masterchef izlerken gelen yeme isteği

aslında buna yakın bir başlık var ama o yapmaktan bahs etmiş.
bana gelen sadece yeme isteği.
bu yüzden de toplumu obezliğe sürükleyeceğine inanıyorum (en azından beni)

lanet bir his olduğunu düşündüğüm başlıktır. adamlar bilmem ne sosuyla bilmem ne şeyi yapıyor. ben zeytin peynir yiyorum.

pazartesi akşamı ne yaparlarsa salı günü oturup aynısını yapıyorum. geçen gün kendimi çiğ köfte yoğururken buldum.

sürekli gelen istektir hatta sofradan yeni kalktığımda bile sanki yemek yemişim hissi verir. dün akşam katsu sandı diye japon fastfood yemeği yaptılar içinde bonfile kızarmış ekmek falan baya canım çekti.

ev halkında yemek yapma işleriyle genelde uğraşan kim ise ona yük olan şeydir. hadi çiğköfte yapalım, bak mantı yaptılar hadi bir yapta yiyelim, yoksa sen eti mantolamadın mı kaç kere izledik bak mehmet chef anlattı, hadi şamandıra usulü menemen yemeyelim mi söylemleri ile karşı karşıya bırakır.

kesinlikle var olan istek. pizza yapıyorlar pizza istiyor canım, çiğ köfte yapıyorlar eşim uyurken çiğ köfte sayıklıyor. sağlığımız için izlemeyi bırakmamız gerekiyor sanırım.

hayır hayır doğrusu şu somer şef yemekleri tadım adı altında gömerken gelen yeme isteği. ha bir de mehmet şef danilo şefe yedirirken*
resimag.com/p1/ae1fa939cde0.jpeg
resimag.com/p1/d49e4387be32.jpeg

beni en çok kebaplar dellendiriyor.

akşam akşam insanın aklına yemekleri getiriyorlar ya. en çokta lahmacun, pide... hiç yemediğim mesafeli durduğum iskenderi orda görüpte canımın çekmesi sonucu iskender denemem :)

masterchef izlemeyi çok saçma buluyorum o yemeklerin tadına ben bakamayacağım ki birini nasıl tutayım, destekleyeyim? öğrenen de ben değilim. haybeye program izlemeyi sevmiyorum. üstelik acıktırıyor. sürekli canım yaptıkları şeylerden çekiyor.
#antimasterchef

şu istek nedeniyle diğer detayları kaçırıyorsunuz..
bunu ben en iyisi, şuraya yazayım;
(bkz: masterchef türkiye 2022)

bu yeme isteği hakkında da şunu söylemek isterim..
dikkat ederseniz, kasım aralık ocak dönemlerinde entry girilmiş, ekseriyetle bu başlığa..

oysa temmuzda başlıyor değil mi?
ilk 4 ay sanırım, direniyor insanlar..
bir şekilde bir kulp buluyorsun mesela.. ''olmamış'', ''yapamadı'', ''şu çocuk kesin elendi'' diyorsun sürekli..
böyle bir ortamda tabii, yeme isteği mi kalır insanda?
zaten çok kalabalık.. hep bi curcuna..
hiçbir yemeğin yapılışını baştan sonra takip edemiyorsun doğru dürüst...
hep parça parça..
o nedenle etkilemiyor sanırım..
''tetiklemiyor'' desek daha doğru olur aslında.

ama sonra sonra tetiklemeye başlıyor işte...
çünkü, ortaya çıkan yemekler, ilginizi çekmeye başlıyor..
20 kişiden aşağıya düşmeye başladıkça özellikle..
aman allahım, o nasıl yemekler öyle!
bir kişi de yapmıyor.. aynı anda 6-7 kişi birden hem de..
tutunamayanlar gittikçe, meydan da sadece en iyilere kalıyor haliyle..
ve yine aylardan kasım işte..
hatta aralık.. ocak..
off..

dökülüyor tabii dizelere...
program sonlanınca, survivor ile birlikte nötrleşecek ama ortam kısa sürede..
rahat olun yani.. geçecek..

bende yeme degil de yemek yapma istegi oluyor.