1.
faşizmin 2 tabur askerle, bir avuç genci imhasıdır.
şunu da eklemeliyim ki, mahirler'in önderliğindeki bu eylemsellik hiç bir devrimci zeka taşımaz. çocuklar akıllarına gelen ilk işi yapmışlar. bugünden bakarak genç kuşak devrimcilerin hiç bir zaman örnek almaması gereken bir eylem türüdür.
çok değerli dostum ve abim ertuğrul kürkçü de o eylemde yer alan militanlardan biridir. kendisinin bir ajan olduğuna yönelik bütün imaları bile şiddetle kınıyorum. bu hususta hiç bir kanıt yoktur. salt dedikodularla hiç bir devrimci ajanlıkla suçlanamaz. kürkçü'ye şu soru yöneltilmelidir elbette. neden bunca yıl içinde bu eylemin devrimci tarhisel bir özeleştirisini vermediniz? neden hala romantize etmeye devam etmektesiniz?
kanaatimce mahir çayan kitlelerin mücadeleye katılımı açısından çok önemli bir devrimcidir. lakin bütün şiddet eylemleri zekadan uzaktır. elf room suikasti de bunlardan biridir. el room israil tarafından da sevilmeyen ve gözden çıkarılmış bir büyükelçiydi. infazı, emperyalistlerin eline solun kriminalizasyonu açısından büyük kozlar vermiştir.
şunu da eklemeliyim ki, mahirler'in önderliğindeki bu eylemsellik hiç bir devrimci zeka taşımaz. çocuklar akıllarına gelen ilk işi yapmışlar. bugünden bakarak genç kuşak devrimcilerin hiç bir zaman örnek almaması gereken bir eylem türüdür.
çok değerli dostum ve abim ertuğrul kürkçü de o eylemde yer alan militanlardan biridir. kendisinin bir ajan olduğuna yönelik bütün imaları bile şiddetle kınıyorum. bu hususta hiç bir kanıt yoktur. salt dedikodularla hiç bir devrimci ajanlıkla suçlanamaz. kürkçü'ye şu soru yöneltilmelidir elbette. neden bunca yıl içinde bu eylemin devrimci tarhisel bir özeleştirisini vermediniz? neden hala romantize etmeye devam etmektesiniz?
kanaatimce mahir çayan kitlelerin mücadeleye katılımı açısından çok önemli bir devrimcidir. lakin bütün şiddet eylemleri zekadan uzaktır. elf room suikasti de bunlardan biridir. el room israil tarafından da sevilmeyen ve gözden çıkarılmış bir büyükelçiydi. infazı, emperyalistlerin eline solun kriminalizasyonu açısından büyük kozlar vermiştir.
devamını gör...
2.
bugün 49. yıldönümü olan katliamdır.
on'lar unutulmayacaklar, bağımsız türkiye mücadelesi veren her yiğit devrimciye minnettarız.
on'lar unutulmayacaklar, bağımsız türkiye mücadelesi veren her yiğit devrimciye minnettarız.
devamını gör...
3.
katliam değildir.
işçi kaçıran, büyük elci kaçırıp katleden militanların öldürülmesi olayıdır.
işçi kaçıran, büyük elci kaçırıp katleden militanların öldürülmesi olayıdır.
devamını gör...
4.
biri hariç hepsi yaşıyor
saat 10.00 sıralarında marş söylemeye başladılar.
bu marş şöyleydi:
''gün doğdu, hep uyandık
siperlere dayandık…
bağımsızlık uğruna
al kanlara boyandık
işçi, köylü, gençlik, asker
devrim için ölürüz.sinan, hüseyin, ibrahim devrim için öldüler''
sonra da karayılan türküsünü hep birlikte söylediler…
mahir çayan ve arkadaşları ölüm cezasına çarptırılan deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan a karşılık ünye radar üssünde çalışan birisi kanadalı (john law), ikisi ingiliz (gordon banner ve charles turner) olan üç teknisyeni kaçırarak kızıldere köyünde muhtarın evine gizlendiler. gizlendikleri ev komando askerleri tarafından kuşatıldı. teslim olun! çağrılarına karşı çayan ve arkadaşları, ingilizler elimizde. teslim olmayacağız! çarpışacağız. ingilizler burada ölecek. yanıtını verdiler.
bu arada mahir erlere dokunaklı laflarla tesir etmeye çalışıyor, faşist subayların emriyle hareket etmemelerini söylüyordu.
dışarıda ki subaylarla konuşmak için üç kişi evin çatısına çıktı: mahir çayan, ertuğrul kürkçü ve saffet alp. başlayan silah sesleriyle sessizlik bozuldu. askerlerin açtığı ateşle ilk vurulan mahir çayan oldu.
mahir çayan açılan ateş sonucu ölünce çatışma başlamış ve sonucunda mahir çayan, hüdai arıkan, cihan alptekin, nihat yılmaz, ertan saruhan, ahmet atasoy, sinan kazım özüdoğru, sabahattin kurt, ömer ayna, saffet alp öldürülmüştür.
o kerpiç evin çatısında
ölümüne çarpışan mahir
eğilmez başımız
çözülmeyen yumruğumuzdur…
ve bundan böyle
nerede haksızlık edilmişse
zorbalık yürümüşse halkın üstüne
orada kavganın mahiri’yiz
her yer kızıldere’dir bize!
saat 10.00 sıralarında marş söylemeye başladılar.
bu marş şöyleydi:
''gün doğdu, hep uyandık
siperlere dayandık…
bağımsızlık uğruna
al kanlara boyandık
işçi, köylü, gençlik, asker
devrim için ölürüz.sinan, hüseyin, ibrahim devrim için öldüler''
sonra da karayılan türküsünü hep birlikte söylediler…
mahir çayan ve arkadaşları ölüm cezasına çarptırılan deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan a karşılık ünye radar üssünde çalışan birisi kanadalı (john law), ikisi ingiliz (gordon banner ve charles turner) olan üç teknisyeni kaçırarak kızıldere köyünde muhtarın evine gizlendiler. gizlendikleri ev komando askerleri tarafından kuşatıldı. teslim olun! çağrılarına karşı çayan ve arkadaşları, ingilizler elimizde. teslim olmayacağız! çarpışacağız. ingilizler burada ölecek. yanıtını verdiler.
bu arada mahir erlere dokunaklı laflarla tesir etmeye çalışıyor, faşist subayların emriyle hareket etmemelerini söylüyordu.
dışarıda ki subaylarla konuşmak için üç kişi evin çatısına çıktı: mahir çayan, ertuğrul kürkçü ve saffet alp. başlayan silah sesleriyle sessizlik bozuldu. askerlerin açtığı ateşle ilk vurulan mahir çayan oldu.
mahir çayan açılan ateş sonucu ölünce çatışma başlamış ve sonucunda mahir çayan, hüdai arıkan, cihan alptekin, nihat yılmaz, ertan saruhan, ahmet atasoy, sinan kazım özüdoğru, sabahattin kurt, ömer ayna, saffet alp öldürülmüştür.
o kerpiç evin çatısında
ölümüne çarpışan mahir
eğilmez başımız
çözülmeyen yumruğumuzdur…
ve bundan böyle
nerede haksızlık edilmişse
zorbalık yürümüşse halkın üstüne
orada kavganın mahiri’yiz
her yer kızıldere’dir bize!

devamını gör...
5.
denizlerin idamını engellemek için mahir çayan ve arkadaşlarının, biri kanadalı ikisi ingiliz üç rehineyle tokat'ın niksar ilçesine bağlı kızıldere köyünde sığındıkları evde katledilmeleri olayıdır. bugün de yıl dönümüdür.
türkiye'deki devrimciler üzerinde büyük etkileri olduğu kadar ikonik bir figür de olan mahir çayan, sonuçları kaçınılmaz bu eylemi nedeniyle her zaman eleştiri konusu olmuştur. aslında mahir'in teorilerine ve mücadele stratejilerine bakıldığında, bu eylemin tam da onun savunduğu tarzda planlandığı görülür. dahası, kurucularından olduğu thkp-c'nin önder kadrolarından yusuf küpeli ve münir aktolga gibi isimlerle yolları da sonradan bu bakış açısı farkıyla ayrılmıştır.
mahir çayan, devrimci şiddet eylemlerinin getireceği sesle yapılacak propagandanın ancak kitlelerde sempati ve güven yaratabileceğini düşünüyordu. bu düşüncesinin temelini de o dönemler özellikle küba'da yürütülmüş olan ve fokoculuk olarak da tanımlanan gerilla mücadesiyle yapılan devrim pratiği oluşturur. nitekim çayan hareketi de buradan hareketle şehirlerde birçok silahlı ve bombalama eylemi gerçekleştirmiştir. elrom suikastı, sibel erkan olayı vs.
68'lilerin belki de en büyük handikaplarından biri, dünya ölçeğinde gözlemledikleri örnekleri bu şekilde birebir şablonlamalarıydı. oysa kendileri bir gerilla ordusu değildi, hepi topu 3-5 kişilik gruplardı ve kendilerini de sonuçları belli bu duelloların önüne atmışlardı.
denizlerin idam kararıyla toplumda büyük ölçüde ortaya çıkan karamsarlık ve olumsuz havayı, bu şekilde lehine çevirebileceğini umarak başlattığı kızıldere olayı, kendisiyle birlikte 10 devrimciye mezar olmuşsa da sonuçlarıyla, ardılı birçok siyasi harekete etkileri olmuştur.
türkiye'deki devrimciler üzerinde büyük etkileri olduğu kadar ikonik bir figür de olan mahir çayan, sonuçları kaçınılmaz bu eylemi nedeniyle her zaman eleştiri konusu olmuştur. aslında mahir'in teorilerine ve mücadele stratejilerine bakıldığında, bu eylemin tam da onun savunduğu tarzda planlandığı görülür. dahası, kurucularından olduğu thkp-c'nin önder kadrolarından yusuf küpeli ve münir aktolga gibi isimlerle yolları da sonradan bu bakış açısı farkıyla ayrılmıştır.
mahir çayan, devrimci şiddet eylemlerinin getireceği sesle yapılacak propagandanın ancak kitlelerde sempati ve güven yaratabileceğini düşünüyordu. bu düşüncesinin temelini de o dönemler özellikle küba'da yürütülmüş olan ve fokoculuk olarak da tanımlanan gerilla mücadesiyle yapılan devrim pratiği oluşturur. nitekim çayan hareketi de buradan hareketle şehirlerde birçok silahlı ve bombalama eylemi gerçekleştirmiştir. elrom suikastı, sibel erkan olayı vs.
68'lilerin belki de en büyük handikaplarından biri, dünya ölçeğinde gözlemledikleri örnekleri bu şekilde birebir şablonlamalarıydı. oysa kendileri bir gerilla ordusu değildi, hepi topu 3-5 kişilik gruplardı ve kendilerini de sonuçları belli bu duelloların önüne atmışlardı.
denizlerin idam kararıyla toplumda büyük ölçüde ortaya çıkan karamsarlık ve olumsuz havayı, bu şekilde lehine çevirebileceğini umarak başlattığı kızıldere olayı, kendisiyle birlikte 10 devrimciye mezar olmuşsa da sonuçlarıyla, ardılı birçok siyasi harekete etkileri olmuştur.
devamını gör...
6.
devamını gör...
7.
uğur mumcu - çıkmaz sokak
olayı mahkeme tutanaklarına kadar en iyi inceleyen ve anlatan kitaptır.
olayı mahkeme tutanaklarına kadar en iyi inceleyen ve anlatan kitaptır.
devamını gör...
8.
kemalistten komünist olmaz. şuan ki vatan partisi ideolojisine sahip mahirin peşinden gidip boşu boşuna hayatını kaybeden 9 kişi ışıklar içinde uyusun. anadolu tarihinin en zeki devrimcisi samanların arasında saklanan ertuğrul yoldaşdır, kendisine uzun ömürler diliyorum.
devamını gör...
9.
bu konuyu farklı bir yönüyle anlatmak istiyorum.
marx 19. yüzyılın son yarısında fransız köylülüğünü incelerken iki sonuca varmıştı: birincisi, köylülerin pasif ve kendilerini temsil etmekten aciz olduğu tespitiydi. ikincisi ise, marx’a göre köylüler fabrikadaki işçi sınıfı gibi bir arada olmayıp kırsal bölgelerde dağınık yaşadığı için iletişim kurup bir örgütlülüğü yaratamazdı.
engels, fransız veya alman köylülüğünü incelerken köylülüğün siyasal bir özne olamayacağından hareketle işçi sınıfının köylülere siyasal önderlik yapması gerektiğini belirtmişti.
lenin tam da bu yolda yürüdü.rusya’da 1850’lerden itibaren rus köylülüğünün karşılıklı dayanışması, eşitlikçiliği ve ortaklaşmacılığının bir sonucu olarak ortaya çıkan narodnikköylü hareketini daima yerdi, dışladı ve gerici ilan etti.
gerek nurhak dağlarında gerekse kızıldere 'de olan katliamların tek sebebi köylülerdir.
nurhak'ta katledilen sinan cemgil' in annesi şu konuşmayı yapmıştı.
"ben varlıklı bir aileden geliyorum.
öğretmenim.
ekonomik durumum oldukça iyi.
oğlumu en iyi şekilde yetiştirdim.
en iyi okullarda okuttum.
ülkenin en güzide üniversitesi odtü’de okuyordu.
hiçbir şeye ihtiyacı yoktu.
ölmese yüksek mühendis çıkacak ve o da varlıklı bir hayat yaşayacaktı.
fakat o sizin iyiliğiniz için öldü.
bunu bilesiniz diye söylüyorum.
“öldürüldüğünde naaşı etrafında toplanan kişiler gene onu ihbar eden uğruna ölümü göze aldığı köylülerdi"
şimdi de bu köylüler yüzünden değil midir çektiklerimiz...
marx 19. yüzyılın son yarısında fransız köylülüğünü incelerken iki sonuca varmıştı: birincisi, köylülerin pasif ve kendilerini temsil etmekten aciz olduğu tespitiydi. ikincisi ise, marx’a göre köylüler fabrikadaki işçi sınıfı gibi bir arada olmayıp kırsal bölgelerde dağınık yaşadığı için iletişim kurup bir örgütlülüğü yaratamazdı.
engels, fransız veya alman köylülüğünü incelerken köylülüğün siyasal bir özne olamayacağından hareketle işçi sınıfının köylülere siyasal önderlik yapması gerektiğini belirtmişti.
lenin tam da bu yolda yürüdü.rusya’da 1850’lerden itibaren rus köylülüğünün karşılıklı dayanışması, eşitlikçiliği ve ortaklaşmacılığının bir sonucu olarak ortaya çıkan narodnikköylü hareketini daima yerdi, dışladı ve gerici ilan etti.
gerek nurhak dağlarında gerekse kızıldere 'de olan katliamların tek sebebi köylülerdir.
nurhak'ta katledilen sinan cemgil' in annesi şu konuşmayı yapmıştı.
"ben varlıklı bir aileden geliyorum.
öğretmenim.
ekonomik durumum oldukça iyi.
oğlumu en iyi şekilde yetiştirdim.
en iyi okullarda okuttum.
ülkenin en güzide üniversitesi odtü’de okuyordu.
hiçbir şeye ihtiyacı yoktu.
ölmese yüksek mühendis çıkacak ve o da varlıklı bir hayat yaşayacaktı.
fakat o sizin iyiliğiniz için öldü.
bunu bilesiniz diye söylüyorum.
“öldürüldüğünde naaşı etrafında toplanan kişiler gene onu ihbar eden uğruna ölümü göze aldığı köylülerdi"
şimdi de bu köylüler yüzünden değil midir çektiklerimiz...

devamını gör...
10.
ertuğrul kürkçü 'nün samanliga saklanıp kurtulduğu çatışma.
dava arkadaşları yiğitçe devrim sehidi olurken (bok yoluna giderken) kendisi korkak tavuk gibi kümeste samanlarin altına saklanmış korkak tavuk.
dava arkadaşları yiğitçe devrim sehidi olurken (bok yoluna giderken) kendisi korkak tavuk gibi kümeste samanlarin altına saklanmış korkak tavuk.
devamını gör...
11.
seçimlerin gölgesinde kaldı ama bu unuttuğumuz anlamına gelmesin..
onlar,
ince, uzun boyluydular
şişman,kısa boylu.
kara kaşlı,kara gözlüydüler
yeşil,mavi,alagözlü.
saçlarına ak düşmüşlerdi
bıyığı terlememişlerdi.
onyedisindeydiler,
yirmisindeydiler.
ne af dilediler kimseden,
ne hesap verdiler.
pişmanlık yoktu gözlerinde,
korkular yoktu.
oysa onlar,
yaşamın en güzel yerindeydiler.
onlar,
ince, uzun boyluydular
şişman,kısa boylu.
kara kaşlı,kara gözlüydüler
yeşil,mavi,alagözlü.
saçlarına ak düşmüşlerdi
bıyığı terlememişlerdi.
onyedisindeydiler,
yirmisindeydiler.
ne af dilediler kimseden,
ne hesap verdiler.
pişmanlık yoktu gözlerinde,
korkular yoktu.
oysa onlar,
yaşamın en güzel yerindeydiler.

devamını gör...
12.
bundan on yıl kadar önce hakkında bana bir aydınlanma gelen katliam.
mahir çayan, ulaş bardakçı, ziya yılmaz, cihan alptekin ve ömer ayna tünel kazarak cezaevinden kaçar. cezaevi yönetiminin, o zaman yönetimde olan askeriyenin, emniyetin falan hiç haberi olmaz. ruhları bile duymaz. ve gençler cezaevi duvarına kadar 20 metre, duvardan sonra da herhalde bir 20metre 40 metre tünel kazıp oradan firar ederler. yerseniz. mümkün değil.
sonra gidecekleri bölge belli. o zaman devrimci bir çevre olan karadeniz'e gidecekler. devlet bunu bilmiyor. tahmin de edemiyor.
çocuklar hapisten çıkartıldıktan ya da tünelden dışarı sızdıktan sonra fatsa'ya kadar adım adım izlenmiştir. fatsa'da bunların önüne üç ingiliz ajanını çıkartıyor devlet. bunlar da ikramı geri çevirmiyorlar. bu arada cezaevinden kaçmayan ama o civarda bulunan diğer beş kişiyi de buluyor devletimiz. kaçanlar arasında olan ziya yılmaz, bu işte bir polim var diye karadeniz'e gelmiyor. (2010 ya da 11'de bir akciğer hastalığından öldü) diğerlerini (11 kişi) derdest ediyorlar. daha kızıldere'ye gitmeden on kişiyi kurşuna diziyorlar. ertuğrul kürkçü daha 20 yaşında, aralarında en tıfıl. onu da anlatacağı öykü konusunda ikna(!) ediyorlar. muhtemelen aile bireylerini öldürmekle tehdit ediyorlar. kürkçü ailesini korumak için bu yalana katılmaya razı geliyor. bir süre sonra da geri dönemiyor.
ardından kızıldere'de güzel bir çatışma sahnesi yaratıyorlar.
devletimiz bunları yapar mı? evet. yaptığını biliyoruz. 15 temmuz daha dün gibi.
bu senaryo %100 doğrudur demiyorum ama çatışıp öldüler senaryosundan daha akılcı.
yazık oldu çocuklara.
mahir çayan, ulaş bardakçı, ziya yılmaz, cihan alptekin ve ömer ayna tünel kazarak cezaevinden kaçar. cezaevi yönetiminin, o zaman yönetimde olan askeriyenin, emniyetin falan hiç haberi olmaz. ruhları bile duymaz. ve gençler cezaevi duvarına kadar 20 metre, duvardan sonra da herhalde bir 20metre 40 metre tünel kazıp oradan firar ederler. yerseniz. mümkün değil.
sonra gidecekleri bölge belli. o zaman devrimci bir çevre olan karadeniz'e gidecekler. devlet bunu bilmiyor. tahmin de edemiyor.
çocuklar hapisten çıkartıldıktan ya da tünelden dışarı sızdıktan sonra fatsa'ya kadar adım adım izlenmiştir. fatsa'da bunların önüne üç ingiliz ajanını çıkartıyor devlet. bunlar da ikramı geri çevirmiyorlar. bu arada cezaevinden kaçmayan ama o civarda bulunan diğer beş kişiyi de buluyor devletimiz. kaçanlar arasında olan ziya yılmaz, bu işte bir polim var diye karadeniz'e gelmiyor. (2010 ya da 11'de bir akciğer hastalığından öldü) diğerlerini (11 kişi) derdest ediyorlar. daha kızıldere'ye gitmeden on kişiyi kurşuna diziyorlar. ertuğrul kürkçü daha 20 yaşında, aralarında en tıfıl. onu da anlatacağı öykü konusunda ikna(!) ediyorlar. muhtemelen aile bireylerini öldürmekle tehdit ediyorlar. kürkçü ailesini korumak için bu yalana katılmaya razı geliyor. bir süre sonra da geri dönemiyor.
ardından kızıldere'de güzel bir çatışma sahnesi yaratıyorlar.
devletimiz bunları yapar mı? evet. yaptığını biliyoruz. 15 temmuz daha dün gibi.
bu senaryo %100 doğrudur demiyorum ama çatışıp öldüler senaryosundan daha akılcı.
yazık oldu çocuklara.
devamını gör...