married with children

muhtemelen izlerken en çok kahkaha attığım dizidir. al bundy'nin karısıyla ve diğer insanlarla burundan kola püskürttüren diyalogları, çiftin ayrı telden çalan çocukları... seinfeld gibi sezonlarca, senelerce ilgiyle izlenmiştir bu dizi. seinfeld dizisi yiğit özgür'se, evli ve çocuklu (married... with children) cengiz üstün'dür (ünlü karikatüristlerimiz).

bu dizinin yegane amacı kahkaha attırmaktır ve bunu sayısız kere başarır.

örneğin;

bir bölümde al ve karısı peggy sinema mı bir gösteri mi ne bişeye giderler ve ortalardaki koltuklarında yerlerini alırlar. bu esnada yanlarından al bundy'nin patroniçesi geçmektedir. peggy al'ı sıkıştırır: "git patronuna iltifat et, terfi alman lazım," falan der. al da istemeye istemeye, mecburiyetten patroniçesinin yanına gider ve ona, ekşi bir suratla, "bayan bilmemkim, bugün her zamankinden daha az çirkinsiniz," der. inanılmaz komik bir sahneydi cidden. nereden baksan 30 sene olmuştur izleyeli hala unutamıyorumdur. zuhahahahaha.

çok iyi diziydi gerçekten ve benden epey büyük bir abd'linin dediğine göre, daha önce rastlanmamış tarzda bir mizah türü yaratarak çığır açan bir diziymiş. ben bunu izlemeye başladığımda çocuk sayılırdım elbette ancak 60'larda doğmuş bir ahbabım da benim "seinfeld amma abartılıyor. mwc bence bin kat daha komikti." yargımın altına imzasını atmıştı.

diziyi al ve peggy götürüyor gibi görünse de aslında onların çocuklarının da işin içinde olduğu aile hayatları tümden enteresan ve evlere şenlikti diyebilirim. veya daha az süreler alan kimi oyuncular, konuk oyuncularla falan izleyicisinin ilgisini her daim taze tutabilen bir yapımdı diyebilirim bu dizi için. görünene göreyse hala unutulmamış. hala birçok yerde bu diziyle alakalı meme'lere falan rastlıyorum.

meme demişken... peggy'nin memelerinin "tahta gibi" olduğunu söylediği bir sahne aklımda kalım al'in.

hey gidi. ne diziydi beh!

televizyonun icadından beri yapılmış ve önümüzde ki 628 sene daha iyisi yapılamayacak komedi dizisi olarak tanıtılmış, fakat esasen evli ve çocuklu erkeklerin dramını ekrana birebir taşımış dizidir.
al bundy gibi harika bir babanın ve kocanın ,kendisini asla yeterli görmeyen ailesini tarafından nelere maruz bırakıldığını izlediğimiz dram dizisidir.

aslında ününün mahkemelik olmasına borçlu olan bir dizidir,

koyu bağnaz bir teyzemiz bu diziyi mahkemeye verir aile değerlerimizi aşağılıyor diye üstelik bunu da tam yayından kaldırılmak üzereyken yapar. millet bu neymiş lan diye merak eder ve reyting rekorları kırar.

ayrıca bu dizi de tv tarihinin ilk sjw karakteri bulunmaktadır, marcy darcy lan yok böyle bir manyak pasifist, feminist şu an sjw denen şeyin tam karşılığı. özellikle iki eşine de yaptığı dayatmalarla (biz x i yapmıyoruz.) erkeğini ılık etme potansiyeli vardı ki zaten ilk eşini etti de.

dizi muazzam bir evlilik eleştirisidir aslında abd gibi ailenin fazla kutsandığı bir ülke de evlilik kutsiyetine öyle bir çakmıştır ki dönemi için bile aykırı ve güldürürken düşündüren bir diziydi.

al bundy nin kadınlar konusundaki tespitleri, peggy bundy nin de erkekler konusunda pek çok tespiti nokta atışıydı. yalnız bütün bu hengame de al peggy i peggy de al ı seviyordu burası çok enteresandı.

cnbc-e de yayınlandığı dönem 80 doğumluları ekran başına aynı saatte kilitleyen bir diziydi sebebi ise trt de yayınlandığı dönemde yayını kısa sürmesiydi ve final yazmasıydı dergilerde.

bir kaç alıntı bırakayım şuraya da şenlenelim diziyi özledim yakın zamanda rewatch yapayım tekrar;

al bundy den gelsin

"hepimiz hayal kırıklıklarımız ile yaşamak zorundayız. ama ben bir de her gece onunla uyumak zorundayım."

bir gün peg al bundy ye yürür al bundy yorgundur ve cevap olarak;

- peg 17 yıldır evliyiz, artık arkadaş kalamaz mıyız?

kadınları anlamaya çalışmayın, kadınları kadınlar anlar ve birbirlerinden nefret ederler.

bir ron leavitt ve michael g. moye dizisidir.

filmde tüm zamanların en iyilerinden married with children gibi bir efsaneden sonra modern family gibi bir başka efsanede de başrol oynayan ed oneill, christina applegate, muhteşem bir performans sergilemiş olan katey sagal, amanda bearse, david faustino, ted mcginley ve kevin curran rol almıştır. ayrıca buck isimli köpek de rolünün üstesinden hakkıyla gelmiştir.

toplamda 11 sezon ve 263 bölüm süren dizide benim için tüm zamanların en iyi beş dizisinden biri olan frieds'in yıldızı matt leblanc, milla jovovich, *; üstadımız, büyüğümüz robert englund, jane lynch ve * de konuk oyuncu olarak yer almıştır.

klasik bir amerikan ailesi olan al bundy ve ailesi dört artı bir kişiden oluşmaktadır. pek başarılı bir ev hanımı olmayan peggy bundy, klasik genç kız hallerinde olan kelly bundy, ergen bir çocuk olan bud bundy, evin en az aile üyeleri kadar keyifsiz köpeği buck ve elbette umursamaz ve kaba bir adam olan al bundy.

frank sinatra'nın muhteşem sesiyle söylediği love and marriage şarkısı ile başlayan bu diziyi her zaman çok sevdim.

günümüzde asla yayımlanamayacak olan harika dizi.

çok güzel espriler var dizide ama ne yazık ki büyük kısmı kilolu insanlara yönelik olduğundan bugün olsa linçlenirdi. halbuki "bedenimle barışığım" modunda olan insanların zaten böyle esprilere gülüp geçmesi, diğer insanlarınsa kraldan çok kralcı davranmaması gerekir ama şu sjw'lik her şeyin içine ediyor.

en sevdiğim komedi dizilerinden biri. bir gün al bundy rüyasında ölüp cehenneme gittiğini görür. cehennemde eziyet çektirmek için her öğünde verilen sosisli sandviç al bundy çok mutlu eder. şeytan bu durumdan hoşnut olmadığı için al bundy sorar kardeşim sen neden mutlusun ? al bundy şeytana her gün yemek var , eş dırdırı yok ve tanınmış simalar ile takılıyorum. sonrasında tabi rüyasından uyandığında al karısı ile baş başa kalır. aşırı güzel karakterlere sahip mükemmel bir dizi.