mine kırıkkanat elif şafak intihal davası
başlık "insan olun biraz" tarafından 25.01.2024 18:08 tarihinde açılmıştır.
1.
bugün mine kırıkkanat lehine sonuçlanan davadır.
baştan söylemek de fayda var. iki yazardan da hiç hoşlanmam ama elif şafak ve mine kırıkkanat'ı kıyasladığım zaman edebiyatçı diyebileceğim taraf elif şafak'tır.
dava konusuna göre elif şafak bit palas romanın mine kırıkkanat'ın sinek sarayı kitabından çalmıştır. iki kitapta beyoğlu'nda geçer, iki kitapta da benzer karakterde insanlar vardır. ama bu intihal için yeterli midir, bilemem.
mahkemenin kararına göre elif şafak yüzde beş intihal yaptığı için mine kırıkkanat'a 1000 tl ödeyecek , bit palas kitabının yeni baskısı yapılmayacak ve mine kırıkkanat'a bit palas kitabından telif ödeyecek.
dava sonucunda mine kırıkkanat avukatına teşekkür ederken elif şafak bu kararın siyasi olduğu iddiasında bulundu. iki yazarın da siyaseten nerede durduğunu bilmediğim için pek bir şey söyleyemem ama olay türkiye'de cereyan ediyorsun mutlaka siyasi bir yanı vardır.
elif şafak'ın yayımcısı olan doğan kitap dava sonucunu haksız bulup elif şafak'ı savunurken mine kırıkkanat'ın yayımcısı olan kırmızı kedi yayınları sinek sarayı kitabını "aslı varken taklidini okumayın" diyerek yeniden pazarlamaya başladı.
edebiyat camiası ise ağırlıklı olarak elif şafak'ın yanında yer aldı. yüzde beşlik bir intihalin her eserde olabileceğini söyleyenler ve bu kadar esinlenme suç sayılacak ise sanat yapılamayacağı iddiasında olanlar da var.
neredeyse altmış farklı dile çevirilmiş bir kitabın intihal davasına konu olması ilginç. bunun dışında kişisel bir husumet olduğu da besbelli.
yazarlıklarını hiç beğenmediğim iki yazarın davasını devamında ne olacak, merak ediyorum. olayla ilgili derin bilgileri olmayan ama iki yazardan da bir şeyler okumuş biri olarak reklam kokan hareketler seziyorum.
baştan söylemek de fayda var. iki yazardan da hiç hoşlanmam ama elif şafak ve mine kırıkkanat'ı kıyasladığım zaman edebiyatçı diyebileceğim taraf elif şafak'tır.
dava konusuna göre elif şafak bit palas romanın mine kırıkkanat'ın sinek sarayı kitabından çalmıştır. iki kitapta beyoğlu'nda geçer, iki kitapta da benzer karakterde insanlar vardır. ama bu intihal için yeterli midir, bilemem.
mahkemenin kararına göre elif şafak yüzde beş intihal yaptığı için mine kırıkkanat'a 1000 tl ödeyecek , bit palas kitabının yeni baskısı yapılmayacak ve mine kırıkkanat'a bit palas kitabından telif ödeyecek.
dava sonucunda mine kırıkkanat avukatına teşekkür ederken elif şafak bu kararın siyasi olduğu iddiasında bulundu. iki yazarın da siyaseten nerede durduğunu bilmediğim için pek bir şey söyleyemem ama olay türkiye'de cereyan ediyorsun mutlaka siyasi bir yanı vardır.
elif şafak'ın yayımcısı olan doğan kitap dava sonucunu haksız bulup elif şafak'ı savunurken mine kırıkkanat'ın yayımcısı olan kırmızı kedi yayınları sinek sarayı kitabını "aslı varken taklidini okumayın" diyerek yeniden pazarlamaya başladı.
edebiyat camiası ise ağırlıklı olarak elif şafak'ın yanında yer aldı. yüzde beşlik bir intihalin her eserde olabileceğini söyleyenler ve bu kadar esinlenme suç sayılacak ise sanat yapılamayacağı iddiasında olanlar da var.
neredeyse altmış farklı dile çevirilmiş bir kitabın intihal davasına konu olması ilginç. bunun dışında kişisel bir husumet olduğu da besbelli.
yazarlıklarını hiç beğenmediğim iki yazarın davasını devamında ne olacak, merak ediyorum. olayla ilgili derin bilgileri olmayan ama iki yazardan da bir şeyler okumuş biri olarak reklam kokan hareketler seziyorum.
devamını gör...
2.
elif şafak'tan açıklama
çok ağırıma giden bu süreci tüm şeffaflığı ile paylaşma gereği doğdu. mine kırıkkanat benimle senelerdir uğraşır durur. hakkımda etmediği kötü söz ve hakaret kalmamıştır. bir kez olsun kötülüğe kötülükle cevap vermedim. bu kez de 23 sene evvel yayınlanmış bit palas romanıma karşı durup dururken böylesi akıl dışı bir iftira ile ortaya çıktı.
öncelikle anlaşılması gereken konu bunun hukuk temelinde inşa edilmiş bir dava olmadığıdır. bu dava fikir ve sanat haklarını korumayla ya da edebiyatla da ilgili değildir. bu dava kişisel takıntı ve art niyet üzerine kurulmuştur. sebebini madde madde açıklamaya çalışacağım.
kırıkkanat, açtığı dava aracılığıyla sinek sarayı(1990) romanının tarafımca intihal edildiğini, bit palas(2002) romanım ile benzerlik gösterdiğini iddia etmiştir. bu dava için avukatlarım 150 sayfayı bulan, saygın edebiyat eleştirmenlerinin ve akademisyenlerin görüşlerinin yer aldığı bir mütalaayı mahkemeye sunmuştur. onların bir kısmının yer aldığı bu metne buradan ulaşabilirsiniz.
kısaca özetlemek gerekirse, kırıkkanat’ın kitabında da istanbul’da bir apartman var, bit palas’ta da. birinde sinek var, ötekinde bit bahsi geçiyor. ikisinde de marjinal karakterler ve kediler ve çöp bidonları var. benzerlik bundan ibarettir. yazar ısmail güzelsoy’un şöyle bir tespiti var: "raftan rastgele iki kitap seçseydim aralarında bu iki kitaptan daha fazla benzerlik bulurdum". sırf bu nedenle intihal iddiasında bulunmak, eğer korkunç bir kıskançlıktan, kara bir kötülükten beslenmiyorsa, akıl tutulmasına delalettir.
türk edebiyatında içinde bir apartman olan yüzlerce eser mevcuttur. apartman teması da, beyoğlu da, kediler de, çöp bidonları da, marjinal karakterler de kimsenin tekelinde değildir. bu çarpık mantığa kalsa ülkemizde ne edebiyat üretilebilir, ne de sanat.
ne yazık ki 1. fikir ve sınai haklar hukuk mahkemesi bizim sunduğumuz, yetkin isimlerin yer aldığı mütalaayı göz önünde bulundurmak yerine, edebiyat konusunda hiçbir yetkinliği ve uzmanlığı olmayan bir bilirkişi atamıştır. ki o bile iki kitap arasında ne satır satır, ne paragraf paragraf, ne sayfa sayfa (ya da blok blok) hiçbir alıntılama olmadığını açıkça belirtmiştir. ama bununla yetinmeyip fikir haklarının korunması usulünde yeri olmayan “anahtar kelimeler” diye absürd bir kavram icat etmiştir. bilirkişiye göre iki romanda yer alan anahtar kelimeler şu şekildedir: ‘istanbul, apartman, sokak, kedi, çöp, puro, sigara.’ bu kelimelerin iki romanda da yer alması nedeniyle ‘yüzde 5’lik’ benzerlik tespitinde bulunmuştur. yani bu kadar akıl dışı zorlamaya rağmen hiç bir yetkinliği bulunmayan söz konusu bilirkişi bile bula bula yüzde 5’lik ‘anahtar kelime’ örtüşmesinden söz etmektedir. bir dil bütün bir millete aittir. bütün yazarlar aynı kelimeleri kullanır. “beyoğlu, apartman, sokak, kedi, çöp, puro…’ kelimeleri ne mine kırıkkanat’ın ne de herhangi bir yazarın özel mülkü degildir.
mahkeme bizim sunduğumuz uzman görüşlerini tamamen göz ardı etmiş, avukatlarımızın yetkin bir bilirkişi atanması yönündeki ısrarlı taleplerini reddetmiş ve bu bilirkişinin raporuna binaen intihal yaptığıma kanaat getirmiştir.
açıklamanın başında belirttiğim üzere bu ne bir hukuk davasıdır ne de uzun vadede sadece beni ilgilendirmektedir. kırıkkanat’ın benimle uzun yıllara dayanan şahsi itişmesi, safi kötülükle beslenen karalama kampanyası elbette bana ait bir sorun gibi görünebilir. fakat bu tür kötülükler, sadece kötüyü veya ona maruz kalanı etkilemekle kalmaz. sinsice yayılır. hukukla veya edebiyatla ilgisi olmayan bir usulle intihal kararı verilmesi, bugün beni ilgilendirse de, yarın her türlü yaratıcı eser üreten yazar, sinemacı ve sanatçıya bir tehdit olarak kullanılacaktır.
avukatlarımızla birinci derece mahkemenin verdiği bu akıldışı davayı bir üst mahkemeye taşımakla kalmıyoruz, kırıkkanat’a maddi ve manevi tazminat davası da açıyoruz. ülkemizde eğer bir gram hukuk zemini kaldıysa, o zeminde sonuna kadar gideceğimizi, bunu tüm yazar ve sanat üreticileri için yapacağımızı belirtmek isterim.
bu süreçte yanımda olan tüm edebiyat sevdalılarına, ülkemin vicdanlı beyinlerine ve sevgili okurlarıma selam olsun. var olun.
elif şafak
çok ağırıma giden bu süreci tüm şeffaflığı ile paylaşma gereği doğdu. mine kırıkkanat benimle senelerdir uğraşır durur. hakkımda etmediği kötü söz ve hakaret kalmamıştır. bir kez olsun kötülüğe kötülükle cevap vermedim. bu kez de 23 sene evvel yayınlanmış bit palas romanıma karşı durup dururken böylesi akıl dışı bir iftira ile ortaya çıktı.
öncelikle anlaşılması gereken konu bunun hukuk temelinde inşa edilmiş bir dava olmadığıdır. bu dava fikir ve sanat haklarını korumayla ya da edebiyatla da ilgili değildir. bu dava kişisel takıntı ve art niyet üzerine kurulmuştur. sebebini madde madde açıklamaya çalışacağım.
kırıkkanat, açtığı dava aracılığıyla sinek sarayı(1990) romanının tarafımca intihal edildiğini, bit palas(2002) romanım ile benzerlik gösterdiğini iddia etmiştir. bu dava için avukatlarım 150 sayfayı bulan, saygın edebiyat eleştirmenlerinin ve akademisyenlerin görüşlerinin yer aldığı bir mütalaayı mahkemeye sunmuştur. onların bir kısmının yer aldığı bu metne buradan ulaşabilirsiniz.
kısaca özetlemek gerekirse, kırıkkanat’ın kitabında da istanbul’da bir apartman var, bit palas’ta da. birinde sinek var, ötekinde bit bahsi geçiyor. ikisinde de marjinal karakterler ve kediler ve çöp bidonları var. benzerlik bundan ibarettir. yazar ısmail güzelsoy’un şöyle bir tespiti var: "raftan rastgele iki kitap seçseydim aralarında bu iki kitaptan daha fazla benzerlik bulurdum". sırf bu nedenle intihal iddiasında bulunmak, eğer korkunç bir kıskançlıktan, kara bir kötülükten beslenmiyorsa, akıl tutulmasına delalettir.
türk edebiyatında içinde bir apartman olan yüzlerce eser mevcuttur. apartman teması da, beyoğlu da, kediler de, çöp bidonları da, marjinal karakterler de kimsenin tekelinde değildir. bu çarpık mantığa kalsa ülkemizde ne edebiyat üretilebilir, ne de sanat.
ne yazık ki 1. fikir ve sınai haklar hukuk mahkemesi bizim sunduğumuz, yetkin isimlerin yer aldığı mütalaayı göz önünde bulundurmak yerine, edebiyat konusunda hiçbir yetkinliği ve uzmanlığı olmayan bir bilirkişi atamıştır. ki o bile iki kitap arasında ne satır satır, ne paragraf paragraf, ne sayfa sayfa (ya da blok blok) hiçbir alıntılama olmadığını açıkça belirtmiştir. ama bununla yetinmeyip fikir haklarının korunması usulünde yeri olmayan “anahtar kelimeler” diye absürd bir kavram icat etmiştir. bilirkişiye göre iki romanda yer alan anahtar kelimeler şu şekildedir: ‘istanbul, apartman, sokak, kedi, çöp, puro, sigara.’ bu kelimelerin iki romanda da yer alması nedeniyle ‘yüzde 5’lik’ benzerlik tespitinde bulunmuştur. yani bu kadar akıl dışı zorlamaya rağmen hiç bir yetkinliği bulunmayan söz konusu bilirkişi bile bula bula yüzde 5’lik ‘anahtar kelime’ örtüşmesinden söz etmektedir. bir dil bütün bir millete aittir. bütün yazarlar aynı kelimeleri kullanır. “beyoğlu, apartman, sokak, kedi, çöp, puro…’ kelimeleri ne mine kırıkkanat’ın ne de herhangi bir yazarın özel mülkü degildir.
mahkeme bizim sunduğumuz uzman görüşlerini tamamen göz ardı etmiş, avukatlarımızın yetkin bir bilirkişi atanması yönündeki ısrarlı taleplerini reddetmiş ve bu bilirkişinin raporuna binaen intihal yaptığıma kanaat getirmiştir.
açıklamanın başında belirttiğim üzere bu ne bir hukuk davasıdır ne de uzun vadede sadece beni ilgilendirmektedir. kırıkkanat’ın benimle uzun yıllara dayanan şahsi itişmesi, safi kötülükle beslenen karalama kampanyası elbette bana ait bir sorun gibi görünebilir. fakat bu tür kötülükler, sadece kötüyü veya ona maruz kalanı etkilemekle kalmaz. sinsice yayılır. hukukla veya edebiyatla ilgisi olmayan bir usulle intihal kararı verilmesi, bugün beni ilgilendirse de, yarın her türlü yaratıcı eser üreten yazar, sinemacı ve sanatçıya bir tehdit olarak kullanılacaktır.
avukatlarımızla birinci derece mahkemenin verdiği bu akıldışı davayı bir üst mahkemeye taşımakla kalmıyoruz, kırıkkanat’a maddi ve manevi tazminat davası da açıyoruz. ülkemizde eğer bir gram hukuk zemini kaldıysa, o zeminde sonuna kadar gideceğimizi, bunu tüm yazar ve sanat üreticileri için yapacağımızı belirtmek isterim.
bu süreçte yanımda olan tüm edebiyat sevdalılarına, ülkemin vicdanlı beyinlerine ve sevgili okurlarıma selam olsun. var olun.
elif şafak
(link: www.dogankitap.com.tr/elif-...)
devamını gör...
3.
başlığın “mine kırıkkanat” olarak güncellenmesi gerekiyor. ben iki yazarı da takip etmem ama içgüdülerim haksız bir dava olduğunu söylüyor.
devamını gör...
"mine kırıkkanat elif şafak intihal davası" ile benzer başlıklar
elif şafak
46