kendini zeki sanmak

hepimizde kurtulamadığımız bi parça bundan olabilir bence

bir de herkesi zeki görmek var. bende var bundan. ama herkes belli yönlerden zekidir diye düşünürüm. bu "sanmak" da olabilir tabii. ama belki de haklıyımdır? her bakımdan zeki veya her bakımdan aptal birileri varsa da ben bundan haberdar değilim.

(bkz: akıl hastalığı olmayan herkesin belli yönlerden zeki olması)

genelde 15 sf kitap okuyan kişilerde görülür

zeka ne olup olduğu ne olmadığı çok tartışma konusu olan bir kavram. gardner'ın çoklu zeka kuramı var. herkes bunun bir kuram olduğunu unutup sanki ispatlanmış gibi bunu referans alıyor.

bedensel zeka diye bir zeka türü tanımlarsanız dansçılar futbolcular gibi insanlardan dahiler çıkabilir.

eyvallah çıksın da benim çocuğum çok iyi futbol oynuyor çok zeki diyerek temel eğitimini aksatmasına izin vermek tutarlı değil.

dünyanın en iyi futbolcusu da olsanız olana kadar hayatın içinde insanlarla iletişim halindesiniz. bu nedenle de temel becerileri kazanmak zorundasınız.

örneğin artık nakit ödemenin önemi azalmış olsa da pazara gittiğiniz de ya da markete basit hesaplar yaparak karşılaştırma yapabilmelsiniz.

mesela bazı marketlerde birim fiyat olarak kaşar peynirin kilosu yazıyor ama her yerde yok. yan yana iki raf var. birinde x diğerinde y marka kaşar var.

birinin 400 gramı a lira diğerinin 600 gramı b lira diye etiket var. şimdi siz hangisi daha pahalı diye düşünüp bunu bulamıyorsanız bence bu durum sizin hayat kalitenizi zorlaştırıyor.

elbette kurgu bir örnek ama inci tanelerinde dilber tefeciden aylık %20 faizle 100.000 lira borç alıyor. tefeci parayı 1 ay sonra daha doğrusu 29 gün sonra faizi ile birlikte ödeyeceksiniz diyor.

dilber ve kankası yıldız (kesinlikle çok daha güzel kadın) 100.000 liranın %20 faiziyle kaç lira olarak ödeneceğini hesaplayamıyor.

bu elbette dediğim gibi kurgu ama acaba senaristi bunu neden böyle kurguladı.

basit matematik hesabı yapamayacak kadar zeki olan insanların içinde bulunduğu genel durumun bu durumla ilgisini dikkat çekmek istemiş olabilir diye düşündüm ama bilemem.

dilber ve yıldız kendilerini zeki sandıkları için tefeciden borç alıp tırnak tasarım merkezi açmak istiyorlar.

aldıkları para kuruluş giderlerini bile karşılamıyor. yani kurulup hizmet vermeye başlayacak da müşteri gelecek kar etmeye başlayacaksın sonra sabit giderleri aylık olarak düşeceksin ve elinde kalandan geçimini temin edip ondan sonra borç taksidini ödeyeceksin

işte 100.000 liranın %20 si kaç lira sorusuna cevap veremeyen karakterler bu hesabı da yapamayarak tefeciden borçlanıyor.

elbette bir çatışma olacak ki çözümü olsun dizinin senaryosu ilerleme kaydetsin ama bu ülkede üniversite sınavına girip matematikten sıfır çeken milyonlar var.

tamam biz problem çözmeyi öğretmeyelim ama aklını da mı kullanmayı öğretmeyelim.

hayat bilgisi dediğin hangi gezegenin kaç uydusu hangisi daha büyük ya da hangisi güneşe daha yakın bunu bilmenin kime faydası var.

kpss de çıktı en büyük gezegen hangisi dedi ben halkası var diye gaza geldim satürn dedim jüpiter çıktı.

ne oldu ne kaybettim. iddia oynayıp maaşını kaybeden sonra tefeciden borç alıp topuğuna sıkılan insanlar var.

hangisi daha önemli tefeciye vurulmak mı jüpiter mi.

başlığa konu eylemin nitelik itibariyle paragraf paragraf yazıları hak ettiğini düşünmüyorum.

galiba birisi kendisini zeki zannediyormuş
bi' yazar o kişiye kurulmuş
ve bu başlığı tanımlıyormuş gibi başkasına laf çakıyor gibi hissettiriyor, yazıları okuduğumda.

bir de zeki olmak bir zorunluluk mu o da ayrı bi' şey
sadece tek bildiğim bu zeka vurgusu yapan tiplerin genelde pek zeki olmadığı oluyor
onun haricinde aptalsam aptalım, çok mühim değil.