ingilizce öğrenmek isteyenlere tavsiyeler

bir süredir üzerine kafa yorduğum, güzel kaynaklar keşfettiğim dil (bkz: ingilizce)

nelerden faydalanıyorum?

günde 2-3 liraya yabancı hocalardan ders alıyorum, videolarla çalışıyorum, kelime oyunlarıyla kelime öğreniyorum. gözümün nuru (bkz: english central)

english central'da %20 indirim kodu için tık tık

ejoy english : dizilerle, filmlerle ingilizce öğrenmenizi sağlayan, birçok platformda çift alyazılı yapmanızı sağlayan gözümün nuru tık

(bkz: reading)
readitenglish : her gün farklı farklı, kısa kısa içerikler gösteren çok güzel bir site. tık
readtheory : kısa kısa parçalar, parçalardan sorular. iyi bir sistemi var.buradan
manythings : amerikan tarihi, insanlar vs. çeşitli okuma parçaları var, seslendirilmiş şekilde buradan
simple english wikipedia : vikipedi'nin basit ingilizce kullanılmış hali tık

(bkz: listening)
podcast dinlemek için tık
real life english podcast tık

(bkz: dizi-film izlemek)
dizi, filmler vs için netflix'i kullanabilirsiniz. ben (bkz: stremio)'yu kullanıyorum. tüm içeriklerde ingilizce altyazı var.

(bkz: speaking)
speaking için ise english central kullanıyorum. bedava olan ilk deneme dersinden sonra %20 indirim kuponu uygulanıyor ve her gün 25 dakika speaking yapabiliyorum. detaylı yazdım. başlığı inceleyebilirsiniz.

gölgeleme yöntemi : bir dakikalık sevdiğiniz, ilginizi çeken bir video, bir konuşma bulun. kişiden hemen sonra sesini taklit etmeye çalışın. bunu gün içinde 2 kez yapmayı öneriyorum. bilmediğiniz kelime varsa öğrenmenizi de sağlayacaktır.

(bkz: grammar)
videolar, diziler izledikçe, podcast dinledikçe, metinler okudukça grammer'in yavaş yavaş kafanıza işlendiğini göreceksiniz. yine de ben bir tekrar edeyim derseniz english central'ın grammerleri 1 dakikalık videolarla konu konu anlattığı kısımdan çalışabilirsiniz. kitaplar, ezberler sizi yorabilir.english central videolar

yok ben bir türk hocadan dinleyeyim derseniz
özkan çelenyoutube kanalı
ekrem uzbayyoutube kanalı

(bkz: vocabulary)
oturup kelime ezberlemiyorum, konuşurken nereden aklıma getireceğim ki. bu yüzden ben dizilerde, filmlerde bilmediğimi not edip diziden sonra bakıyorum. arkadaşım diziyleogren.com'u kullanıyor. ona iyi geldiğini söyledi.

(bkz: writing)
write and improve kullanıyorum: fotoğraf gösteriyor gördüğünü yazmanı istiyor, farklı konularla writing yapıyorsunuz. yazını puanlıyor ve hatalarını söylüyor. bedava.

online bir oyun var, basit. tarayıcı tabanlı. farklı kişilerle çizimler üzerinden kelime tahmini yapmaya çalışıyorsunuz. iyi kelimeler öğrenmiştim. tık

youglish : aradığınız kelime, cümle ne varsa yazıyorsunuz ve youtube'da olan videolardan ortaya bir kokteyl çıkarıyor. çok faydasını gördüğümü söylemeliyim. gideyim

fraze.it : aradığınız kelimenin geçtiği cümleleri internetten çekiyor ve size sunuyor. hangi zaman, negatif formlar vs. güzel bir sitegideyim

sözlükler : cambridge sözlük ve longman sözlük

hangi kelime ne kadar kullanılmış : google tabanlı bir araç var, kelimeleri yazıyorsunuz ve yayınlardan ne kadar kullanıldığını, popülerliğini gösteriyor. güzel gideyim


sorularınız için buradayım, kafalayınız.

edit: yeni kaynaklar ekledim.

ilk olarak tense'leri öğrenin, kelimeleri öğrenirsiniz.

ingilizce öğrenmek için mutlaka dinleme ve okuma yapın. anlamını bilmediğiniz kelimeleri ingilizce anlamıyla öğrenmenizi tavsiye ederim; özellikle longman dictionary veya cambridge dictionary'i kullanabilirsiniz. sürekli gramer öğrenmeye çalışmayın derim naçizane tavsiye olarak.

1 - yurtdışına seyahate çık. maruz kal dile. anadilini konuşanlardan uzak dur.

2 - cambly , dualingo vs. benzeri uygulama kullan.

3 - güncel yabancı dizi/film izle. ama türkçe altyazılı değil. hem dublaj hem alt yazı ingilizce olsun. duyduğun kelimeleri takip et. ve cidden güncel olsun. elizabeth ingilizcesi öğrenmek istemiyosan yeni şeyler izle. çünkü ingilizce de türkçe gibi evrilen bir dil. (panpa, ponçik, kanka vs vs)

4 - korkma konuş. yanlış yap, yine de konuş.

5 - ayna da kendi kendine taklit yap.

6 - kursa gidiceksen speaking yapan kurslar bul. örn, amerkan kültür derneği kursları gibi.

7 - yurtdışından mektup arkadaşı edin. (öyle kağıda yazmalı değil, mail vs.)

8 - kesinlikle bilmediğin kelimeyi translate etme. zorla kendini.. sakın bak!

"ingilizce öğrenememe" sorununun faktörleri arasında: okullarda verilen eğitimin yetersiz olması ve avrupa dillerinin türkçeye göre tersten yazılmasıdır.
öncelikle "farklı bir düşünme tarzı" edinmelisiniz. örnek olarak yoda'yı alabilirsiniz.
- iyi bir dil okuluna kayıt yaptırın.
kişinin seviyesi ve iş bölümüne göre farklılıklar olduğu doğrudur ancak, bunlardan önce temellerinizi düzgün atmalısınız. dil bir bina inşaatı gibi katman katman öğrenilir.
- bol bol dizi/film/çizgi film ve video seyredin.
her dilde olduğu gibi ingilizcede de ilk başta hiçbir şey anlamayacaksınızdır ve bu normaldir. beyinin sesler ve kelimeleri anlayıp onları "cümle" olarak ayırması zaman alır, dinleme yaptıkça düzelecektir.
- ilgi alanlarınıza göre kısa videolar seyredin.
bu hem sizin sıkılmanızı önler hem de dile olan merakınızı arttırır.
- bol bol kitap okuyun.
ingilizcede yazı ve konuşma dili çokta büyük bir farklılık göstermemektedir, o yüzden de öğrenilmesi kolay olacaktır.
- mutlaka bilmediğiniz kelimeleri not alın.
ilk başta "en önemli" kelimeleri not alarak başlayın "yemek, gelmek, gitmek, *var olmak...vb. gibi" ve bunu zaman içinde yavaşça arttırın.
- kendi kendinize konuşun.
aynalarla, çiçeklerle, hayvanlarınızla konuşun. gördüğünüz objelerin ingilizcelerini öğrenin ve aklınızda onlara ingilizce olarak seslenin.
- konuşmanızdan ve hata yapmaktan utanmayın.
ingilizce dünyanın her yerinde milyonlarca kişi tarafından konuşulur ve bu kişilerin her birinin kendine göre aksanları vardır. ingiliz ve avusturalya aksanları amerikalılarınkinden çok farklıdır. özellikle de başlangıçta amacınızın "derdinizi anlatabilmek olduğunu" unutmayınız.
en önemlisi de: dil öğrenmek zaman ve emek ister. düzenli ve yavaşça ilerleyiniz, acele edip ok şeyi aynı anda öğrenmeye çalışırsanız bildiklerinizi de unutabilir, dile küsebilirsiniz.
ayrıca unutmayınız ki, ingilizce her yerde konuşulduğundan bu dili öğrenmek diğer dillere ulaşımınızı oldukça kolaylaştıracaktır.

youtube kanalı açmamı bekleyin. beklerken de canınız sıkıldıkça "şu kelimenin ingilizce karşılığı ne acaba? deyip sözlük karıştırın fakat kelimeyi ezberlemeye çalışmayın.

hint avrupa dil ailesinin mantığını öğrenin.

bol bol maruz kalmak bir dili öğrenmenin en iyi yoludur. bebekken olduğu gibi çevremizde sürekli konuşulur, bir süre dinleriz, sesleri taklit ederiz ve konuşuruz. yabancı dizi izlemek, hedef dilde şarkılar dinleyip çevirilerine bakmak ve kelime yerine kalıp ezberlemek/öğrenmek başarıya ulaştırır.

öncelikle ingilizceyi öğrenmek istediğinden emin olmalısın. mecbur öğrenmek zorundayım kafasına girersen o iş zor. hayallerini gerçekleştirmek için bir adım olarak görürsen bu mecburiyetten kurtulman daha kolay olur. en kolay ve etkili yöntem ingilizce alt yazılı dizi ya da film izlemektir bence. ilk başta hiçbir şey anlamazsın ama pes etme. bir gün bakmışsın hiç çeviri yardımı almadan anlıyorsun.bunun için ask4movie sitesini öneririm. ayrıca kitap okumakta çok etkili bir yöntem. kendi seviyene uygun bir kitap seçmen çok önemli. kitap okuyarak hem kelime dağarcığını genişletirsin hem de gramer konulara hakim olursun. bunun dışında bir gramer kitabı almak faydalı olabilir.
umarım faydalı olur. başarılar.

"önce türkçe'yi halledin de.." diye söze başlanması gereken tavsiyelerdir.

grammer den önce kelime hazinesine önem verilmeli diye düşünüyorum şahsen çünkü kelimeleri ve kalıplaşmış söz öbeklerini bilmeden grammer de yerleştirmek daha zor olabiliyor.

duolingo uygulaması oldukça eğlenceli ve istikrarlı kullanımda temel bir ingilizce becerisi sağlayabiliyor.

üst edit: bunların yanında ingilizce kursu aldığımı da belirtmek isterim. yakın zamanda, 1-2 haftaya, tekrar başlayacağım kurslarıma. baya uzun zaman olmuş.

sınav dolayısıyla ingilizce çalışmalarıma uzun süre ara vermiştim ve ne kadar da çabuk unutulduğunu bir kez daha fark ettim. süre ne kadar az gözükürse gözüksün o dili kullanmadığımız her an köreliyoruz.
tavsiye olarak biraz klasik olacak belki ama kesinlikle türkçe altyazılı yabancı dizi/film izlenmesinden yanayım. özellikle merlin gibi standart ingilizce kelimelerle oluşturulmuş bir dizinin çok yarar sağlayacağını düşünüyorum. dizide geçen kelimeler, cümleler hem dinlerken hem de söylenirken oldukça basit ve ingilizce öğrenmedeki ilk adımda kolaylık sağlayacaktır.
ek olarak voscreen gibi ücretsiz ve listening konusunda da yardımcı olabilecek bir program tavsiye ederim. programda kullanılan kelimeler her yabancı şarkı veya dizide karşımıza çıkabilecek türden.

oncelikle korkmayin.
hata yapmaktan,yanlis cumle kurmaktan,yanlis telafuzdan ya da eksik konusmaktan korkmayin.
bu sekilde en fazla yazip cizseniz de konusma pratigi hicbir zaman edinemeyceksiniz ve konusma konusunda hep geri kalacaksiniz.

elin italyani avrupalisi bilmese de bagir cagir ozguvenli konusurken biz hep ezik yetistirilmekten hata yaparim korkusutla kafada 10 kere dusunup bir cumle kuruyoruz.

#1526524 buradan. özellikle ilk tire dalgasından sonrası. tşk.

duolingo indirip oradaki bilgileri emiklerseniz iş tamamdır. birde dolar, euro kasıp yurt dışına çıkarsanız prezent prezensiniz.

belki de herhangi bir dili öğrenmeye çalışanla aynı tavsiyelerdir. kendim yazıp kendim deneyeceğim.
1- alfabeyi öğren
2- zamanı öğren
3- kendini tanıtacak kalıpları ezberle.
4- grameri öğren.
5- bütün öğrendiklerini günde 15 dakika tekrarla.
6- seviyene göre kitap okumaya başla ve seviyeyi giderek arttır.
7- alt yazısız film izle.
8- o dilde müzik dinle.
9- taklit et!

kesinlikle bu işe üstteki yazarı kâle almayarak başlayın. onu öğren bunu öğren kardeşim direkt ingilizce öğren yaz gitsin sende uğraşma biz de uğrasmayalım. imkanınız varsa hiçbir şey bilmeden gidin yurt dışına ama çevrenizde tek bir türkçe konuşan bile olmasın . üç beş aya bülbül gibi olursunuz. onu yapamazsanız da dert etmeyin çareler tükenmez gidin youtube'dan yavaş yavaş pratik yaparak öğrenin . burada youtube dememin sebebi sakin dershane kurs gibi yerlere gitmeyin demek için . saçmalıyorsun diyecekseniz de demeyin çünkü ingilizce kursu alan arkadaşlarım da youtube'dan çalışıyordu. gramer mramer kraker bunlar boş iş cidden geçin bunları temel cümle anlayisini temel telafuz anlayışlarını kafanızda oturttugunuzda gerisi hallolur . sakin ha gidip de gramer öğrenemeyin baslarda .hevesinizi kaybedersiniz zira. gramer önemli ama ilk amacımız hürrem sultan gibi konuşmak sonuçta derdimizi anlatabilmek yeter bize akademik tez yazmayacağız* değil mi. türkçe öğrenmeye başlayan birinin ilk aydan de da ayrı yazılır mı yazılmaz mi olayına takılması ne kadar saçma olacaksa siz de bu ilk zamanlarda dediğim gibi mantığı anlayın ingilizce saçma abi yeah demeyin bu onyargiyi bırakın cidden en basit dil.ardindan önce altyazılı sonra full ingilizce diziler izleyip ordaki kelimelrin yüzde 50 sinden fazlasini anlayabiliyorsaniz devamı çorap söküğü gibi gelir. ha yurtdışına cikamiyorsaniz illa kimseyle ingilizce konuşamayacaginiz anlamına gelmez burada isim vermeyeceğim ama gerçekten işe yarar uygulamalar var veya bedava olarak da internet üzerinden konuşabilirsiniz yabancılarla. iyi çalışmalar.

3 bilemedim 3 yıl 6 aya kalmaz translate kulakliklar yayılır. ingilizce ogrenecegine git enstrüman çalmayı öğren.

hee illa sözlükte sosyal medya üzerinde yabancıca postlar paylaşacaksan onu da kimsenin iplemediğini bil.

özellikle ingilizce öğrenmek isteyen arkadaşlar için yazıyorum. bu işin önemli bir kısmı pratiktir. ancak pratikten kastım aktif bir pratik.

örneğin dizi izliyorsanız bu aktif bir pratik değildir. neden diye soracak olursanız ingilizce özelinde konuşmak gerekirse diziler eğlenmelik olabilir ancak. çünkü ingilizce okuma ve aksan değildir. e ama yeni kelimeler öğreniyorum diye düşünüyorsanız da kısmen haklısınız çünkü dizi akışında akarken akışta kaybolursunuz. dizi izleyin ancak sadece dizi izleyerek öğrenmek mümlün değil maalesef.

ve dediğim gibi. türklerin iyi ingilizce bileninde de kötü konuşanında da aksan ve dil bilgisi takıntısı var. buna takılmayın. çünkü dil bilgisi kurallarıyla konuşmazsınız. şahsen past perfect falan deseniz aklıma gelmez çünkü ne kullanacağınız dilin mantığını kavradığınız anda oluyor. ingiliz ingilizcesi aksanını kasmak çok manasız çünkü televizyon dili kadar abartılı konuşmuyorlar. hele ki türklerin ingiliz aksanı gibi kimse konuşmuyor. daha nötr bir aksan vardır. sadece türkçe okuduğunuz gibi okumamaya özen gösterin bence yeterli.

en önemli pratiğe geleceksek bence kitap. ama bildiğiniz kitapçı kitabı yani okullarda okutulan sadeleştirilmiş versiyon değil. mesela ben en çok çocuk kitaplarını öneririm. niye diye soracak olursanız paddington'un serisinde oldukça fazla deyişe değinilir. çünkü bu tarz kitaplar da aslında çocuklara dili ve kültürü tanıtma amacı taşırlar. pek çok bilmediğimi bu şekilde öğrendim. ve kitap okurken bir diğer en önemli nokta sözlüksüz okuyacaksınız. bu şekilde okurken zorlanacaksınız ancak kelimelerin anlamı kafanızda şekillenecek.

kitapla kaynakla çalışmak istiyorsanız ielts toefl faydalı olabilir. skora odaklanmayıp kabiliyetinize odaklanmalısınız.

duolingo da çok güzel bir uygulama. ben başka diller için kullanıyorum dolayısıyla değişik yabancı dilleri öğrenmek için iyi bir fırsat. ben zamanımın bir kısmını burada harcayıp o dili sevip sevmediğimi öğrenme hevesimi ölçüyorum. baktım ki öğreniyorum ve düzenli bir disiplin oturtmuşum kitabını alıyorum. ancak duolingo ingilizce dışı uygulamalar için daha iyi olur sanki. ve duolingo da bir aşama, alıştırma. yani duolingoyla ingilizceyi söktüm mümkün değil bence. hiçbir dil için değil.

son olarak dil okuluna gitsem herşeyi çözerim fikri varsa aklınızdan çıkartın bence. şahsi fikrim dil okullarının para tuzağı olduğu. onun yerine gidin aktif bir tatil geçirin o ülkede. gezin konuşun kitap alın paranızı daha mantıklı kullanmış olacağınızı düşünüyorum.

ben çok çok küçüklükten beri ingilizce bildiğim ve zamanında birleşik krallık abd de de de yaşadığım için yüksek öğretim sürecimde şöyle öğrendim diyemiyorum. çünkü ben kendimi bildim bileli ingilizce hayatımın bir parçası. ama bu demek değil ki mükemmelim. ben de kitap okuyarak olabildiğince kendimi geliştirmeye çalışıyorum. dil süreci sonsuz bir eğitim.