lise okul kantincisinden akılda kalanlar

kapısında haraç kesmelik mekandır. eğer bir liseye başarı puanıyla giriyorsanız ;kast sisteminin ortasına düşmüşsünüz demektir. şehrin en zenginlerinin çocukları, şehrin varoşlarından gelen zekayla istiklal marşı sırasından sonra en çok burada karşılaşır. haliyle bir çok etkileşime sebep olur. 15 dk lık bir ders arasında kapısında bir patsoluk haraç kesilebilir.

sucuklu tosttaki sucuğun pire çükü kadar olması ve salça yerine bol sulu ketçap. bıyığına sıçtığımın adamı.

(bkz: pizza tost)
lise ve kantin kelimeleri bir araya geldiğinde aklıma gelen tek şey pitos. her gün kantinden pitos-ayran ikilisini alırdım, kantinci de arkadaşlarım da alışmıştı artık.
o lisedeki pitos tadını hiçbir yerde bulamıyorum maalesef. ben sanırım pitos aşığı biriyim, sonrasında çok aradım o tadı internette toptan satan bir yerden dondurulmuş pitos bulup almıştım. ama yine de tadı lisedeki gibi değildi. bazen sırf pitos yemek için eski liseme gitmek istiyorum. gerçi bilmiyorum, acaba hâlâ satılıyor mu?

ketçap mayoneze su karıştırarak kullanıyordu bitmesin diye. pinti herif.

yağı donmuş döner.

sabah sabah gördüğüm devasa pişmemiş tavuk döner

adını unuttum ama güzel tost yapardı. malzemeden çalmayanlardandı.

kantinciden değil ama kantinde otururken olanlardan aklımda kalan bir anıyla katılabileceğim başlık.

o zamanlar karum yeni açılmış. değişik değişik dükkânlar var. içlerinden bir tanesi, banyo için çeşitli ürünler satıyor. hani kokulu banyo yağları olur, meyveli, parfümlü falan; işte onlardan da var. muzlusuna aşık oldum bunun. gittim aldım ama normal parfüm niyetine kullanıyorum arada bir 1 parmak alıp.

neyse uzatmayayım lafı. okula da yanımda götürüyorum bunu arada "parfüm tazelemek" adına. bir gün boş derste kantinde otururken sakar bir arkadaş döktü bunu masaya. yarısı gitti benim parfüm görünümlü banyo yağının. neyse efendim. o ara zil çaldı, herkes döküldü geldi kantine. merdivenden inip köşeden kantine dönenin burnu oynamaya başlıyor. kantin gelen bütün öğrenciler yığıldı tezgahın önüne "muzlu pasta mı çıktı? ohaaa süper!" nidalarıyla. camın arkasından kokuyu almamış olmalı ki adam da neye uğradığını şaşırdı. millete "yok" demekten halsiz düştü.

istisnasız herkesin duygularıyla dolaylı yoldan oynamış oldum. hem komik hem hazindi.

3 yıl boyunca sürekli sen yeni mi geldin diye sorması.

her pazartesi ilk dersin son 15 dakikası çıkar kantinciyle birlikte kahvaltı yapardım. o an kendimi o kadar havalı hissediyordum ki sanki dünyanın en lüx mekanında yemek yiyormuş gibiydim. sonra zil çalınca herkes gelir kanticiyle beni seyreder kendimi bir daha havalı sanardım. o an dünyanın en yakışıklı erkeği dünyanın en karizmatik erkeği en zengini en akıllısı en en ... olurdum.

aykut kocaman'la olan akrabalığı ve de arabasının görünür bir yerinde tuttuğu zaman gazetesi. evet, fenerlilerin anti fetöcü ilan ettiği aykut'un yeğeni fetöcü gazeteyi göstere göstere taşırdı.

bunun dışında 5'i 1 yerde gofret alıp tek tek satması (tek gofret fiyatına) da aklımda kalmış ama bu üç kağıtlar klasik artık.

ucuz lezzetli kantin tostu.

tostun arasına koyulan, kağıttan ince kesimiyle varlıkla yokluk arasındaki sınırı belirleyen kaşar ve acısıyla türk kahvesine yetişmeye çalışan sıcak çay.

kantin değilde okulun karşısında bakkal vardı tost arasına salçalı sos sürerdi, o salçalı sosun içeriği çok muammaydı ama inatla yerdim.. sokak lezzetleri tadı bir başka

zaman parasıyla bir tosta 5 lira isterdi. para s*çıyoz zaten ilkokulda.

ismail abim be üç kağıtçı ve kazıkçı bi kantinciydi tıpkı her kantinci gibi.
ama lisenin bittiği gün gidip helalleştim arada sırada bana kıyak geçerdi kimseyi kantinin içine sokmazdı ama ben girerdim hatta satış da yapardım o zaman bana bazı yiyecekleri torpilli yapardı karısı nihal abla falan vardı sanırım kantici ismail abi ve karısı nihal abla lisenin tek güzel yanıydı.

ben lisede iken, okul kantinini öğrenciler işletirdi, geliri o öğrenciler arasında paylaşılırdı, çok ciddiyim.
herhalde, daha kantinciler doğmamıştı.

çok güzel pizza yapması.
o zamanlar(2009) 2.5 liraya satılırdı tanesi ve çok da lezzetli olurdu.

kantine lahmacun getirecem demişti**

çok iyi biriydi. iki kişilerdi hatta ama çok iyilerdi. fiyatlar da oldukça uygundu. abi, amca gibiydiler. normalde kantincilerin yalak yav...k insanlar olduğuna çok kez şahit olmuşumdur ancak onlar o kadar efendi ve dürüst insanlardı ki okulun bazı kızlarının ben bunu elde ederim, bak da gör iddialarını bile sonuçsuz bıraktılar. iyi insanlar diyorum azizim. iyi ki varlar. ve her zaman o güzel atlara binip de gitmiyorlar.