kaygıyla bezenmiş benlik nefreti
başlık "garibovic" tarafından 02.11.2023 20:18 tarihinde açılmıştır.
1.
şu dış görünüşümü... güzel bir kız vardı, biraz etkileşim hissettim, birkaç göz teması, birçok ayrı ayrı gruplarda birçok kişinin olduğu bir ortamda arkadaşlarının yanındayken bana baktığını... ama neden baksındı ki? çirkinim ben, biraz maskülenlik mi? yok. boyun kısa ne maskülenliği. kıza bakınca aynı boyda olduğumuz, belki benden uzun olduğunu seziyorum. evet gözlerim boyumun en uç noktası değil yani kıza mevcut boyumdan bir tık kısa şekilde bakıyorum da çok bir fark yaratacak etken değil bu. sesim bile incecik lan, neyimi beğenecekti? kim beğenecekti ki zaten? ama yine de umutlu olmak istiyordum, belki de uzaktan bakıyorum ve gözüm yanılsıyordur, beni kandırıyordur. bilmiyorum...
bugün de geldi yanıma oturdu, biraz heyecanlandım. konuşacak mıydık, ben konuşamazdım da gerçekçi bir bahane bulmadan, korktum belki biraz. ama belki o konuşur muydu, gerçekten bana baktıysa tanışmak ister miydi, yoksa benim mi konuşmamı isterdi? göz göze geldiğimizde de ben yüzümü çevirmiştim, hani bana baktığını fark ettiğim(sezdiğim) an, bu reddetmek miydi, eğer öyleyse neden konuşurdu ki, belki artık soğumuş bile olabilirdi, ben adım atsam da fark etmezdi belki. off, bilmiyorum, kafam karışık. ve evet ben konuşmadım, o konuşmadı. bir buçuk saati devirdik öylece. ah midem, rezil oldum bir de. kaç gündür zarıl zarıl anlamsızca titriyor. anlam veremiyorum, neyi ima ediyor? gelince heyecanlandım, mutlu oldum, korktum. bu kadar duyguyu nasıl yaşadım? korktuğum başıma geldi bu arada, midem yaptı yapacağını, rezil oldum. eminim midemin anlamsız seslenişlerini duymuştur, soğumadıysa da soğudu artık, hem eminim benden uzun, değilse bile aynı boydayız ve ben yine kaybediyorum. her zaman olduğu gibi. niye bunları ben yaşıyorum ki, niye bunlarla ben mücadele etmek zorundayım, kendimle mücadele etmem neden gerekiyor? niye ben? hayatımı da kendimi de hiçbir zaman sevemeyeceğim sanırım, hep kendimi gerizekalı bir aşağılık, bir ezik olarak göreceğim...
bugün de geldi yanıma oturdu, biraz heyecanlandım. konuşacak mıydık, ben konuşamazdım da gerçekçi bir bahane bulmadan, korktum belki biraz. ama belki o konuşur muydu, gerçekten bana baktıysa tanışmak ister miydi, yoksa benim mi konuşmamı isterdi? göz göze geldiğimizde de ben yüzümü çevirmiştim, hani bana baktığını fark ettiğim(sezdiğim) an, bu reddetmek miydi, eğer öyleyse neden konuşurdu ki, belki artık soğumuş bile olabilirdi, ben adım atsam da fark etmezdi belki. off, bilmiyorum, kafam karışık. ve evet ben konuşmadım, o konuşmadı. bir buçuk saati devirdik öylece. ah midem, rezil oldum bir de. kaç gündür zarıl zarıl anlamsızca titriyor. anlam veremiyorum, neyi ima ediyor? gelince heyecanlandım, mutlu oldum, korktum. bu kadar duyguyu nasıl yaşadım? korktuğum başıma geldi bu arada, midem yaptı yapacağını, rezil oldum. eminim midemin anlamsız seslenişlerini duymuştur, soğumadıysa da soğudu artık, hem eminim benden uzun, değilse bile aynı boydayız ve ben yine kaybediyorum. her zaman olduğu gibi. niye bunları ben yaşıyorum ki, niye bunlarla ben mücadele etmek zorundayım, kendimle mücadele etmem neden gerekiyor? niye ben? hayatımı da kendimi de hiçbir zaman sevemeyeceğim sanırım, hep kendimi gerizekalı bir aşağılık, bir ezik olarak göreceğim...
devamını gör...
2.
ah muhsin be..
devamını gör...