1.
her zaman yorgunluk hissi veren durumlardır. çok düşünmek bunların başında gelir.
devamını gör...
2.
asla kapanmayan dolap kapağı. sonunda menteşesiyle elinizde kalabilir.
devamını gör...
3.
iş aramak. evet malesef şu an ülkenin en büyük problemlerinden biri bu ve ben de aylardır bu süreçten geçiyorum ama artık tükendim. iş bulmak için bir şeyler yapmam gerek ama bulamadıkça içimdeki istek ve kendime olan güven tükeniyor. kısacası yoruldum ve tükendim.
devamını gör...
4.
kendinden kaçmaktır efendim bir insan hiç mi akıllanmaz
devamını gör...
5.
kalabalığın içindeki yalnızlık
devamını gör...
6.
hayal kırıklıkları..
devamını gör...
7.
bizzat kendim. mesela sözlüğü tamamen bırakmam gerekiyor. bazen burada ne işim var diye kendimi sorguluyorum. sonra kafamı az da olsa dağıtabiliyorum diye bırakma fikrini erteliyorum. bakalım ne daha ne kadar erteleyebileceğim.
devamını gör...
8.
(bkz: spor)
devamını gör...
9.
10.
insanlar. bazı insanların kendi çıkarları için koydu kanunlar. çoğaltılabilir...
devamını gör...
11.
başaramadığı şeyler, başaramayacağını düşündüğü için başlamadığı, belki kaçtığı şeyler. kişi bunları hem gündeminden kaldırmaz, hem de yapmaz, yapamaz.. bitirilmeyen ödevlerdir. yorar da yorar kişiyi: spor yapmalıyım, kilo vermeliyim, sigarayı bırakmalıyım, alkol almamalıyım, azaltmalıyım, bu sefer açılmalıyım ona, sevgili bulmalıyım, bu sefer söylemeliyim bitmeli artık bu ilişki, böyle gitmez daha fazla ince eleyip sık dokumadan bir iş bulmalıyım, ne olacaksa olmalı artık yarın bırakmalıyım bu işi, yalnız ve uzun bir tatil iyi gelecek hem tanımadığım insanlarla bir tura çıkmalıyım hakediyorum bunu vb. vb. vb. on cilt daha...
(sizinki de dert mi.. yorulacak şey bulmakta da zorlanır mı kişi yav.. herkesin uzmanlık alanı...)
(sizinki de dert mi.. yorulacak şey bulmakta da zorlanır mı kişi yav.. herkesin uzmanlık alanı...)
devamını gör...
12.
kalite kontrol ve kalite güvence departmanları…
devamını gör...
13.
çok düşünmek... maalesef bu terapi ya da hayat alışkanlıklarını revize etmekle düzelebilecek bir şey değil çünkü zihnin bir fonksiyonu. bazılarımızın zihni, diğerlerine oranla daha aktif ve hızlı çalışıyor. benim kafam sürekli olasılık hesaplar mesela. her durumun mutlaka a'dan z'ye bütün olasılıklarını hesaplar ve hepsini kenarda tutarım. bu yüzden bir şey yaşadığımda, bunu beni çok şaşırtmaz çünkü zaten zihnim önceden bunu hesaplayıp, kenarda opsiyon olarak depolamıştır.
bu özelliğimi insanlara söylerim ama çok detayına inmem. müthiş bir öngörü mekanizmam var. bir insanla ilişkimin ne zaman, nasıl ve nerede sonlanabileceğini, başlayabileceğini tahmin edebiliyorum ve bunları onlara söylemiyorum. genelde de yanıltmıyorlar zaten. hayatım boyunca karşıma kendi zekasını ve stratejisini öven çok insan çıktı. egomu kontrol edebilen biri olduğum için hiç kendi zekamın kartlarını masaya açmadım. evet duygularım konusunda şeffafım ama zihnimin nasıl çalışabildiğini söyleme konusunda limitlerim var çünkü nedense insanlar bunu kendi egolarına saldırı olarak görüyor. sadece matematikle aram kötü olsa bile, ileri zekalı olduğumu biliyorum. bu annemlere zamanında doktor tarafından söylenmiş bir durum. tabi annemler çok üstünde durmamışlar. 1900'lü yıllarda, bu tarz şeyler şu an ki kadar değerli olmadığı için, sadece beni maximum şekilde kalibre yetiştirmeye gayret ettiler. 3-4 yaşımdayken okuma kitaplarım ingilizceydi. okula başlamadan, bir çok şeye hakimdim. ilkokula yazıldığımda, bu yüzden beni üst sınıftan başlatmak istemişlerdi. 9 yaşında küçük şiirler yazmaya başladım. ilk okul hocam hayriye hanım annemlere beni yazdırabilecekleri okulların tavsiyesini vermişti o dönemler. amcam bu eğilimlerimi fark ettiği için, 8-9 yaşlarındayken beni konservatuar'a yazdırmak istedi, annem engel olunca; yaratıcı tarafımı okul saatlerinin dışında besledim. 11 yaşımda, kendi ilgim sebebiyle keman çalmaya başladım vs vs. genel olarak bütün çocukluğum boyunca sosyal ve dil becerileri açısından çok iyi standartlarla büyütüldüm. keman kursları, dil kursları, her hafta pazar günü mutlaka götürüldüğüm tiyatrolar ve sinemalar, sürekli çıkılan tatiller vs vs. yani ailem ve hocalarım başından beri zekamın farkındaydı ve doğduğum andan itibaren işlediler.
ben bunu çok konuşmam normalde ama böyle bir başlığın altına yazınca, mecburen arka planını vermek zorunda kalıyorsun. ileri bir zekaya sahip olduğunuzda, kafanızın olasılık hesaplama şekli normal bir düzleme sahip olmuyor. overrated çalışan bir kafam var. bu yüzden sadece korku filmlerini izlerim ve cinayet belgesellerine çok meraklıyımdır. suçlu , suç ve kurban arasındaki denklemi yakalamayı seviyorum. psikolojik farkındalığım yüksek olduğu için, korku düzeyimi kontrol edebiliyorum. dolayısıyla toplumda var olan bir suç düzlemi beni kaygılandırmıyor. izlediğim hiç bir korku filminden korkmam hatta izlerken keyif alıyorum çünkü hiç biri psikolojime saldıramıyor. benim bir korku filmi izleyip, uyuyamadığım falan olmamıştır. aksine odamın kapısını kapatır, ışıkları söndürür uyurum. öyle bir seviyedeyim. :) dolayısıyla ilgi alanlarımı dahi, kafamın çalışma şekline göre seçiyorum. mesela başarılı olma konusunda istikrarlıyım çünkü kapasitemin farkındayım. sürekli en iyi eğitim derecesini hedefliyorum çünkü zihnimin çalışma düzlemini biliyorum. rabbim'e şükürler olsun, şu an'a kadar hiç odaklandığım bir işte yüzüm kara çıkmadı. :) hep en zoru seçtim ve başarabildim. bu hala eğitim açısından devam ediyor çünkü zihnimi eğittikçe, kendi kafamın içini yeniden dizayn edip, aslında kapasitemin fark edemediğim yönlerini keşif etme şansı buluyorum.
bu ve benzer bir çok sebep yüzünden, çok düşünen zihin zordur. :)
bu özelliğimi insanlara söylerim ama çok detayına inmem. müthiş bir öngörü mekanizmam var. bir insanla ilişkimin ne zaman, nasıl ve nerede sonlanabileceğini, başlayabileceğini tahmin edebiliyorum ve bunları onlara söylemiyorum. genelde de yanıltmıyorlar zaten. hayatım boyunca karşıma kendi zekasını ve stratejisini öven çok insan çıktı. egomu kontrol edebilen biri olduğum için hiç kendi zekamın kartlarını masaya açmadım. evet duygularım konusunda şeffafım ama zihnimin nasıl çalışabildiğini söyleme konusunda limitlerim var çünkü nedense insanlar bunu kendi egolarına saldırı olarak görüyor. sadece matematikle aram kötü olsa bile, ileri zekalı olduğumu biliyorum. bu annemlere zamanında doktor tarafından söylenmiş bir durum. tabi annemler çok üstünde durmamışlar. 1900'lü yıllarda, bu tarz şeyler şu an ki kadar değerli olmadığı için, sadece beni maximum şekilde kalibre yetiştirmeye gayret ettiler. 3-4 yaşımdayken okuma kitaplarım ingilizceydi. okula başlamadan, bir çok şeye hakimdim. ilkokula yazıldığımda, bu yüzden beni üst sınıftan başlatmak istemişlerdi. 9 yaşında küçük şiirler yazmaya başladım. ilk okul hocam hayriye hanım annemlere beni yazdırabilecekleri okulların tavsiyesini vermişti o dönemler. amcam bu eğilimlerimi fark ettiği için, 8-9 yaşlarındayken beni konservatuar'a yazdırmak istedi, annem engel olunca; yaratıcı tarafımı okul saatlerinin dışında besledim. 11 yaşımda, kendi ilgim sebebiyle keman çalmaya başladım vs vs. genel olarak bütün çocukluğum boyunca sosyal ve dil becerileri açısından çok iyi standartlarla büyütüldüm. keman kursları, dil kursları, her hafta pazar günü mutlaka götürüldüğüm tiyatrolar ve sinemalar, sürekli çıkılan tatiller vs vs. yani ailem ve hocalarım başından beri zekamın farkındaydı ve doğduğum andan itibaren işlediler.
ben bunu çok konuşmam normalde ama böyle bir başlığın altına yazınca, mecburen arka planını vermek zorunda kalıyorsun. ileri bir zekaya sahip olduğunuzda, kafanızın olasılık hesaplama şekli normal bir düzleme sahip olmuyor. overrated çalışan bir kafam var. bu yüzden sadece korku filmlerini izlerim ve cinayet belgesellerine çok meraklıyımdır. suçlu , suç ve kurban arasındaki denklemi yakalamayı seviyorum. psikolojik farkındalığım yüksek olduğu için, korku düzeyimi kontrol edebiliyorum. dolayısıyla toplumda var olan bir suç düzlemi beni kaygılandırmıyor. izlediğim hiç bir korku filminden korkmam hatta izlerken keyif alıyorum çünkü hiç biri psikolojime saldıramıyor. benim bir korku filmi izleyip, uyuyamadığım falan olmamıştır. aksine odamın kapısını kapatır, ışıkları söndürür uyurum. öyle bir seviyedeyim. :) dolayısıyla ilgi alanlarımı dahi, kafamın çalışma şekline göre seçiyorum. mesela başarılı olma konusunda istikrarlıyım çünkü kapasitemin farkındayım. sürekli en iyi eğitim derecesini hedefliyorum çünkü zihnimin çalışma düzlemini biliyorum. rabbim'e şükürler olsun, şu an'a kadar hiç odaklandığım bir işte yüzüm kara çıkmadı. :) hep en zoru seçtim ve başarabildim. bu hala eğitim açısından devam ediyor çünkü zihnimi eğittikçe, kendi kafamın içini yeniden dizayn edip, aslında kapasitemin fark edemediğim yönlerini keşif etme şansı buluyorum.
bu ve benzer bir çok sebep yüzünden, çok düşünen zihin zordur. :)
devamını gör...
"kişiyi yoran şeyler" ile benzer başlıklar
insanı yoran şeyler
1155