kadınlar olarak kıllarımızı almak zorunda değiliz

ewed kendime saygım yok. başka soru?

herkes kıllarını alacak, tırnaklarını kesecek, dişlerini fırçalayacak.

ben sizinle uğraşamam pis insanlar sizi.

kıl almayan hanımefendiler dağa da çıkabilirler

kıllardan bu kadar rahatsız olmanız hiç normal değil bu arada.

elbette haklı bir söylem.

bıyıklar badem yağı var ister misin

alma ablacım alma bundan bize ne.

kıl oldum abi

sen bilirsin bacı, sonra arkadaslarinin dugun fotolarina bakip aglama ama.

doğru ama eksik önerme.

ideali:

evet, özellikle de koltuk altı.

herkesin bireysel tercihi diye düşünüyorum bunu sözde feminizme yormamak gerek. tabi böyle düşünsem de kadında kıl gördüğümde ilk tepkim istemsiz de olsa yadırgamak oluyor. ilkel dürtülere yenilmemek lazım.

almak zorunda değiliz de, alınca da güzel olmuyor mu şimdi kızlar? korkmayın konuşun, kıllar olmayınca daha güzel oluyoruz deyin. deyin ya, size değmez ama biz kıl sevmiyoruz deyin.

değilsiniz elbet..

ama sonra neden soğudu bu diye ağlamayın emi..

kıllarınızı almazsanız babanıza benzersiniz *

hiç kimse hiçbir şeyi yapmak zorunda değildir zaten. sadece sonuçlarına katlanmak zorundadır bu gerçek. dolayısıyla sizi kıllı bir şekilde beğenmeyecek erkekler veya başka sorun edebileceğiniz gerçekleri kabul etmek zorunda kalırsınız o kadar.

bir kadın olarak söylüyorum ki erkekler de kıllarını almak zorunda bence. kıla tüye asla tahammülüm yok. feministlik marjinallik için saçma sapan triplere girmeye gerek yok. kabul edelim ki kıl yumaklığı kötü bir görüntü ve insanlar bunları görmek zorunda değil. öyle gezmek kendine saygısı olmayan ve pis insan davranışı bence.

kadınlar olarak kıllarımız kimseyi ilgilendirmez ama hijyen açısından alsak çok iyi. sağlık için sağlık.

kadınlar olarak kıllarımızı almak zorunda değiliz

kıllarımızla birlikte doğarız, doğanın armağanıdır onlar,
yön verirler bize, kimliğimizi belirlerler, gururla taşırız onları.
toplumun dayattığı normlara meydan okuyan, cesurca dururuz,
kıllarımızla barış içinde, doğal güzellikte yürürüz.

cesurca karşı dururuz, baskılara boyun eğmeyiz asla,
kıllarımızı almak zorunda değiliz, doğamızla bütünüz biz.
ciltlerimizde gururla taşırız onları, doğal ve özgürce,
kadın olmanın ne olduğunu, kendi yolumuzda keşfederiz.

kıllarımızla varız, bedenimizi sevgiyle kabul ederiz,
toplumun dayatmalarına kulak asmaz, özgürlüğümüzü yaşarız.
her bir kıl bir hikaye anlatır, bedenimizin özgünlüğünü yansıtır,
kadınlar olarak kıllarımızı almak zorunda değiliz, doğanın bize verdiği armağanı gururla taşırız.

lord megatron

made bir: karnal kılıfını sev*
madde iki: kıl koku çukurudur*
madde üç: cinsiyet yukarıdaki maddelerden muafiyet nedeni değildir

yersin ya da yemezsin
seçimlerin kaderini çizer

benim bildiğim kadınlar bir şey yapıyorlarsa bu yine kendi hemcinsleri içindir. erkekler olarak kılsız kadınları kıllılara tercih ettiğimizde içten içe o kıllı kadın dişi birey kendi hemcinsine kurulup o da almaya başlıyor. birisi botoks yaptırdı ve erkeklerce talep görmeye mi başladı, hemen o da aynı yolu izliyor.

günümüzde şöyle bir argüman var; dayatılan güzellik normları. iyi de biz kimseye böyle olun demiyoruz erkekler olarak, kimseyi zorlamıyor ya da hakir görmüyoruz. kadınlar kendi içlerinde o kadınları kıskandıklarından ona benzemek için taklalar atıyorlar sadece ve günün sonunda "dayatılan güzellik normlarına uymak zorunda değiliz" uyabilsen uyardın sen de bilmiyor muyuz sanki! uyamadığından çıkıyor zaten tüm bu tantana. sizin kıllarınızı almanızın ya da almamanızın sorumlusu biz erkekler değil, kendi hemcinsleriniz sevgili kadın dişi bireyler.

tüm bu sebeplerle feminist hareketlerin hiçbirini ciddiye alamıyorum.