyacağına söz verdirmişti ve o melek kenti koruyordu. avar kuşatması sırasında ise surlarda gezdirilen meryem ikonası avarlar'ı püskürtmüştü. bunların çok da doğru olmadığı 1204'teki latin işgali ve sonrasında kentin tekrar romalılar tarafından ele geçirilmesi sırasında anlaşıldı, çünkü şehir iki kez düşmüş oldu. bundan sonra 1453'e değin yine pek çok kuşatma olsa da şehir düşmedi ve 15. yüzyılda roma imparatorluğu'nun başkenti olarak varlığını sürdürmeye devam etti.
sultan ikinci mehmed'in ise belki diğer tüm kuşatmacılardan daha büyük bir ideali vardı: roma imparatorluğu'nun başkentini kendi başkenti yapmak ve yeni roma imparatoru olarak doğu ve batı'ya hükmetmek. çünkü antik imparatorluk anlayışına göre tek bir imparatorluk ve tek bir imparator vardır. bu önce pagan roma imparatorluğu, sonra bizim bizans dediğimiz hıristiyan roma imparatorluğu idi ve eğer mehmed konstantinopolis'i alırsa üçüncü imparatorluk müslüman bir roma imparatorluğu olacak, mehmed acem diyarından britannia ve hispania'ya kadar uzanan eski imparatorluk topraklarında hak sahibi olacaktı.
mehmed han bu idealini gerçekleştirmek için gözünü karartıp büyük bir donanma ve muhtemelen o dönemde görülmüş olan en büyük orduyu topladı, bilimsel yayınlar bu ordunun yaklaşık 80 bin askerden oluştuğunu söyler. konstantinopolis'i savunanlar ise bir avuç bizanslı, giovanni giustiniani komutasında bir ceneviz kumpanyası, papa'nın çok büyük yardım göndereceğim diye gönderdiği 200 napolili okçu ve osmanlı şehzadesi prens orhan'ın emrindeki hıristiyan türkler ile birlikte 8 bin kişiden ibaretti. mehmed han kentin teslim edilmesini ve halkın mora'ya gönderilerek imparatorun mora despotu olarak hüküm sürmesini birkaç kez teklif ettiyse de imparator konstantinos palaiologos "şehrin kaderinin kendi kaderiyle aynı olacağını ve tarihe şehrini teslim eden imparator olarak geçmeyeceğini" söyleyerek bu teklifleri reddetti. bu sırada kentte de pek çok bürokrat ve siyasi de imparatorun kentten kaçırılmasını ve başka bir yerde gücünü topladıktan sonra şehri geri almasını savunuyordu, tıpkı 1204'ten sonra nikaia'ya sürgüne giden ve sonra şehri geri alan iznik imparatorları gibi. ancak konstantinos bunların hepsini reddetti ve gücü yettiği kadar şehrini savunmaya karar verdi.
kuşatma uzadıkça iki taraf da yorgun düştü, bizanslıların ölenlerin yerine koyabilecekleri askerleri yoktu, türklerin büyük topları vardı ve sayıları çok fazlaydı. ancak çandarlı halil ve taifesi de kuşatmanın çok uzadığını ve kaldırılması gerektiğini söyleyerek türk tarafında huzursuzluk yaratmaktaydı. ne olacaksa bir an önce olmalıydı ve iki taraf da kanlarının son damlasına kadar dökmeye karar verdi.
29 mayıs günü bizanslılar bir avuç kalmış, haliç'teki zincir gemiler karadan yürütülerek geçilmiş; bir önceki gece de ayin sırasında ayasofya'dan yükselerek gökte kaybolan bir ışık huzmesi kenti koruyan meleğin gittiğini, şehrin düşeceğini haber vermişti. kentin kaderi çizilmek üzereydi ve türklerin son hücumu, romalıların son savunması başladı.
surlar birkaç yerden geçilse de türkler hala şehre girememiş, azapların hızla şehit düşmesiyle yeniçeriler bile gırtlak gırtlağa mücadeleye dahil olmuştu. mehmed elindeki tüm kozları kullanmakta kararlıydı. bu sırada giustiniani ise askerleriyle müthiş bir savunma vermekteydi, ta ki yaralanıp ceneviz gemilerinden birine taşınana dek. komutanlarının yaralanması ve hatta ölmüş olduğunun düşünülmesi ceneviz askerlerinin hızla dağılmasına ve yeniçerilerin kente girmesine sebep olmuştu. durumu gören imparator konstantinos, şehirden kaçma teklifini son bir kez reddederek tacını ve pelerinini çıkararak kılıcını çekmiş ve sıradan bir asker gibi kalan askerleriyle birlikte yeniçeri kalabalığının üzerine atılmıştı; bu son roma imparatorunun son görüldüğü andı. o gün şehir düştü, imparatorun cesedi bulunamadı. bazı efsanelere göre artık fatih sultan mehmed olan mehmed han imparatorun cesedini imparatorlara özgü kırmızı çizmelerinden teşhis ettirmiş ve bu yüce komutana yaraşır bir imparatorluk seremonisiyle defnetmişti. diğer bir efsane ise imparatorun cesedinin surlara asıldığı, ancak ilki çok daha dokunaklı ve fatih'in kişiliğine daha uygun bir davranış olurdu.
fethin ertesi günü sultan mehmed ayasofya'da patriğin elinden roma tacını giyerek doğu ve batı'nın basileosu oldu. dünyanın en uzun süre ayakta kalan imparatorluğu roma ise kimisine göre yok oldu, kimisine göre osmanoğullarına geçti.
bir de kuşatma sırasında yaşananlar arasındaki favori hikayelerimden birini anlatayım. batı'dan yardım gelip gelmediğini görmek için küçük bir bizans gemisi kuşatmayı yarar ve midilli açıklarında demirler. üç gün boyunca ufku gözleyip yardım gelmediğine kanaat getirince tornistan yapıp kente dönmeye karar verirler. bu sırada tayfadan birisi "aman abi deli miyiz, şehir düşecek, biz hazır kaçtık niye geri gidiyoruz" diye müthiş bir düşünce ortaya atar ve neticesinde direğe bağlanarak şehre geri gelene kadar dövülür.
konstantinopolis zaten defalarca farklı milletler tarafından kuşatılmış ve alınamamıştı, çünkü halkın inancına göre tanrı ve theotokos* tarafından korunmaktaydı. bir efsaneye göre ayasofya'nın inşaası sırasında iustinianus bir meleğe ayasofya'yı koruyacağına söz verdirmişti ve o melek kenti koruyordu. avar kuşatması sırasında ise surlarda gezdirilen meryem ikonası avarlar'ı püskürtmüştü. bunların çok da doğru olmadığı 1204'teki latin işgali ve sonrasında kentin tekrar romalılar tarafından ele geçirilmesi sırasında anlaşıldı, çünkü şehir iki kez düşmüş oldu. bundan sonra 1453'e değin yine pek çok kuşatma olsa da şehir düşmedi ve 15. yüzyılda roma imparatorluğu'nun başkenti olarak varlığını sürdürmeye devam etti.
sultan ikinci mehmed'in ise belki diğer tüm kuşatmacılardan daha büyük bir ideali vardı: roma imparatorluğu'nun başkentini kendi başkenti yapmak ve yeni roma imparatoru olarak doğu ve batı'ya hükmetmek. çünkü antik imparatorluk anlayışına göre tek bir imparatorluk ve tek bir imparator vardır. bu önce pagan roma imparatorluğu, sonra bizim bizans dediğimiz hıristiyan roma imparatorluğu idi ve eğer mehmed konstantinopolis'i alırsa üçüncü imparatorluk müslüman bir roma imparatorluğu olacak, mehmed acem diyarından britannia ve hispania'ya kadar uzanan eski imparatorluk topraklarında hak sahibi olacaktı.
mehmed han bu idealini gerçekleştirmek için gözünü karartıp büyük bir donanma ve muhtemelen o dönemde görülmüş olan en büyük orduyu topladı, bilimsel yayınlar bu ordunun yaklaşık 80 bin askerden oluştuğunu söyler. konstantinopolis'i savunanlar ise bir avuç bizanslı, giovanni giustiniani komutasında bir ceneviz kumpanyası, papa'nın çok büyük yardım göndereceğim diye gönderdiği 200 napolili okçu ve osmanlı şehzadesi prens orhan'ın emrindeki hıristiyan türkler ile birlikte 8 bin kişiden ibaretti. mehmed han kentin teslim edilmesini ve halkın mora'ya gönderilerek imparatorun mora despotu olarak hüküm sürmesini birkaç kez teklif ettiyse de imparator konstantinos palaiologos "şehrin kaderinin kendi kaderiyle aynı olacağını ve tarihe şehrini teslim eden imparator olarak geçmeyeceğini" söyleyerek bu teklifleri reddetti. bu sırada kentte de pek çok bürokrat ve siyasi de imparatorun kentten kaçırılmasını ve başka bir yerde gücünü topladıktan sonra şehri geri almasını savunuyordu, tıpkı 1204'ten sonra nikaia'ya sürgüne giden ve sonra şehri geri alan iznik imparatorları gibi. ancak konstantinos bunların hepsini reddetti ve gücü yettiği kadar şehrini savunmaya karar verdi.
kuşatma uzadıkça iki taraf da yorgun düştü, bizanslıların ölenlerin yerine koyabilecekleri askerleri yoktu, türklerin büyük topları vardı ve sayıları çok fazlaydı. ancak çandarlı halil ve taifesi de kuşatmanın çok uzadığını ve kaldırılması gerektiğini söyleyerek türk tarafında huzursuzluk yaratmaktaydı. ne olacaksa bir an önce olmalıydı ve iki taraf da kanlarının son damlasına kadar dökmeye karar verdi.
29 mayıs günü bizanslılar bir avuç kalmış, haliç'teki zincir gemiler karadan yürütülerek geçilmiş; bir önceki gece de ayin sırasında ayasofya'dan yükselerek gökte kaybolan bir ışık huzmesi kenti koruyan meleğin gittiğini, şehrin düşeceğini haber vermişti. kentin kaderi çizilmek üzereydi ve türklerin son hücumu, romalıların son savunması başladı.
surlar birkaç yerden geçilse de türkler hala şehre girememiş, azapların hızla şehit düşmesiyle yeniçeriler bile gırtlak gırtlağa mücadeleye dahil olmuştu. mehmed elindeki tüm kozları kullanmakta kararlıydı. bu sırada giustiniani ise askerleriyle müthiş bir savunma vermekteydi, ta ki yaralanıp ceneviz gemilerinden birine taşınana dek. komutanlarının yaralanması ve hatta ölmüş olduğunun düşünülmesi ceneviz askerlerinin hızla dağılmasına ve yeniçerilerin kente girmesine sebep olmuştu. durumu gören imparator konstantinos, şehirden kaçma teklifini son bir kez reddederek tacını ve pelerinini çıkararak kılıcını çekmiş ve sıradan bir asker gibi kalan askerleriyle birlikte yeniçeri kalabalığının üzerine atılmıştı; bu son roma imparatorunun son görüldüğü andı. o gün şehir düştü, imparatorun cesedi bulunamadı. bazı efsanelere göre artık fatih sultan mehmed olan mehmed han imparatorun cesedini imparatorlara özgü kırmızı çizmelerinden teşhis ettirmiş ve bu yüce komutana yaraşır bir imparatorluk seremonisiyle defnetmişti. diğer bir efsane ise imparatorun cesedinin surlara asıldığı, ancak ilki çok daha dokunaklı ve fatih'in kişiliğine daha uygun bir davranış olurdu.
fethin ertesi günü sultan mehmed ayasofya'da patriğin elinden roma tacını giyerek doğu ve batı'nın basileosu oldu. dünyanın en uzun süre ayakta kalan imparatorluğu roma ise kimisine göre yok oldu, kimisine göre osmanoğullarına geçti.
bir de kuşatma sırasında yaşananlar arasındaki favori hikayelerimden birini anlatayım. batı'dan yardım gelip gelmediğini görmek için küçük bir bizans gemisi kuşatmayı yarar ve midilli açıklarında demirler. üç gün boyunca ufku gözleyip yardım gelmediğine kanaat getirince tornistan yapıp kente dönmeye karar verirler. bu sırada tayfadan birisi "aman abi deli miyiz, şehir düşecek, biz hazır kaçtık niye geri gidiyoruz" diye müthiş bir düşünce ortaya atar ve neticesinde direğe bağlanarak şehre geri gelene kadar dövülür.
devamını gör...
3.
1453. tanımımı* bağdaştırdığım tarihi olay
devamını gör...
4.
1453' ün rakamları toplamı 13' tür.
talas savaşı' 751' de öyle.
13 sayısını sevmeyenler bu yüzden sevmez.
istanbul' u kaptırdıkları için.
talas savaşı' 751' de öyle.
13 sayısını sevmeyenler bu yüzden sevmez.
istanbul' u kaptırdıkları için.
devamını gör...
5.
bugün olan özel durumdur. biz türkler için bayramdır esasen. tabii burda fethi yazacak değilim ama bu fetih gerçekleşmişse sebebi henüz 21 yaşında "iskender doğuyu aldı bende batıyı alacağım" diyen, 24 yaşında saray duvarına dünya haritası çizdiren, muhtelif dallarda o günün rönesansında bile görülemeyen becerilere ve bilgilere sahip, vizyonuyla ve fikriyle türk tarihinin rönesans temsilcisi olan o gencecik dahidir.
devamını gör...
6.
osmanlı devleti’nin imparatorluk yolundaki toprak zaferlerinin en büyüğü.
italyan ressam fausto zonaro'nun "ıı. mehmed'in konstantinopolis'e girişi" adlı tablosu
sanırsam stefan zweig’in insanlığın yıldızlarının parladığı anlar kitabında istanbul’un fethi de vardı. onu da bügünün anısına okuyayım:
italyan ressam fausto zonaro'nun "ıı. mehmed'in konstantinopolis'e girişi" adlı tablosu
sanırsam stefan zweig’in insanlığın yıldızlarının parladığı anlar kitabında istanbul’un fethi de vardı. onu da bügünün anısına okuyayım:
devamını gör...
7.
kutlamalarda insanların kırmamaya dikkat edilmesi gereken bir gündür 29 mayıs günü. zira fetih kavramı birileri için fetihken birileri için kayıp, düşüştür. ne olursa olsun insanları incitmemek gerekir.
devamını gör...