yazar: zülfü livaneli
yayım yılı: 2013
kimsesiz birinin hayatı bir anda aldığı cinayet haberiyle değişime uğrar. bir cinayetin çözümünde, kardeşlik, aile bağları, aşk yazar tarafından en ince ayırtısına kadar inceleniyor.
yayım yılı: 2013
kimsesiz birinin hayatı bir anda aldığı cinayet haberiyle değişime uğrar. bir cinayetin çözümünde, kardeşlik, aile bağları, aşk yazar tarafından en ince ayırtısına kadar inceleniyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "her seyi bilen cay bardagi" tarafından 10.12.2020 23:32 tarihinde açılmıştır.
1.
çok kitap okuyan bundan mütevellit gerçek ve kurgu arasında gidip gelen, küçük yaşta aile fertlerini,kardeşi ahmet’i de, kaybeden,yapayalnız,temasfobi yaşayan, orta yaşlı aksi bir adam olan mehmet’in evine hizmetlisi, hizmetlisinin oğlu ve arkadaşı maktul arzu’nun dışında farklı biri olarak gazeteci kız’ın girmesiyle her şey başlar. bu genç kıza içten içe aşık olan mehmet, anlatmaya sakındığı, ihaneti benimseyemediği, aşktan korktuğu kendi geçmişini çoktan ölen ahmet’in hikayesiymiş gibi yani kardeşimin hikayesi olarak anlattığı kızın misafirliğinin bitişiyle kendini kendi “sevgili”siyle alt ettiği zülfü livaneli’nin yazdığı kitaptır.
devamını gör...
2.
yazım dilini sevdiğim, zülfü livaneli'nin akıcı bir romanı. akıyor, tutamıyorsunuz. spoiler vermemeye çalışarak ufacık bir öneri: kitabın yarısına gelince olayı çözdüm diye kitaba yaklaşımınız değişmesin. sonunda başka bir şey bekliyor sizi.
sonu da bana göre farklı olabilirdi ama kötü değil yine de. zaman kaybı olmaz yani, okuyunuz.
sonu da bana göre farklı olabilirdi ama kötü değil yine de. zaman kaybı olmaz yani, okuyunuz.
devamını gör...
3.
zülfü livaneli’nin kitapları ile tanışmamı sağlayan kitaptır. 14 yaşındayken okuduğumda aşırı etkilenmiştim, şimdi okusam ne hissederim bilmiyorum ama sonrasında livaneli’nin tüm kitaplarını okumamı sağladığından bendeki yeri ayrı. yazarın kitaplarını sevme nedenim romanın içerisinde bilgi de vermesi ve çok akıcı bir dili olması, sürüklemesi. kardeşimin hikayesi’nin sonu aşırı şok edici ve güzeldi, tavsiye ediyorum.
devamını gör...
4.
çok yüksek bir edebiyat algınız yoksa kolaylıkla okuyup anlayabileceğiniz sn. livanelinin 2013'te en çok satan kitaplar arasına giren kitabı. akıcı ve güzel bir senaryosu var, okumanız dahilinde çok şey kaybedeceğinizi sanmıyorum.
devamını gör...
5.
ölüm, aşk, ihanet, acı ve en sonunda da hissizlik duygularının bolca işlendiği bu roman, sizi de gerçekçi kurgusunun içine çekecek. karakterlerin başından geçen olaylar karşısında şaşkınlığa uğrarken, bilmecelerle dolu bir cinayeti çözmeye çalışmak ise oldukça heyecan verici hissettirecek. mutluluk kaynağı olan bir aşkın aslında nasıl da tehlikeli bir duygu olabileceğini göreceğiniz bu eseri, sizde bir solukta bitireceksiniz..
devamını gör...
6.
sonuna bayağı bir yaklaşmış olduğum livaneli eseri.
cidden emin değilim ama bence ahmet'le mehmet ya aynı kişi, ya da mehmet çoktan ölü. ayrıca gazeteci kıza kitap başından beri inceden yavşamalar gözümden kaçmadı, sizden olmaz bence ahmetcim. ayrıca arzu'yu da sen öldürdün, kınıyorum.
merakla bekliyorum neler olacağını.
edit: vay be... demekten kendimi alamadığım bir son oldu.
tahminim yarı doğru çıkmış aslında zira "mehmet çoktan ölü" demiştim ama ölü olan ahmet'miş. bayağı şaşırtıcı ve açıkçası o kadarını tahmin etmediğim şekilde bitti. muharrem'i hiç ummuyordum, şifreyi çözerken ilk harf "m" gelince "hadi lan mehmet miydi harbiden?" falan oldum bir anlığına ama sonradan muharrem ortaya çıkınca çok şaşırdım, ahmet'in* günahını almışım... gazeteci kıza sembol olarak bakması çok belli bir şeydi zira denildiği gibi ne ismi ne cismi belliydi mehmet açısından, devamlı dudaklarına, göğüslerine, mimiklerine odaklı olması bu durumu belirginleştirmiş. okurken en keyif aldığım yerler sanıyorum rusya maceraları oldu, ludmilla, olga, mehmet ve ahmet'in anılarında aşırı keyif aldım. ludmilla - olga aşkına biraz şaşırdım ama ben ludmilla'nın olga'ya olan alttan alttan ilgisini anladım, yalnız bunun aşka dönüşeceğini ummadım, dönüşmüş meğersem... finalde gazeteci kız mehmet'i öpünce kendisinin de tasvir ettiği "uyanış" durumunun gerçekleştiği, yarattığı ölü kardeşi "ahmet" kimliğinden çıkarak mehmet'e dönüşmesi ve artık hiçbir şekilde kaldıramayarak intihar etmesi beni daha az şaşırtan sonlardandı.
sonuç olarak kardeşimin hikayesi hem anlatımıyla, hem tasvirleriyle hem de umulmadık sonuyla beni çok etkileyen bir roman oldu. livaneli'ye bir kez daha saygılar.
eyyorlama is over.*
cidden emin değilim ama bence ahmet'le mehmet ya aynı kişi, ya da mehmet çoktan ölü. ayrıca gazeteci kıza kitap başından beri inceden yavşamalar gözümden kaçmadı, sizden olmaz bence ahmetcim. ayrıca arzu'yu da sen öldürdün, kınıyorum.
merakla bekliyorum neler olacağını.
edit: vay be... demekten kendimi alamadığım bir son oldu.
tahminim yarı doğru çıkmış aslında zira "mehmet çoktan ölü" demiştim ama ölü olan ahmet'miş. bayağı şaşırtıcı ve açıkçası o kadarını tahmin etmediğim şekilde bitti. muharrem'i hiç ummuyordum, şifreyi çözerken ilk harf "m" gelince "hadi lan mehmet miydi harbiden?" falan oldum bir anlığına ama sonradan muharrem ortaya çıkınca çok şaşırdım, ahmet'in* günahını almışım... gazeteci kıza sembol olarak bakması çok belli bir şeydi zira denildiği gibi ne ismi ne cismi belliydi mehmet açısından, devamlı dudaklarına, göğüslerine, mimiklerine odaklı olması bu durumu belirginleştirmiş. okurken en keyif aldığım yerler sanıyorum rusya maceraları oldu, ludmilla, olga, mehmet ve ahmet'in anılarında aşırı keyif aldım. ludmilla - olga aşkına biraz şaşırdım ama ben ludmilla'nın olga'ya olan alttan alttan ilgisini anladım, yalnız bunun aşka dönüşeceğini ummadım, dönüşmüş meğersem... finalde gazeteci kız mehmet'i öpünce kendisinin de tasvir ettiği "uyanış" durumunun gerçekleştiği, yarattığı ölü kardeşi "ahmet" kimliğinden çıkarak mehmet'e dönüşmesi ve artık hiçbir şekilde kaldıramayarak intihar etmesi beni daha az şaşırtan sonlardandı.
sonuç olarak kardeşimin hikayesi hem anlatımıyla, hem tasvirleriyle hem de umulmadık sonuyla beni çok etkileyen bir roman oldu. livaneli'ye bir kez daha saygılar.
eyyorlama is over.*
devamını gör...
7.
okuduğum ilk (bkz: zülfü livaneli) romanı. çok etkileyici ve akıc bir kitap. ana karakterin bazı hareketlerinin bende de olması, rusya'nın konunun içinde olması, odtünün olayın içinde geçmesi benim için kitabı daha da güzel kıldı. abi gerçekten okuyun okutturun çok iyi kitap. ben gidip bir daha okuyayım bari .
devamını gör...
8.
bu kitabi okurken satranc kitabini okuyor gibi hissettim. ve gercekten bu kitabin finaline sasiran okurken tahmin etmeyen insanlara acidigimi belirtmek isterim. kitap daha basinda sonunu belli ediyordu. o kadar sasirmadan dumduz vardim ki sonuna.
ayrica psikolojik olarak ele alinirsa kayda deger zevk alabilirsiniz. bunun haricinde abartilmis oldugunu dusunuyorum ozellikle de finalini. sig buluyorum sizi.
ayrica psikolojik olarak ele alinirsa kayda deger zevk alabilirsiniz. bunun haricinde abartilmis oldugunu dusunuyorum ozellikle de finalini. sig buluyorum sizi.
devamını gör...
9.
okurken içimin sıkıldığı, yazarın tüm kitaplarını zevkle okumuş olduğum için bitirmeye çabaladığım kitap.
konu bana zevk vermedi. merak uyandırmadı.
okumayın demem ancak okumaya başlarken kafanız fazla karışık olmadığı bir zamanı tercih edin.
konu bana zevk vermedi. merak uyandırmadı.
okumayın demem ancak okumaya başlarken kafanız fazla karışık olmadığı bir zamanı tercih edin.
devamını gör...
10.
benliğimizi esir alabilen, bizi biz olmaktan çıkarabilen duygularımıza yönelik farklı bir tezden hareketle kurgulanmış kitap.
bu tezi okuyucuya tekrarlarla sorgulatıyor.
akıcılığı ve yalınlığıyla kolayca okunabilecek, zekanın ön plana çıkarıldığı şaşırtıcı finaliyle hayranlık uyandıran bir eser.
bu tezi okuyucuya tekrarlarla sorgulatıyor.
akıcılığı ve yalınlığıyla kolayca okunabilecek, zekanın ön plana çıkarıldığı şaşırtıcı finaliyle hayranlık uyandıran bir eser.
devamını gör...