yazar: hakan günday
yayım yılı: 2012
antalya'da bir kuyumcunun tezgahtarlığını yapan, laf cambazı kozan üzerinden antalya'daki turizm ve ticaret üzerine kurulu sahte düzenin, sahte dünyanın konu alındığı romandır.
yayım yılı: 2012
antalya'da bir kuyumcunun tezgahtarlığını yapan, laf cambazı kozan üzerinden antalya'daki turizm ve ticaret üzerine kurulu sahte düzenin, sahte dünyanın konu alındığı romandır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "bengaripsengüzeldünyaumutlu" tarafından 04.04.2022 14:37 tarihinde açılmıştır.
1.
roman karakterlerinden tezgahtar gabor, kahkahalara boğularak anlattığı anılarının hemen hepsini, mal satamadığı ama sonradan paraya çevireceği kelime topluluğunu kendisine bedava hediye eden turist ahçik ve martlardan çalmıştır.
bir şey satın almayan müşterinin bile, tezgahtarın işine yarayacak anılarla ona faydalı olması ince bir tespit.
ve tabi her pazarlamacı "tekrar" ile ilgili paragrafı tekrar tekrar okumalı.
"tezgahtarlığın zorluklarından biri tekrardır. insanın en zor dayanabileceği çalışma koşulu olan tekrar, sağlıklı bir aklın ani ölümüne neden olur..."
bir şey satın almayan müşterinin bile, tezgahtarın işine yarayacak anılarla ona faydalı olması ince bir tespit.
ve tabi her pazarlamacı "tekrar" ile ilgili paragrafı tekrar tekrar okumalı.
"tezgahtarlığın zorluklarından biri tekrardır. insanın en zor dayanabileceği çalışma koşulu olan tekrar, sağlıklı bir aklın ani ölümüne neden olur..."
devamını gör...
2.
(bkz: doğan kitap)’tan ocak 2012’de yayımlanan (bkz: hakan günday) kitabıdır.
kitabın tek cümlelik özeti, aslında yazarının kendisinin de kurduğu şu cümle ile verilebilir:
‘’dünya bir tezgahtır. tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak, ölünce anlaşılır…’’
kitap içerik olarak yine bize kötü çocukları başka bir gözden tasvirle anlatmaktadır. antalya’ya kafileler halinde gelen turistleri söğüşlemenin türlü türlü yöntemlerini bilen, uygulayan, ve bu dolandırıcılığı en iyi şekilde, en fazlaca yapanların gururla böbürlendiği, diğerlerinin onlardan övgü ile bahsettiği bir iş hanı düşünün. kuyumcularla, pırlantacılarla, saatçilerle dolu bir işhanı, topaz…
özetle topaz’a turistlerin (müşterilerin) turizm firmaları ile anlaşmalı bir şekilde ( yapılan alışverişler karşılığında komisyon ödeyerek) topaz’a getirilmesini, topaz’a getirildikten sonra tezgahtarların müşterileri nasıl avladıklarını, satış yapmak uğruna kimisinin nasıl ahlak ve insanlık çizgisinin dışına çıkabildiklerini gözler önüne seren bir kitaptır.
açıkçası kitap kurgu olsa da, anlatılan birçok şeyin doğruluğuna, gerçekleşme ihtimaline,hele de bu topraklarda, yürekten inandığımı belirtmeliyim… çünkü topaz esnafının gözünden baktığımızda dünya gerçekten de bir tezgahtır, insanoğlu da tezgahtar... dünya'da her şey satılıktır. herkesin ve her şeyin bir fiyatı vardır. işte hayat da bu alışverişten ibarettir. kimi insan kollanırken kimisi zorlanıyor. ne olursa olsun, sonunda da harcanıyor… topaz esnafına göre en pahalı olan en değerli olandır. lakin topaz’da durum bundan farklıdır. topaz’da rağbet gören, değer değil biçilen fiyattır…
bu arada; kitap ismi, kuyum sektöründe yüzük ölçmeye yarayan edevatın isminden gelmektedir.
kitaptan bir alıntı ile bahsi geçen insanları tanımlayarak girdiyi bitirmek istiyorum:
‘’çocukken oyuncakları olmadığı için, büyüyünce insanlarla oynamayı meslek edinmişler…’’
tavsiyemdir, okuyunuz…
kitabın tek cümlelik özeti, aslında yazarının kendisinin de kurduğu şu cümle ile verilebilir:
‘’dünya bir tezgahtır. tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak, ölünce anlaşılır…’’
kitap içerik olarak yine bize kötü çocukları başka bir gözden tasvirle anlatmaktadır. antalya’ya kafileler halinde gelen turistleri söğüşlemenin türlü türlü yöntemlerini bilen, uygulayan, ve bu dolandırıcılığı en iyi şekilde, en fazlaca yapanların gururla böbürlendiği, diğerlerinin onlardan övgü ile bahsettiği bir iş hanı düşünün. kuyumcularla, pırlantacılarla, saatçilerle dolu bir işhanı, topaz…
özetle topaz’a turistlerin (müşterilerin) turizm firmaları ile anlaşmalı bir şekilde ( yapılan alışverişler karşılığında komisyon ödeyerek) topaz’a getirilmesini, topaz’a getirildikten sonra tezgahtarların müşterileri nasıl avladıklarını, satış yapmak uğruna kimisinin nasıl ahlak ve insanlık çizgisinin dışına çıkabildiklerini gözler önüne seren bir kitaptır.
açıkçası kitap kurgu olsa da, anlatılan birçok şeyin doğruluğuna, gerçekleşme ihtimaline,hele de bu topraklarda, yürekten inandığımı belirtmeliyim… çünkü topaz esnafının gözünden baktığımızda dünya gerçekten de bir tezgahtır, insanoğlu da tezgahtar... dünya'da her şey satılıktır. herkesin ve her şeyin bir fiyatı vardır. işte hayat da bu alışverişten ibarettir. kimi insan kollanırken kimisi zorlanıyor. ne olursa olsun, sonunda da harcanıyor… topaz esnafına göre en pahalı olan en değerli olandır. lakin topaz’da durum bundan farklıdır. topaz’da rağbet gören, değer değil biçilen fiyattır…
bu arada; kitap ismi, kuyum sektöründe yüzük ölçmeye yarayan edevatın isminden gelmektedir.
kitaptan bir alıntı ile bahsi geçen insanları tanımlayarak girdiyi bitirmek istiyorum:
‘’çocukken oyuncakları olmadığı için, büyüyünce insanlarla oynamayı meslek edinmişler…’’
tavsiyemdir, okuyunuz…
devamını gör...
"malafa (kitap)" ile benzer başlıklar
malafa
4