matbaanın icadından beri aynı şeyleri konuşmak

hiç unutmam 1550 yılında j. gutenberg borçlarını ödemek için baskı yapan aleti geliştirip satışa geçmişti. yaşasın aydınlanma olacak -diye alkışladılar. binlerce incil basıldı. yüzyıl boyunca hiç bir şey olmadı. taa ki 1650'lerde martin luther'in vatikan-katolikliğini protestosuna kadar. hani matbaa her şeyi değiştirecekti? yüz yıl boyunca cadı yakmaya devam etti engizisyon.

1850'lerde de 'journalism' benzer bir heyecan yaratmıştı. günlük gazete ile haber almak, yorum okumak, bir hayaldi. gerçek olmuştu. artık toplumların makus talihi dönmüştü. gazeteler aracılığı ile güçlenen çoğulculuk yöneticilerin hodbinliğini dizginleyecekti. ebenin ki oldu; iki dünya savaşında yirmi milyon insan öldü, kırk milyon sakat ve hasta yaratıldı. geçen elli yıldan sonra ancak halk sağlığı düzelmeye başladı. ömür uzuyor ve sağlılklı gün sayısı da artmakta. gazetene edeyim e mi... yüz yıllık rezalet!

internet yaygınlaşmaya başlayınca da aynısı oldu. toplum örgütlenecek, muktedirlere postayı koyacak, madur çoğunluğun yararı öncelenecekti. n'ooldu? aha bütün dünyaya 'ileri sağcılık-elitist burjuvazi' hakim oldu. her yerde otokratik hegemonlar ve nepotist dünya yürürlükte.

bu yaptığımız okumaların bir yerinde hata var ya nedir yani? en iyisi 'yapay zeka'ya soralım... :)