komünizme karşıyım ama devlet memuru olmak istiyorum

(bkz: türk milleti)

ulan ülkede yaşamını sürdürebilmenin tek şansı memur olmak ne komünizmi alüminyum.

lesie bize bir şey anlatmaya çalışıyor...

komünizme karşıyım ama devlet gıda fiyatlarını denetlesin demek ile benzer olan.

okuduğum en saçma başlık. ne alaka yani ? kapitalist ülkede devlet memuru yok mu?

dünyanın hiç bir ülkesinde mühendislik okuyan öğrencilerin hayali devlet memuru olmak değil. hadi şimdi gidip kendinizi tatlı su solcu hayalleri ile kandırın.

bugün bir çok kamu ihalesi özel sektör çalışanları tarafından alınıp hayata geçirilen projeler oluyor.

inşaat sektöründe çalışan bir mühendis devletten alınan ihalede çalıştığı sırada devlet memuru olarak çalışmıyor ama yaptığı iş fiilen kamu hizmeti zira kamu için yapılan bir projede yüklenici olarak hizmet veriyor.

yani maaşını devletten almadığında teknik olarak kamu hizmeti yapmış olmuyorsa da fiilen kamu hizmeti yapmış oluyor.

memur denildiğinde nedense insanlar dar kapsamlı düşünüyor. hizmeti veren ve hizmeti alan taraflar açısından bakmak gerekiyor.

burada esas olan komünizmin herkesin eşit işte eşit ücretle çalışmasını sağlama idealini eleştiren kesimin yüksek ücret talep ederek özel sektörü tercih etmesi gerekirken sonunda memur olmayı seçmesi.

ben de diyorum ki komünist ülkelerde halk karın tokluğuna çalışmak zorunda değildi ama sscb uzay yarışına girdiği abd ile güreşirken halkının refahını ikinci plana attığı için örnekler hep rusya üzerinden verildiği için bu eleştiriler geliyor .

not: komünist değilim .

zaten komünizme karşı olanlar devlet memuru olmak isteyebilir çünkü komünizmde devletler yoktur. komünizmde ekonomik sınıflar olmaması gerektiği savunulduğu gibi, siyasi sınıflara da karşıdırlar. yani yönetici bir sınıf yoktur onların inancında. insanlar sosyalizm ile komünizmi birbirine karıştırıyorlar. devletçi olan sosyalizmdir. komünizm ise devlete karşıdır. buna karşılık liberalizm devletçidir ama liberalizmde devlet küçük ve sınırlıdır ve de asıl amacı birey özgürlük ve haklarını korumaktır.

(bkz: komünizmin ne olduğunu zerre kadar bilmemek)

(bkz: ışınla beni scotty)

biri bunlara komünizmde herkesin memur olduğunu söylesin.

sosyalizmle komünizmin ayırdımına varamamış yazar beyanı. sosyalizme karşıyım ama devlet memuru olmak istiyorum olarak açılsaydı başlık bir nebze doğru olurdu. iyi ki günümüzde bu sistemler ülkemizde uygulanmıyor gerçekten. zira yokken böyleyse varken hiç düşünemiyorum.

yanlış önerme. bizim milletimiz komünizm'e karşı değildir. "e neden sol 40'ı geçmiyor o zaman?" dediğinizi duyar gibiyim, solun sunulma şeklinden dolayı bu. sola karşı olan halka bak, doksanlar'da refah partisi ve milliyetçi hareket partisi'nin vaatlerine bakın, sol partilerinkiyle aynıdır. halkın komünizm'de düşman olduğu şey ideolojinin ekonomik düzeni değil dine karşı oluşu* ve milliyetçiliği* reddetmesidir.

arap sosyalizmi'ni savunan baas partisi benzeri bir parti olsa 60-70'lerde iktidara gelip ülkede bu yorumla bir sosyalist rejim bina etmiş olurdu. 90'ları diğer arap ülkelerinde olduğu gibi atlatırdık fakat türkiye'de demokrasi 19. yydan beri kökleştiği için onlar kadar katı bir diktatörlük asla kuramazdı, haliyle arap baharı benzeri olaylar göremezdik. bu demek değil ki 60'larda nasılsa şimdi de öyle devam ederdi, zaman içinde sosyalizm'in kızıllığı açılırdı ama hâkim görüş muhafazakârlık, milliyetçilik ve sol olurdu.

bizde ise sol yukarıda tarif ettiğim gibi tabanın değerleri ile uyumlu şekilde değil onları değiştirmeye odaklı geldi, haliyle umacı olarak kaldı. hiçbir siyasi hareket halkın düşüncelerini değiştiremez, halk siyasi hareketleri dönüştürür. sağın kazanma sebebi budur zaten, nihat genç'in sözü diye aklımda kalmış, onunla bitireyim: bizde sol halktan yanadır, sağ halktır.

aşağısı sol'un neden kazanamadığına dair örnek kısmı.
örnek verelim, işçi sınıfı dolu esenler yeniden refah partisi'nin, kalburüstü bir ilçe olan kadıköy türkiye işçi partisi'nin güçlü olduğu yerlerdir. seçim zamanı ben sabahın köründe bile yeniden refah partisi çadırı görürdüm oturduğum semtte*, broşür dağıtırdı destekçileri. 5 falan alacağı söylenen tip'i bir kere bile görememiştim.

yine ince'ye imza vermeye gitmiştim, saat 5'e geliyordu ilçe seçim kurulu'nun kapanış saatine doğruydu. arkamdan 40 yaşlarında, tipinden asgari ücretli ve akpli olduğu belli olan bir adam geldi*. herif işten çıktığı gibi koşarak gelmiş, ter içinde. "abi kime imza vereceksin?" dediler, müthiş bir gururla "muhammed fatih erbakan!" diye haykırdı. bu iki olayla ben yrp'nin 3 alacağına emin olmuştum.

demem o ki, işçi sınıfı bu semtlerdeyken tip'in buralarda varlık bile gösterememesi* çok yanlış siyaset yaptığının kanıtıdır, herifin senle ekonomik görüşü birebir aynı ancak oy vermeyi geç seni düşman sayıyor.