1.
parasız yatılı anlamına gelen bir sözdür.
eski zamanlarda zeki olan ama imkanı olmayan çocuklar bir sınava tabi tutularak devlet tarafından okutulur bu eğitim süreci esnasındaki bütün masrafları de devlet tarafından karşılanırdı.
daha sonra devlet parasız yatılı ve bursluluk sınavına dönüşen bu imkandan ben de faydalandım. parasız yatılı olarak değil ama burslu olarak okudum lise bitene kadar. çok cüzi bir miktar da olsa insanda derin bir mutluluk yarattığını hatırlıyorum o parayı almak için idarecilerin yanına gittiğimiz zamanların.
leyli meccani olanlar ise yatılı okullarda okuyan öğrencilerdi. daha sonra pansiyonlu bir okulda sekiz sene öğretmenlik yaptığımda gözlemledim ki pansiyonlu okulda okuyan, yani yatılı okuyan öğrenciler yaşıtlarına göre daha çabuk büyüyorlar. sanki böyle okullarda öğretmenlik yapmak öğretmenlerin gerçekten öğretmen olup olmadıklarını sergileyecekleri bir arenadır. belki de değildir.
leyli meccani sözü konudan bağımızsız olarak füruzan’ın muhteşem kitabı parasız yatılı’yı da hatırlatır bana. madem çağrışımlarla bir yola girdim bir türlü yüzü gülmeyen ve aşık olduğu kadının adını her şiirinde gizli kapaklı olsa da anmadan edemeyen ahmed arif ustaya uğrayıp bitireyim tanımı:
ard-arda kaç zemheri,
kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
dışarda gürül-gürül akan bir dünya...
bir ben uyumadım,
kaç (gbkz: leylim bahar,
hasretinden prangalar eskittim.
saçlarına kan gülleri takayım,
bir o yana
bir bu yana...)
eski zamanlarda zeki olan ama imkanı olmayan çocuklar bir sınava tabi tutularak devlet tarafından okutulur bu eğitim süreci esnasındaki bütün masrafları de devlet tarafından karşılanırdı.
daha sonra devlet parasız yatılı ve bursluluk sınavına dönüşen bu imkandan ben de faydalandım. parasız yatılı olarak değil ama burslu olarak okudum lise bitene kadar. çok cüzi bir miktar da olsa insanda derin bir mutluluk yarattığını hatırlıyorum o parayı almak için idarecilerin yanına gittiğimiz zamanların.
leyli meccani olanlar ise yatılı okullarda okuyan öğrencilerdi. daha sonra pansiyonlu bir okulda sekiz sene öğretmenlik yaptığımda gözlemledim ki pansiyonlu okulda okuyan, yani yatılı okuyan öğrenciler yaşıtlarına göre daha çabuk büyüyorlar. sanki böyle okullarda öğretmenlik yapmak öğretmenlerin gerçekten öğretmen olup olmadıklarını sergileyecekleri bir arenadır. belki de değildir.
leyli meccani sözü konudan bağımızsız olarak füruzan’ın muhteşem kitabı parasız yatılı’yı da hatırlatır bana. madem çağrışımlarla bir yola girdim bir türlü yüzü gülmeyen ve aşık olduğu kadının adını her şiirinde gizli kapaklı olsa da anmadan edemeyen ahmed arif ustaya uğrayıp bitireyim tanımı:
ard-arda kaç zemheri,
kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
dışarda gürül-gürül akan bir dünya...
bir ben uyumadım,
kaç (gbkz: leylim bahar,
hasretinden prangalar eskittim.
saçlarına kan gülleri takayım,
bir o yana
bir bu yana...)
devamını gör...