1.
karnak ve dünyanın en büyük açık hava müzesi olarak kabul edilen luksor şehirleri yakınlarında, krallar vadisi'nde yer alan; nil nehrini karşısına alarak oturmuş vaziyette iki büyük heykel yer alır. amenophis iii'ün mezar tapınağından günümüze ulaşan tek parçaları olan bu iki heykel firavun amenophis'i canlandırmaktadır.
milattan önce 1400 yılında yapılan heykeller yeni mısır imparatorluğunun en büyük tapınağının kapısında idi. milattan önce 1200 yılında yaşanan bir deprem ile tapınak yıkıldı ve milattan sonra 27 yılında yaşanan bir deprem ile tapınaktan geriye kalan heykeller daha da zarar gördü. kumtaşından yapılan heykeller sabah rüzgarı ile beraber inlemeye benzer sesler çıkarmaya başladılar. hatta bu seslerden dolayı heykellerin ''şarkı söyleyen memnon'' adı ile anıldığı olmuştur.
tebai ovasına gelen ve bu iniltileri işiten romalılar hasara uğramış heykellerin bir yunan kahramanı olan memnon'a ait olduğunu sandılar ve annesi eos'un -şafak tanrıçası- onları selamladığını düşündüler. uğrak nokta haline gelen heykellere şarkılar, şiirler dizdiler. rüzgarın bir çatlağa girerek çıkarttığı (veya sabah genişleyen taşların gece vakti daralırken bu sesleri çıkarttığı söylenir) bu uğultu, roma imparatoru septemius severus döneminde heykeller onarıldıktan sonra kesildi fakat onlar hala memnon heykelleri olarak bilinirler.
milattan önce 1400 yılında yapılan heykeller yeni mısır imparatorluğunun en büyük tapınağının kapısında idi. milattan önce 1200 yılında yaşanan bir deprem ile tapınak yıkıldı ve milattan sonra 27 yılında yaşanan bir deprem ile tapınaktan geriye kalan heykeller daha da zarar gördü. kumtaşından yapılan heykeller sabah rüzgarı ile beraber inlemeye benzer sesler çıkarmaya başladılar. hatta bu seslerden dolayı heykellerin ''şarkı söyleyen memnon'' adı ile anıldığı olmuştur.
tebai ovasına gelen ve bu iniltileri işiten romalılar hasara uğramış heykellerin bir yunan kahramanı olan memnon'a ait olduğunu sandılar ve annesi eos'un -şafak tanrıçası- onları selamladığını düşündüler. uğrak nokta haline gelen heykellere şarkılar, şiirler dizdiler. rüzgarın bir çatlağa girerek çıkarttığı (veya sabah genişleyen taşların gece vakti daralırken bu sesleri çıkarttığı söylenir) bu uğultu, roma imparatoru septemius severus döneminde heykeller onarıldıktan sonra kesildi fakat onlar hala memnon heykelleri olarak bilinirler.
devamını gör...