cümle sığmadığı için başlığı kısaltılmış halde açtım asıl hali budur.

"köpeğin saldırı riskini düşürmek için yanından geçerken izin almalıyız."


tabi canım hatta köpekçe öğrenmeyen herkes ısırılmayı hak ediyordur(!)

bütün röportajsa şöyle;


köpekten korkanlarla ilgili öneride bulunan aracı, "bilgisizlik korkuyu yanında taşıyor ve bir an da çözülecek bir durum değil. sayı çok yüksek fakat atılacak bu adımla sorunun yavaş yavaş bir fırsata dönüşecek" dedi.

köpeklerle iletişimin bir yolu olduğunu ifade eden aracı, şunları söyledi:

"köpekler iletişimi ön planda tutarlar ve diş kullanmak istedikleri, yapmaya çalıştıkları en son şey. diplomasiyi iyi bilirler diyebiliriz doğuştan gelen bir yetenekle ki o yüzden de bu kadar adapte binlerce köpekle yaşayabiliyoruz hâlâ. o zaman ne yapacağız? onların bulundukları yerlerden geçmek için bir izin alma yöntemi var. bir köpekle onun beden dilini bilip, uzmanı olmana gerek olmadan, bir köpekle yaşamana bile gerek kalmadan basit bir izin alma yöntemi var. bir köpekle göz göze geldiğimizde takip edeceğimiz birkaç hareket sırası; 'çağrı bunu öğrenmek zorunda mıyız?'. bunu şöyle değerlendirebiliriz; karşıdan karşıya geçerken yaptığımız basit bir hareket var değil mi? sağımıza, solumuza bakıyoruz sonra geçiyoruz. nasıl bu temel bir trafik iletişim kuralıyken, bunu da arabaları da düzeltiyorum; köpekleri de araba gibi düşünelim. karşılaştığımız bir köpeğin bize saldırma ihtimalini yüzde 90 sıfıra indirmek mümkün değil belki ama yüzde 90 engelleyebiliriz. hayatını kaybeden kişiler hayatını kaybetmeyebilir ve bu binlerce insan tarafından şu an uygulanan bir yöntem. bir gün belki bunun uygulamasını yaparım. bir köpek yaşadığı sokakta, mahallede yani orman diyelim değil mi? öyle görüyor çünkü şehirde yaşadığından bihaber. bu ormanın yerlisi yani oranın hancısı. bizse yolcu... köpek öyle düşünüyor çünkü orası onun yaşam merkezi, uyuduğu araba kenarları var. güvendiği, bir sürü merkez olarak belirlediği çöp tenekesinin arkası veya apartmanın içleri var. kuytu, köşeler, ormanda ağaç kavukları gibi düşünelim. yoldan geçen arabalar da, insanlar da değişkenler. demekki köpeğin oranın hancısı olduğunu kabul edeceğiz. 'buranın sahibi' gibi yüceltme olarak algılanmamalı. evet orada yaşayan bir varlık. biz de orada yaşamıyoruz, biz de oradan geçeceğiz. biz de yolcuyuz. hancı ve yolcu denklemini kurduk.

peki o zaman ne yapacağız? oradan geçerken köpekten izin alacağız. izin alma yöntemi de aynı bir köpeğin yaptığı gibi saygılı ve hareket sıralarıyla, konuşmadan. yürüyoruz, bir köpekle karşılaştık, köpeği gördüğümüz anda göz teması kurduğumuz anda olduğumuz yerde kıpırdamadan duracağız. peki neyi bekliyoruz? köpekten minicik bir hareket, kulağının oynaması, kafayı çevirmesi, yere bakması, gözümüzün yakalayabildiği minicik bir hareket.

buna köpekle iletişim ve hareket sırası vermek denir. ve bu köpeğe eğer türkçe konuşuyor olsaydık şunu demiş olduk: "seni gördüm köpek. sana tehdit değilim. sen de bana tehdit değilsin. çünkü kaçmıyorum, bağırmıyorum, sana yaklaşmıyorum, sevmeye çalışmıyorum". bundan sonra köpeğin yapacağı o minicik hareket de şu demek: "tamam, ben de seni gördüm. yoluna devam edebilirsin". sonra bu hareketi aldığımız gibi köpeğe hiç bakmadan sanki o yokmuş gibi yolumuza devam edeceğiz. bunun nasıl çalıştığını deneyimlemenizi çok isterim."

kaynak: t24.com


not: köpek eğitmeni çağrı aracı'ya ait bir konuşmadır bu.

itperest lafını kullanmayı sevmem ama bu kadın kendini aşmış, itperest kelimesinin canlı hali gibi. ne yapacakmışız? köpek görünce duracakmışız ki bizi kabul etsin. ya köpek açsa? ya kuduzsa? kuduz bir köpek sağlıklı davranabilir mi? davranamaz! e hepimiz köpek uzmanı değiliz. hasta olup olmadığını anlayamayız. bu resmen gel beni ısır demenin bir yolu. keriz gibi dikilerek ondan korktuğunu daha çok belli edersin. hayır bir de orası onun yaşam alanı demiş. bir insan bir konuda bu kadar bilgisiz olamaz! köpeklerin daha doğrusu hayvanların yaşam alanı, betonarme yerler mi? ormana da bırakılsın demiyorum, düzgün dizayn edilmiş barınaklara alınsın ve sahiplendirme süreçleri başlasın.

belli ki bu kadında mama firmalarından para almış birisi. sırf üç beş kişi para kazanacak diye insanların sağlığıyla oynanıyor resmen komedi. insanı hayandan üstün tutmayalım tamam da hayvandan aşağı görmeye de gerek yok. böyle yaparak hayvan sevgisi olan insanları bile hayvanlardan soğutuyorlar. bu durumu kendimden biliyorum. normalde hayvanları çok severim ama artık hayvan gördüğüm an uzaklaşıyorum çünkü kedi ya da köpek fark etmez, toplu bir şekilde yaşadıkları için hastalık saçıyorlar birbirlerine. zaten bu yüzden kedilerde körlük oranı artmakta. hayvanlardan geçen bir çok hastalık sürü halinde dolaşan hayvanlardan bulaşıyor genelde.

bu durum çığırından çıkıyor. şu sözde hayvan severlere çok istiyorlarsa resmi olarak gerçek sorumluluklar vermeleri lazım. örnek olarak besledikleri tüm hayvanlar üzerine geçirilsin ve sokakta bırakmaları yasaklansın. eee bu kadar hayvan severlerse on tane köpekle beraber evde yaşamayı da kabul ederler bence.
devamını gör...
aynen hatta maaşa bağlayalım köpekleri.
devamını gör...
daha geçen gün farketmedigim için çalıların arasından çıkıp saldırmaya çalıştı. görünmüyorlar ki izin alalım. zaten yolun karşısına geçerim olur biter.
devamını gör...
bu adam kafayı sıyırmış bir itperest değilse sokak köpekleri üzerinden sağlam para kaldıran biridir. bu adama söylenecek hiçbir söz yok. araştırılıp ya akıl hastanesine ya da hapishaneye konulması gerekiyor. hiçbirisini yapacak gücüm yok ama en azından maskesini aşağı çekebilirim ama artık usandım:
geçen konunun uzmanı olduğunu söyleyen ve kısırlaştırarak bu sokak köpeği sorununun çözüleceğini söyleyen bir kadınla konuşmamızda kendisine şunları sordum :
a) kısırlaştırmanın sorunu çözdüğüne dair elinizde bir veri var mı? cevap: konunun uzmanı mısınız?
b) kısırlaştırmanın maliyeti hakkında bilgi verir misiniz? cevap: siz mi finanse edeceksiniz?
c) bu kadar hayvanı (on milyon sayısı üzerinde uzlaşmıştık) nasıl yakalamayı, yakalarsanız kaç veterinerle kısırlaştıracağınızı, bu kısırlaştırma sürecinde nerede bakacağınızı söyler misiniz? bir planınız var mı? cevap: arkadaşlar yakalayacak. cevap: bugün sünnet, yarın deniz.
d) yani kesip biçip sokağa mı bırakacaksınız? cevap: beni engelledi.
araştırdım. yaşadığı şehirde büyücek bir veteriner kliniği varmış. belediye kısırlaştıracağı hayvanları oraya getiriyormuş
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"köpeklerin saldırmaması için onlardan izin almalıyız" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim