1.
yunan mitolojisinin en talihsiz hikayelerinden birine sahip olan nemf. evelyn de morgan'ın ünlü klytie tablosunun hikayesi de kendisinden gelmektedir ki frederic leighton'ın clytie tablosu bence hikayenin vuruculuğunu aktarmak konusunda daha başarılırıdır.
klytie'nin hikayesi apollon'dan çok daha önce güneş ile ilişkilendirilmiş olan tanrı helios'a kadar dayanıyor. güneş tanrısı helios pers (achaemenids) prensesi olan leukothoe'nin güzelliği karşısında o kadar büyülenmiştir ki onun aşkına karşılık kendisini tüm kalbiyle seven klytie'i öylece bırakıverir. bir gece helios prensesin yanına girebilmek için kraliçe eurynome'nın kılığına bürünerek nöbetçileri atlatır ve leukothoe'nin odasına girer. kendi bedenine bürünen helios ve leukothoe'yi birlikte gören klytie helios'a duyduğu aşktan ötürü o kadar kıskançlık ve hüsran içine düşer ki gördüklerini leukothoe'nin babası kral orkhamus'a anlatır. öğrendikleri karşısında öfkelenen kral kızının diri diri gömülerek öldürülmesini emreder. zavallı prenses ne yazık ki toprağın altında ezilirken aşığını kurtarmak için yetişemeyen helios büyük bir üzüntü ile genç prensesin ölü bedenini bugün leukothoe olarak anılan salkımçalı'na dönüştürür. bu süreçte aç ve susuz bir biçimde günlerce gözlerini güneşe dikerek oturan nemf klytie ise yavaş yavaş gün çiçeğine dönüşmeye başlar. pek çokları bir tanrının neden ölen birini geri getirmek yerine onu çiçeğe dönüştürdüğünü sorgular elbette ama konu mitoloji bile olsa ölümün ağırlığı bakidir. yer altı tanrısı hades ölümün ağırlığını kaybetmemesi için katı ve haklı kurallara sahiptir zaten bu yüzdendir ki yer altı dünyasına canlı olarak inip geri dönen pek azı vardır.
klytie'nin hikayesi apollon'dan çok daha önce güneş ile ilişkilendirilmiş olan tanrı helios'a kadar dayanıyor. güneş tanrısı helios pers (achaemenids) prensesi olan leukothoe'nin güzelliği karşısında o kadar büyülenmiştir ki onun aşkına karşılık kendisini tüm kalbiyle seven klytie'i öylece bırakıverir. bir gece helios prensesin yanına girebilmek için kraliçe eurynome'nın kılığına bürünerek nöbetçileri atlatır ve leukothoe'nin odasına girer. kendi bedenine bürünen helios ve leukothoe'yi birlikte gören klytie helios'a duyduğu aşktan ötürü o kadar kıskançlık ve hüsran içine düşer ki gördüklerini leukothoe'nin babası kral orkhamus'a anlatır. öğrendikleri karşısında öfkelenen kral kızının diri diri gömülerek öldürülmesini emreder. zavallı prenses ne yazık ki toprağın altında ezilirken aşığını kurtarmak için yetişemeyen helios büyük bir üzüntü ile genç prensesin ölü bedenini bugün leukothoe olarak anılan salkımçalı'na dönüştürür. bu süreçte aç ve susuz bir biçimde günlerce gözlerini güneşe dikerek oturan nemf klytie ise yavaş yavaş gün çiçeğine dönüşmeye başlar. pek çokları bir tanrının neden ölen birini geri getirmek yerine onu çiçeğe dönüştürdüğünü sorgular elbette ama konu mitoloji bile olsa ölümün ağırlığı bakidir. yer altı tanrısı hades ölümün ağırlığını kaybetmemesi için katı ve haklı kurallara sahiptir zaten bu yüzdendir ki yer altı dünyasına canlı olarak inip geri dönen pek azı vardır.
devamını gör...