kadınlar olarak kıllarımızı almak zorunda değiliz

bence de almak zorunda değilsiniz.

elektirikler kesildi bizim burada. burası büyükçe bir köy olduğu için sık sık elektrikler kesilir.
sıkıntıdan aldım cımbızı kaşımın saçmalayan kısımlarını düzelteyim diye.
anacığım gördü gel buraya gel mağara adamı gibi oldun dedi. gittim yattım dizine düzeltti kaşımı. toparladı baya. ulan elim yüzüm bi açıldı sorma. insana döndüm resmen. ama baya acıdı. elmacık kemiklerimin üzerinde çıkan sürüyü terk etmiş sakal tanelerini de aldı. ferahladım resmen bu kadar mı fark eder…

ondan sonra ben yalnızım, kimse beni beğenmiyor demediğiniz sürece bence sorun yok.

şu malum 4 harfli sözlükteki başlıkları açıp durmayın, yeto.

yontma taş devri olarak haklı serzeniş.

değilsiniz tabii ama denyonun birisi çıkıp muhittin abi bıyık yakışmış derse kırılmaca darılmaca yok.

bıyığımı burup gızlara güven, erkeklere korku salmak benim en doğal hakkımdır. bunu elimden alanın kaşlarını cımbızla yolarım bir işkence yöntemi olarak bakınız.

tabii ki değilsiniz ama biz de kıl yumağı ile sevişmek zorunda değiliz.
bazı kadınlar görüyorum ağdacı fln kesmez direkt tarım ve orman bakanlığı'nın el atması lazım.

zaten erkekler bu yönde baskı yapmıyor, kadınlar kadınlara baskı yapıyor.

bir yerinize güneş mi çarpıyor yoksa başka bir şey mi bu başlığın gereksizliği hat safa

başlığın kendisi bile tek başına rahatsız edici bir etki yaratıyor bence ama elbette tercih sizin, takdir sizin, kıl sizin.

(bkz: tamam aslanım tamam koçum)

evet değiliz. sonuç olarak zorunluluk olsaydı erkek bireyler de alirdi.
ben yine alışkanlıktan aldıriyorum. belki ilerde vazgeçerim.

bana ne alüminyum. ben erkek seviyorum.

zorunda olduğum için almıyorum, kıl sevmiyorum. keşke erkekler de alsa... rahatsız edici bir detay.
kıvır kıvır dökülüyor bir de neresinden düştüğü belli değil, cidden sinir bozucu.