kır düğünü

modernize edilmiş haliyle, bir bahçede masa ve sandalyelerin dizayn edilmesi ile masalsı bir görüntü veren, düğün salonu psikolojisini düşününce kesinlikle tercih etmek isteyeceğim düğün türü.

nasıl halay çekilecek bu düğünde? nasıl topuklu giyilecek? yapmayın, etmeyin. bizleri düşünün. hem sizin ne çeşit akrabalarınız var. bir düşünün bence.

evlenmek isteyen kadınlarımızın hayalidir.

çok teylikeli bir düğün çeşidi.

geçen bir düğüne icabet etmek durumunda kaldım.
ne düğünü dedim, kır düğünü dediler.
gittik gittik gittik, yav gittik gittik gittik.
800 kilometre yol teptik.

dediler oturmaya mı geldik, zorla halaya katıldım, halay çeke çeke dağın başına varmışız, kafalar güzel, itle köpekle kurtla ayıyla baş başa kaldık, jandarmayı aradık geldi bizi aldı.

bir tane akıllı da çıkıp demedi, düğünden uzaklaştık, davul zurna sesi gelmiyor düğün yerinde değiliz diye.

bir daha kır düğününe gideni sekssinler.

rezilliktir. ve gereksiz pahalı.

(bkz: beyaz yaka silkelemek için uydurulmuş şeyler)

kapitalizmin evlilik gibi götünden kurallar uydurup insanların parasını boş, saçma sapan, ihtiyaçları olmayan şeylere harcamalarını sağlamak yani paralarını çalmak için kurduğu tezgahlardan biridir. koyulan her türlü toplumsal kural sadece sisteme daha çok para girmesi, sistemde daha çok paranın dönmesi yani kapitalizmin çarklarının dönmeye devam etmesini sağlamak için konmuştur. hepimiz kapitalizmde ufak birer dişliden başka bir şey değiliz. insanlar kapitalizmin, kapitalistlerin, emperyalistlerin, otoritelerin, politikacıların sikinde bile değil. tek umursadıkları şey sizin beyinlerinizi yıkayıp manipüle ederek tüm paranızı boş, saçma sapan, ihtiyacınız olmayan şeylere harcamanızı sağlamak yani paranızı çalmak.
peki çocuk yapmanızı niye istiyorlar? çünkü sisteme köle, ucuz iş gücü, işçi arı lazım. siz çocuk yapmazsanız kim 3 kuruşa zenginler, sermaye sahipleri, kapitalistler, emperyalistler için çalışıp onları daha da zenginleştirecek?
bu kadar çok saçma sapan, işe yaramayan sektör, endüstri niye var? cebinizdeki paraları hüpletmek için.

köyde bizim hakikaten kır dediğimiz bir bölge var gerçekten. orada düğün de olur hakikaten de bizimkiler eşşek otlatmak için kullanıyor.

peki deyip tam ortasından kırdığım düğündür.

çeşitli şakalar, komiklikler yapılmış. evlilik kapitalizmin simgesi ilan edilmiş. öyle ise mezopotamya'da avm avm gezen evlilik hazırlığındaki kadınlarımızdan beri bu sistem bizi ham yapmış diyebilir miyiz?
düğün başlığı altında ama evlilik tıpkı bir iş gibi taraflar arasında bir sözleşmedir. bu sözleşmeyle kadın ve erkeğin sevgili olmanın aksine birbirlerine yasal sorumlulukları da vardır. taraflar resmi nikah yoluyla birbirlerine yasalar önünde sadakat, maddi manevi destek sözü verirler. sözleşmesi olan her şeyin nasıl yasal bir sonucu varsa evlilik de böyledir.
gelelim kır düğününe; bence kapalı ortamlara göre çok daha ferah bir ortamda yakınlarınızla eğlenme fırsatı sunuyor. topuklu ayakkabılar çimlerde gömülmesin diye bazıları bir kenara pist yapmışlar. ben bilmem neredeki komşunun oğlu eğlenip, pasta vs yesin diye düğün yapmayı saçma buluyorum. bu açıdan da çok yakınlarla olacak sade bir eğlence için en uygun mekanlar bu konseptte mevcut diye düşünüyorum.

düğün de olsa kırmamak gerekir
(bkz: kırma düğünü).

şunu yapan biri beni de çağırsın.
denize yakın bir kır bahçesi olsun ya da tam bir dağın yamacı olsun. şehir ışıklarından uzak olsun. fenerler olsun ağaçlarda. gökyüzü de yıldızlı olsun. gelin kız elbise gibi bir gelinlik giysin etekleri kabarık olmasın. damat kravat takmasın...
her duyduğumda bana senaryo yazdıran düğün. eski türk filmlerinde olanlardan. o filmleri fazla izlemiş de olabilirim.