legal sınırlar içinde eğlenebilen yazarlar

makul saatlerde, makul meşgalelerle, makul malzemelerle eğlenebilen yazarlardır.
evde, bir paket çekirdek bir demlik çay bol dedikodu,
dışarda, bir porsiyon tatlı bir porsiyon şu böreği sınırsız çay,
avmde kapiçino sonrası sinema,
temizlik sonrası çay artı bisküvi
vb.
eğlenirken yerini, yurdunu, seceresini bilen yazarlardır.
legal olmayan sınırlar içinde eğlenenlere sıkıcı gelirler.
kendine gülen deli gibi, gelirler onlara.
bu da nasılmış, o şekilde, o saatte nasıl eğlenilmiş olabilirki dedirtirler.
eli günü dedirtirler habire.
ezcümle, benimde içinde olduğum yazarlardır.
valla çok eğleniliyor böylede.
tom sawyer gibi düşün, duvar boyamak kadar eğlenceli bir şey yok.
inanmıyorsan elmanı ver ve dene.

legal olmayan sınırlar ne acaba merak ettim. yani sonuçta kimseye zarar verip, hayatına müdahil olmadığın sürece istediğin gibi eğlenebilirsin.

içinde ergen sivilceli hormonu olmayan sınırlarda keyfin tadına varan muhteşem yazarlardır.
ben seveyim beni dedirtir.

%100 ben. illegal olan hiç bir şeyden zevk alamıyorum. kurallara aşığım. yasal sınırlar bana hep güven veriyor.

"illegal"den kasıt madde kullanımıysa, bulaşmayana laf eden kişi seks için, müzik için, sosyelleşmek için, tartışmak, izlemek, okumak, oyun oynamak, dans etmek, seyahat etmek için maddeye ihtiyaç duyuyor ve hatta bunları bile bırakıp eğlenceyi maddeye eşitliyorsa, kusura bakmasın ama dandik bir hayat yaşıyordur.

eğlenmenin legal ve illegal olarak ayrıldığını ilk defa burda okuyorum. illegal dediğin zaten yasada suç olarak belirtilmişse gereken yapılır. misal, yan masadaki biri kokain çekiyorsa suç işliyordur; siz çekmiyorsanız, bunu legal eğlence olarak görmek bana komik geldi doğrusu. eğleniyorsunuzdur sadece.

benim eğlence anlayışım bir kere yasalara aykırı davranmak. suç makinesiyim adeta. standart bütün kötü alışkanlıklara sahibim. bir kumarım yok, onu da öğreten olmadı. bi ara poker öğrendim, ama zyngayla sınırlı kaldı. o konuda da kendimi geliştireceğim, yeniliklere çok açığım.

ben mesela evde öyle sakince oturuyorum ya, birden bana bir şeyler oluyor, huzursuzluk çöküyor içime. işte böyle durumlarda hemen telegram gruplarından fellik fellik zehir taciri numarası aramaya başlarım. görüşeceğimden mi? hayır, sadece iletişim kursam da yeter. onu yapamadım mı? hemen çıkarım dışarı, kapalı alanlardan birinde gizlice sigara içmeye çalışırım veya tenha, ıssız ama kamuya açık bir alan bulup bir anlığına pantolonumu indirip hemen geri çekerim. teşhircilik de yaptırımları olan bir suç. diyelim hava soğuk, ne olacak? alırım hemen renkli bir sprey boya, sağa sola elalemin evine barkına vandallık yaparım. ama ben bu işi zevk uğruna yapıyorum, dozunu kaçırmamam gerek. bu yüzden de sadece pıssst diye duvarda belli belirsiz bir noktacık koyar kaçar giderim oradan. eylemin kendisi önemli.

diyelim bu saydıklarımın hiçbiri olmadı. işte o zaman beynimle suç işlerim. siyasi, dini ve sosyolojik görüşüm fark etmeksizin kafamın içinde her şeye söverim. hakaret ederim. haysiyetini şerefini iki paralık ederim bütün değerlerin. hiçbiri olmazsa düşünce suçu işleyerek kendimi tatmin ederim.

ne yapayım işte, bir gangster edasıyla sokaklarda adam vurmak yerine bu şekilde nefsimi körelterek yaşamaya çalışıyorum. inşallah ben de bir gün çekirdek kola gibi masum ve legal aktivitelerden keyif alırım. ama o güne dek bu minik şımarıklıklarımı mazur görmelisiniz.

kişiye göre değişir o durum. ikisinden de benim gibi zevk alanlarda vardır. ama asıl eğlence illegal aktivitedir. illa uyuşturucu kullanmak değildir bu. örnek çok ama uzun uzun yazmaya üşendim. bugün legal eğleneceğim. az sonra bim'den simbat ithal çekirdek alıp muhteşem yüzyıl izleyeceğim.

ulan 100 lük rakı olmuş 200 lira ne eğlencesi yahu?

zamanında kaldığım otelin odasında kokain kokain bulmuş adamım. nasıl legal eğlenebilirim ki bu şansla.