lise okul kantincisinden akılda kalanlar

hiçbir şey. tenefüslerde kantini mesken tutamayacak kadar kendime güvensizdim ama yine de büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden... napıyom lan ben. yani evet, neden öz güvensizim sorusunu beni büyütenlere bağlıyorum ama yine de öperim. her türlü öperim. büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden benim adım dadasgakkos hepinizi öperim. saçma sorulu başlığa saçma entry. gerçi yeterince saçma olmadı. belki başlık çok da saçma değil. gerçi saçma. daha ne kadar olsun? hayat, yaşam koca bir saçmalık. başlığı açan kişisel algılamasın yani. kimse algılamasın... yeter bu kadar gevezelik.

o bir markaydı. ismi sebo'ydu. kel kafalı, kilolu ve on müdür yemiş bir emekçi. okulun pansiyonunda sabah çorbası çıkacağını önceden öğrenir sandviçleri erkenden hazırlardı. ah be.

sırayı bozan olunca delirip dışarı çıkıyor bizi tartaklaya tartaklaya sıraya sokup “ajj bırakırım sizi ajj” diye bağırıyordu.

pejo 206sı vardı.

adam sucuklu tost yapıyordu sucuk yok sadece ekmeğe sürerdi kokusu sinerdi sadece a tabi 2-3 yıla bu cimrilik ile parayı kırdı gitti belki de şuan villasında viskisini yudumlarken okuyordur bunu selamlar abi :))

o kadar pis bir yerdeki bir tek simit yerdim onu alırken de içim giderdi ama mecbur alıyordum işte.

öğle arası dışardan yemek sokmayalim diye okulun kapısında nöbet tutardı

(bkz: tschüss)

o fiyatlar... su daha o zamanlardan iki liraydı*

sebzeli tost istediğimde öyle bir moda girerdi ki..* bi havalar bi havalar..
bin kere söylesen de o margarini o tosta sürer sonra elindeki iğrenç fırça ile üstündeki fazla margarini * alır ve sanki michelin yıldızı da neymiş benim yanımda der gibi tostu kağıda sarıp uzatırdı.

simit almak istiyordum bir kez, adam simit satmıyorum demişti. poğaça satılıyor ama simit niye yok diye sorduğumda eskiden fırıncılık yaptığını ve simidi çok hijyensiz bir şekilde yaptıklarını, öyle bir şeyi insanlara yediremeyeceğini falan anlatmıştı. en çok bu kalmış aklımda.*

ılkokulda sayısız defa kantinci oldum.
2 kişi görevlendiriliyo günün sonunda ise 2 simit 1 beyaz gazoz veriliyordu.
zaten 90'larda okul kantininde başka seyler satmak yasaktı.
türkiye'de daha ilkokul da emek sömürüsü basliyor.oraya 1 yetişkin personel alsalar sigortası,maaşı derken masraf olmasın para cebe girsin diye el kadar cocukları işçi olarak kullanıyorlardı.
bunu yapanların ise eğitimci olması apayrı bir ironi.

son sene arka kapıdan girip sıra beklemeden istediğimizi alırdık ama gelenek böyleydi. güzel zamanlardı.