1.
muhteşem bir sezai karakoç şiiridir,
güneşin yeni doğduğunu sana haber veriyorum
yağmurun hafifliğini toprağın ağırlığını
ve bütün varlığımla kara yılan seni çağırıyorum
seni çağırıyorum parmaklarımdan süt içmeye
pamuğun ağırlığını yapan dağın hafifliğini
sana haber veriyorum yeni doğduğunu güneşin
ben güneyli çocuk arkadaşım ben güneyli çocuk
günahlarım kadar ömrüm vardır
ağarmayan saçımı güneşe tutuyorum
saçlarımı acının elinde unutuyorum
parmaklarımdan süt içmeye çağırıyorum seni
ben güneyli çocuk arkadaşım ben güneyli çocuk
ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı
ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum
gelmiş dayanmış demir kapısına sevdanın
ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum
ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum
seni süt içmeye çağırıyorum parmaklarımdan
kara yılan kara yılan kara yılan kara yılan
devamını gör...
2.
ülkemizde zehirli olduğu zannedilen ancak aksine zehirsiz olup sürüngenler arası ekolojik dengeyi koruyan yılan türüdür.
kara yılanların boyları 3 metreye kadar uzayabilir.
zehirli oldukları yanılgısıyla çoğu kez öldürülmektedir ancak genellikle kertenkele, fare, kendinden küçük diğer yılanlar gibi besin basamakları ile beslenirler.
kara yılanların boyları 3 metreye kadar uzayabilir.
zehirli oldukları yanılgısıyla çoğu kez öldürülmektedir ancak genellikle kertenkele, fare, kendinden küçük diğer yılanlar gibi besin basamakları ile beslenirler.
devamını gör...
3.
ülkemizin güneyinde temmuz ağustos aylarında çiçek gibi vıcır vıcır açan yılan türüdür.
öğlenin zift sıcağında arabanın üstüne atlamak suretiyle hızımızı kesip arkadaki şoförü şok ederek gaza bastırıp arabamızın arkasını dümdüz eden vatan hainidir. allahsız kitapsızdır. 40 derece sıcakta sanayilerde perişan eder. gardaşım şıraaakkk diye asfalta atlamakta neyin nesi. o şov orada mı yapılır. hadi biz gaz kestik, arkadakinin dumuru ne olacak.
5 dk geçmiş 'abla ya ben yılana bakıyordum o neydi öyle 2 metre' diyor eleman. olm araba noldu bi baksan mı acaba şuan arabamın yarısı yok farkındaysan. tövbe estafrullah.
bi geçmiş olsununuzu alırız.
öğlenin zift sıcağında arabanın üstüne atlamak suretiyle hızımızı kesip arkadaki şoförü şok ederek gaza bastırıp arabamızın arkasını dümdüz eden vatan hainidir. allahsız kitapsızdır. 40 derece sıcakta sanayilerde perişan eder. gardaşım şıraaakkk diye asfalta atlamakta neyin nesi. o şov orada mı yapılır. hadi biz gaz kestik, arkadakinin dumuru ne olacak.
5 dk geçmiş 'abla ya ben yılana bakıyordum o neydi öyle 2 metre' diyor eleman. olm araba noldu bi baksan mı acaba şuan arabamın yarısı yok farkındaysan. tövbe estafrullah.
bi geçmiş olsununuzu alırız.
devamını gör...
4.
koynumda beslediklerimdir.
devamını gör...
5.
askerliğini yapanların çoğu bilir. mg3 makinalı tüfeğin lakabıdır. tutukluk yapması tam baş belası iştir. çok temiz olmalı. sürekli bakım gerektirir. zor ayar tutar. devrinin önemli silahları arasındadır.
devamını gör...
6.
kara yılan tabiri, gerçek anlamda kullanıldığında zararsız, hatta ekoloji için oldukça faydalı bir canlıyı ifade ederken; mecaz anlamda, bir insanı ifade eden sıfat olarak kullanıldığında, genellikle, topuklarımız kaba etlerimize vura vura kaçmamız gereken zararlı, sinsi ve entrikacı kişileri ifade eder* *. tamam ya, cıvıtmayacağım. birinden ''kara yılan'' diye bahsetmek, onun sinsi, tehlikeli veya güçlü olmasını ifade eder.
ayrıca bir parantez, milli mücadele yıllarında, güneydoğu anadolu bölgesinde kahraman kabul edilen şahin bey'in lakabı da ''kara yılan''dır.
geçenlerde burada yazar olan bir arkadaş ile yaptığımız mini bir sohbetin ''yılan''lara kadar uzanmasıyla birlikte çeşitli efsanelerden söz açılmış ve karşılıklı merak arttığı için benim tanımı gerçek anlamdaki kara yılan e efsaneleriyle ilgilidir.
bu türler özellikle amerika'da yaşayan ve zehirsiz olan black snake olarak adlandırılan yılanlardır. türkiye'de ise bazı koyu renkli su yılanları ve koyu renkli yılanlara deniyor. ayrıca orta doğu ve avrupa'nın bazı bölgelerinde de yaşayan ve siyah kırbaç yılanı da denilen bir yılandır.
zehirsizdirler ve insanlar için bir tehlike oluşturmazlar. besin kaynağını kuşlar,kemirgenler(fare vb), sürüngenler ve diğer bazı yılanlar oluşturur. boyları iki metreye kadar uzayabilir. parlak siyah renkli ya da lacivert renkli olabilirler, karın bölgesi de genelde beyazımsıdır. saldırgan değillerdir ama tehdit altında kalınca ısırabilirler. ısırıkları zehirli değildir. ağacalara ve binalara çok rahat tırmanabilirler. zararsız ve saldırgan olmamalarına rağmen oldukça güçlüdürler.
bizim köyde kır papatyası ve değişik soruların muhatabı sarı çiçek kadar olmasa da, havalar ısınınca zahterlerle yarışacak bollukta karşılaşılabilecek bir canlıdır. bir bak ki eve girmiş, en serin yere kurulmuş, fosur fosur uyuyor. *
genellikle öldürülmezler. ola ki bir sebepten öldürüldü, işte batıl da orada başlar efsaneler de... mesela burada ölmüş kara yılanın ağzına un ya da tuz koyarlar. bu eylemin dayandığı çeşitli efsaneler vardır.
bunlardan biri intikamı önlemek
anadolu ve başka birçok kültürde, kara yılanın ruhani olarak intikam alabileceği; yılanın ruhunun başka bir yılanın bedenine geçip intikam için döneceği; yılanın eşininin intikam için döneceği ve ölüme zehirlenme süsü verme isteği; ruhun ağızdan çıktığı düşünülerek, ruhun bedenden çıkmasını dolayısı ile intikamı önlemek için.
bir diğeri öldüğünden emin olmak
yılanlar öldükten sonra da hareket edebilirler. bu nedenle agızlarına un, tuz gibi maddeler koyularak tepkileri test edilir ve ölüp ölmediğinden emin olunur.
bir diğeri de mistizm, büyü inanışı
öldürülen yılanın lanetini almamak adına, ağzına kutsal kabul edilen un veya tuz koyularak, aile bireylerini koruduğuna inanmak.
bu ritüellerin bilimsel bir dayanağı elbette yoktur ama yüzyıllardır süre gelen batıl inanış ve mistizmin bir parçası olarak insanlar tarafından benimsenmiştir. üstelik kara yılanlar yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşme zamanı sosyalleşirler*. hatta anne kara yılan, yumurtladıktan sonra yavrularını korumazlar.
fakat öte yandan, insanların doğaya karşı işlediği şiddetin, doğada yankısı olduğu fikri, bu ritüeller ve inanışlara da oldukça güçlü yansıyor.
***
bir başka yönden de kara yılanın ev koruyucusu olarak görülmesi ve büyücülükle bağdaştırılası da söz konusuymuş.
anadolu ve orta doğu inanışına göre, ev çevresinde görülen kara yılan, bu evi nazar, büyü, cin vb gibi konularda korurken, uğur, bereket, koruyucu ruh ya da evliyaların koruyucusu kabul edilir ve öldürülmesi uğursuzluk kabul edilirmiş. yılan yuvasına dokunulmaz hatta ekmek, süt vb gibi gıdalarla da beslerlermiş.
orta asya şamanları da, kara yılanın ruhunu ''yeraltı aleminin habercisi'' olarak görür ve transa geçtikleri esnada kara yılan sebolünü hayal ederlermiş ve bazı şamanlarda, rüyada kara yılan görmek, bir ruhun yardım etmesine yorumlanırmış.
büyü ile uğraşan bazı kişilerce de kara yılanı kendine bağlamak, yani ruhani yoldaş kabul ederek beslemek gibi bir durum da varmış. böylece kendisini korumuş oluyormuş. büyücüye göre kara yılanın dilinden anlayan kişi, ölülerin de dilinden anlarmış. çünkü yılanlar toprakla temas halinde yaşayan ve yeraltı sırlarını bilen varlıklar olarak görülürmüş. kara yılan, ölüm, sır ve sessiz ve sonsuz bilgelikle bağdaştırılırmış.
yılan derisi ve dişi ile büyü yapılırmış. örneğin, kara yılanın dökülen derisini, dolunayda suda bekletip, sabahına uçurulmasını istediğiniz yazarın mahlasını nas felak okuyarak fısıldayıp gömerseniz... hala okuyor bak... şaka be şaka... ben nereden bileyim büyü detayı jhsad. ben hep pozitif bilim, at kafası falan yaaani.
***
ayrıca bir parantez, milli mücadele yıllarında, güneydoğu anadolu bölgesinde kahraman kabul edilen şahin bey'in lakabı da ''kara yılan''dır.
geçenlerde burada yazar olan bir arkadaş ile yaptığımız mini bir sohbetin ''yılan''lara kadar uzanmasıyla birlikte çeşitli efsanelerden söz açılmış ve karşılıklı merak arttığı için benim tanımı gerçek anlamdaki kara yılan e efsaneleriyle ilgilidir.
bu türler özellikle amerika'da yaşayan ve zehirsiz olan black snake olarak adlandırılan yılanlardır. türkiye'de ise bazı koyu renkli su yılanları ve koyu renkli yılanlara deniyor. ayrıca orta doğu ve avrupa'nın bazı bölgelerinde de yaşayan ve siyah kırbaç yılanı da denilen bir yılandır.
zehirsizdirler ve insanlar için bir tehlike oluşturmazlar. besin kaynağını kuşlar,kemirgenler(fare vb), sürüngenler ve diğer bazı yılanlar oluşturur. boyları iki metreye kadar uzayabilir. parlak siyah renkli ya da lacivert renkli olabilirler, karın bölgesi de genelde beyazımsıdır. saldırgan değillerdir ama tehdit altında kalınca ısırabilirler. ısırıkları zehirli değildir. ağacalara ve binalara çok rahat tırmanabilirler. zararsız ve saldırgan olmamalarına rağmen oldukça güçlüdürler.
bizim köyde kır papatyası ve değişik soruların muhatabı sarı çiçek kadar olmasa da, havalar ısınınca zahterlerle yarışacak bollukta karşılaşılabilecek bir canlıdır. bir bak ki eve girmiş, en serin yere kurulmuş, fosur fosur uyuyor. *
genellikle öldürülmezler. ola ki bir sebepten öldürüldü, işte batıl da orada başlar efsaneler de... mesela burada ölmüş kara yılanın ağzına un ya da tuz koyarlar. bu eylemin dayandığı çeşitli efsaneler vardır.
bunlardan biri intikamı önlemek
anadolu ve başka birçok kültürde, kara yılanın ruhani olarak intikam alabileceği; yılanın ruhunun başka bir yılanın bedenine geçip intikam için döneceği; yılanın eşininin intikam için döneceği ve ölüme zehirlenme süsü verme isteği; ruhun ağızdan çıktığı düşünülerek, ruhun bedenden çıkmasını dolayısı ile intikamı önlemek için.
bir diğeri öldüğünden emin olmak
yılanlar öldükten sonra da hareket edebilirler. bu nedenle agızlarına un, tuz gibi maddeler koyularak tepkileri test edilir ve ölüp ölmediğinden emin olunur.
bir diğeri de mistizm, büyü inanışı
öldürülen yılanın lanetini almamak adına, ağzına kutsal kabul edilen un veya tuz koyularak, aile bireylerini koruduğuna inanmak.
bu ritüellerin bilimsel bir dayanağı elbette yoktur ama yüzyıllardır süre gelen batıl inanış ve mistizmin bir parçası olarak insanlar tarafından benimsenmiştir. üstelik kara yılanlar yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşme zamanı sosyalleşirler*. hatta anne kara yılan, yumurtladıktan sonra yavrularını korumazlar.
fakat öte yandan, insanların doğaya karşı işlediği şiddetin, doğada yankısı olduğu fikri, bu ritüeller ve inanışlara da oldukça güçlü yansıyor.
***
bir başka yönden de kara yılanın ev koruyucusu olarak görülmesi ve büyücülükle bağdaştırılası da söz konusuymuş.
anadolu ve orta doğu inanışına göre, ev çevresinde görülen kara yılan, bu evi nazar, büyü, cin vb gibi konularda korurken, uğur, bereket, koruyucu ruh ya da evliyaların koruyucusu kabul edilir ve öldürülmesi uğursuzluk kabul edilirmiş. yılan yuvasına dokunulmaz hatta ekmek, süt vb gibi gıdalarla da beslerlermiş.
orta asya şamanları da, kara yılanın ruhunu ''yeraltı aleminin habercisi'' olarak görür ve transa geçtikleri esnada kara yılan sebolünü hayal ederlermiş ve bazı şamanlarda, rüyada kara yılan görmek, bir ruhun yardım etmesine yorumlanırmış.
büyü ile uğraşan bazı kişilerce de kara yılanı kendine bağlamak, yani ruhani yoldaş kabul ederek beslemek gibi bir durum da varmış. böylece kendisini korumuş oluyormuş. büyücüye göre kara yılanın dilinden anlayan kişi, ölülerin de dilinden anlarmış. çünkü yılanlar toprakla temas halinde yaşayan ve yeraltı sırlarını bilen varlıklar olarak görülürmüş. kara yılan, ölüm, sır ve sessiz ve sonsuz bilgelikle bağdaştırılırmış.
yılan derisi ve dişi ile büyü yapılırmış. örneğin, kara yılanın dökülen derisini, dolunayda suda bekletip, sabahına uçurulmasını istediğiniz yazarın mahlasını nas felak okuyarak fısıldayıp gömerseniz... hala okuyor bak... şaka be şaka... ben nereden bileyim büyü detayı jhsad. ben hep pozitif bilim, at kafası falan yaaani.
***
devamını gör...
7.
ruhi su ustadan gelsin!
vurun antepliler namus günüdür!!!
bu da kara yılan kara yılan olmazdan önce…
vurun antepliler namus günüdür!!!
bu da kara yılan kara yılan olmazdan önce…
devamını gör...