kitap yazmak isteyenlere tavsiyeler

ilk iş olarak sosyal medyadan takipçi kasın. kitleniz büyüyünce ne yazsanız basıyorlar zaten.

acun ile ilişkiniz yoksa yazmayın.

ihtiyacım olan tavsiyelerdir. kitap yazan, kitabı yayımlanan bir insan değilim. ancak, böyle güç bir işe soyunacak olsaydım, kendime okuyucuyu eğlendirmek için mi yoksa okuyucuya bir fikri, sosyolojik bir tespiti ya da herhangi bir ruh hâlini vermek amacıyla mı yazmak istediğimi sorardım. bu sorunun cevabı, yazacağım şey her ne ise ona giydireceğim elbisenin ana ölçülerini ve esas vasfını belirlerdi.

kesinlikle ihtiyaç duyduğum tavsiyelerdir yazdığım ve yazmakta olduğum kısa öyküleri toplayıp bastırma gibibir düşüncem var da.

kalem ve kağıt, dermişim.

o kitabın içini dolduracak ve insanların dikkatini celbedecek ; bilgi ve deneyim birikimi olmalı.

4 tane basılı kitabı olan birisi olarak söylüyorum ki sabır gerekli. özellikle basım sürecinde ve en önemlisi pazarlama sürecinde işi bilmeyen ticarî zihniyetlerin elinde oyuncak olan kitabınızın can çekiştiğini gördüğünüzde bu sabra daha da çok ihtiyacınız oluyor. mesele kitap yazmakla bitmiyor sonrası daha da sancılı.

şeyma subaşı ve berat albayrak'ın bile kitap yazdığı şu dönemde pekte tavsiyeye gerek yok aslımda.

birini daha bu sabah bitirdim. 10:9'da. yazmak için temel motivasyonum genç meslektaşlarıma kaynak oluşturabilmek. bu benim kendi alanımda ürettiğim dördüncü kitabım. ilk üçü çeviri aşamasında. dördüncüsü ilk üçünden biraz farklı. madde madde ne yapmalı, ne yapmamalıyı listeledim moda tarihinden örneklerle. iyi bir çalışma oldu. küçük bir kitap ama faydası olabilir.

yazın.

bırakın kötü oluversin, hatadan korkmayın.

kötü yazılmış bir sayfa her zaman yeniden düzeltilebilir. ancak elde olmayan eser kıymetsiz bir düşünceden ibarettir.

yazmayın. allahınız varsa yazmazsınız.

önüne gelen "yazar" oldu, kitapçılar sözlüğe döndü.

sen pizza değilsin herkesi mutlu edemezsin diyen yazar var ülkemizde.

bırakın o kağıtlar tuvalet kağıdı olsun bir işe yarasın bari.

acı ama gerçek şu; ne yazdığınızin ne kadar iyi yazdığınızin önemi yok önemli olan tek şey reklam. o yüzden önce reklam işini çözün.

kitabı yazdıktan sonra elinize 3 5 baskısını alıp istiklalde satmaya çalışmayın.

yazdığınız şeyin birçok insanca beğenilip beğenilmeyeceğinin bir garantisi yoktur. o yüzden bir kitap yazmaya karar vermeden önce çok güzel bir sürpriz veya devasa bir hayal kırıklığı yaşayabileceğinizi unutmayın. bu işlerde şeytan tüyü denen bir şey de var. dünyanın en iyi dil bilgisine sahip ve en yaratıcı yazarı olsanız bile insanlar yazdıklarınızı beğenmeyebilir. veya teknik ve stil bakımlarından vasat bir yazar olup insanların çok ilgisini çekebilecek bir şeyler de yazabilirsiniz. denemeden de bilemezsiniz bunları.

elbette iş akademik bir kitap yazmaksa, bu bağlamda yazdıklarınızın nasıl geri dönüşler alacağı daha kestirilebilir olur.

kitabın ismini en son belirleyin.
+ isim vurucu olsun.

içerisinde biraz aristokrasiyle ilgili kavramlar olsun. merak uyandırsın. cinsellikle ilgili şeyler de olmalı.
tutmazsa biraz dini şeyler de katın.

(bkz: kontesi kim öptü)

günlerce susuz kalmışçasına okuyun, başka ne denebilir ki?

abd'den onbes yirmi tane karma, kendine yardim, evrene enerji yollama, ben cok degerliyim, new age shit etc. stili kitap isteyin. sonra her birinden bir parca alip yeni bir kitap olusturun. kesin basarlar.

gecen gun bir kitabin parcalarini gordum internette. yazar`size bir haberim var` diye yazmis. kaltak, o kadar tembel ki `i have news for you`yu oldugu gibi cevirmis. bari `size bir sey diyeyim` filan de ne bileyim. birebir cevirmis. kafa yok, izan yok, yakalanabilecegini dusunmemis. ama o da hakli. zaten bu tur kitaplari alanlarin yuzde 99u gerizekali oldugu icin kitlesi farketmeyecek.

yukarida biri yazmis. twitter'da filan takipci kasip sonra yayimlayin demis. yerden goge kadar hakki var. bu bahsettigim ve psikoloji derecesi bile olmayan, ozel bir universiteden mezun kaltagimiz (sinirlenince `gecimini erkeklerin cinsel ihtiyaclarini karsilayarak saglayan kadin`dememeye calistigim icin kaltak diyorum) once twitter'dan birkac yuzbin salak bulmus. sonra 5 kitap yazmis. ben bunu cok rahat yapabilirim mesela. zaten abd'deyim. abd'de olan herkesi bir bok saniyor millet. kopyala yapistir. `sen cok degerlisin`, `evren sana mesaj yolluyor ama okumasini bilirsen.`.... o kadar kolay ki.

ya bi siggit.

masa. maun ağacından masanız olsun. ceviz şişiyor... bir de allah'ınız varsa yazdığınız kitaba önceleyin siz not defteri muamelesi yapmayınız. ha, ben popüler kültür çerezi olacak bir kitap yazacağım derseniz; geri dönüşümün büyük bir rahmet pınarı olduğuyla teselli oluruz.