#ödüllü filmler
yönetmen koltuğunda craig gillespie'nin yer aldığı 2007 yapımlı dram romantik filmidir. konu; lars adındaki karakterin, internet üzerinden bir kız arkadaş bulması ile başlamaktadır. erkek kardeşi ve eşi ile kız arkadaşını tanıştırmak isteyen lars, çifte büyük bir çok yaşatır.
national board of review award for best original screenplay
satellite müzikal film veya komedi filmi dalında en iyi erkek oyuncu ödülü
humanitas prize for feature film
satellite müzikal film veya komedi filmi dalında en iyi erkek oyuncu ödülü
humanitas prize for feature film
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "elfgibibiri" tarafından 17.05.2021 23:25 tarihinde açılmıştır.
1.
oyuncak ayıya kalp masajı yapacak kadar minik bir karakteri anlatan, insanlarla farklı oldukları için dalga geçilmeyen bir dünyanın da var olabileceğini gösteren umut dolu, sıcacık bir filmdir.
lars "see they're even fake so they'll never die." repliğiyle gözlerimi doldurmuş, filmi herkese zorla izletmek istediğim bir film haline getirmiştir.
lars "see they're even fake so they'll never die." repliğiyle gözlerimi doldurmuş, filmi herkese zorla izletmek istediğim bir film haline getirmiştir.
devamını gör...
2.
başrolünü ryan gosling'in üstlendiği, craig gillespie yönetmenliğindeki 2007 yapımı film.
lars linstrom bir wisconsin kasabasında abisi gus ve eşi karen ile aynı konumda farklı evlerde yaşamaktadır. lars insanlardan kendini olabildiğince soyutlamış, özellikle temastan kaçınan, içe dönük birisidir. annesi kendi doğumu sırasında ölen lars, babası ile de iyi bir ilişki kuramamış, üstüne abisi gus ilk fırsatta evden ayrılmıştır. babası ölünce kalan mirasta abi kardeş yan yana yaşamaktadır. ancak abisi iki katlı bir evde yaşarken lars kulübüden bozma bir eve razı olmuştur.
karen, lars için işlerin normal şekilde gitmediğini fark ederek bunu anlamak ve değiştirmek için çaba gösterir. bir yandan iş yerinde yeni başlayan margo isimli sevimli kadın lars'a ilgi duymaktadır. bunlara tepkisiz kalan lars farklı bir yolu seçer. işler karmaşıklaşır.
filmdeki lars karakterine başta gülüyorsunuz, dalga geçer gibi. hele ki bu kadar olmasa da içe dönüklüğünüz vb. sorunlarınız varsa iyice garipleşiyor. ona gülerken kendinizi anımsıyorsunuz. ancak süre geçtikçe onu anlamaya başlıyor, acıyorsunuz, onun için üzülüyorsunuz ara sıra gülseniz de. gosling ve karen rolündeki emily mortimer harika iş çıkarmış.
kasaba halkının verdiği reaksiyonlar ne kadar günümüz dünyasında pek mümkün olmasa da hiç değilse bunu filmde görmek güzel bir deneyimdi. içimi sıcacık etti. haricinde ise aile yaşantılarının gelecek yaşantımıza ne kadar etki edebileceği, sosyal çevrenin ise hayatımızda ne kadar güçlü bir rol oynadığı, pişmanlıklar ve suçluluk hissiyatı, psikoterapinin ve konuşmanın, birileri tarafından anlaşılmanın, sevilmenin ve bunu fark etmenin o iyileştirici gücü filmde çok güzel anlatılıyor.
hepimiz hayatımızda mükemmel bir çocukluk geçirmeyiz. kimimizin sevgi unsuru eksiktir, kimimiz tacize maruz kalmışızdır, kimimiz bağımlılık şeması geliştirmişizdir ve bu örnekler böyle sürer gider. ancak ne yaşadıysak yaşayalım bu psikolojik hallerimizi gelecek yaşantımızda yaşamak zorunda değiliz. edineceğimiz iyi bir sosyal çevre, profesyonel destek vb. unsurlar hiç değilse geri kalan hayatımızı bizim için daha yaşanılır hale getirebilir. bu filmdeki ütopik bir şey değil, her zaman bu kadar şanslı olmayız belki ama her travmanın bir çıkış yolu vardır.
lars linstrom bir wisconsin kasabasında abisi gus ve eşi karen ile aynı konumda farklı evlerde yaşamaktadır. lars insanlardan kendini olabildiğince soyutlamış, özellikle temastan kaçınan, içe dönük birisidir. annesi kendi doğumu sırasında ölen lars, babası ile de iyi bir ilişki kuramamış, üstüne abisi gus ilk fırsatta evden ayrılmıştır. babası ölünce kalan mirasta abi kardeş yan yana yaşamaktadır. ancak abisi iki katlı bir evde yaşarken lars kulübüden bozma bir eve razı olmuştur.
karen, lars için işlerin normal şekilde gitmediğini fark ederek bunu anlamak ve değiştirmek için çaba gösterir. bir yandan iş yerinde yeni başlayan margo isimli sevimli kadın lars'a ilgi duymaktadır. bunlara tepkisiz kalan lars farklı bir yolu seçer. işler karmaşıklaşır.
filmdeki lars karakterine başta gülüyorsunuz, dalga geçer gibi. hele ki bu kadar olmasa da içe dönüklüğünüz vb. sorunlarınız varsa iyice garipleşiyor. ona gülerken kendinizi anımsıyorsunuz. ancak süre geçtikçe onu anlamaya başlıyor, acıyorsunuz, onun için üzülüyorsunuz ara sıra gülseniz de. gosling ve karen rolündeki emily mortimer harika iş çıkarmış.
kasaba halkının verdiği reaksiyonlar ne kadar günümüz dünyasında pek mümkün olmasa da hiç değilse bunu filmde görmek güzel bir deneyimdi. içimi sıcacık etti. haricinde ise aile yaşantılarının gelecek yaşantımıza ne kadar etki edebileceği, sosyal çevrenin ise hayatımızda ne kadar güçlü bir rol oynadığı, pişmanlıklar ve suçluluk hissiyatı, psikoterapinin ve konuşmanın, birileri tarafından anlaşılmanın, sevilmenin ve bunu fark etmenin o iyileştirici gücü filmde çok güzel anlatılıyor.
hepimiz hayatımızda mükemmel bir çocukluk geçirmeyiz. kimimizin sevgi unsuru eksiktir, kimimiz tacize maruz kalmışızdır, kimimiz bağımlılık şeması geliştirmişizdir ve bu örnekler böyle sürer gider. ancak ne yaşadıysak yaşayalım bu psikolojik hallerimizi gelecek yaşantımızda yaşamak zorunda değiliz. edineceğimiz iyi bir sosyal çevre, profesyonel destek vb. unsurlar hiç değilse geri kalan hayatımızı bizim için daha yaşanılır hale getirebilir. bu filmdeki ütopik bir şey değil, her zaman bu kadar şanslı olmayız belki ama her travmanın bir çıkış yolu vardır.
devamını gör...