1.
kriminalistik terminolojide 'vakanın oluş şekli' olarak kabul edilen, aynı zamanda kişinin alışkanlıklarını, düzenli bir biçimde tekrar ettiği davranışları ve çalışma yöntemini tanımlayan latince deyiş. modus opareandi veya kısaca mo; signature (imza), staging (sahneleme) ve posing ile çok sık karıştırılsa bile çok net farklılıklar gösterir. modus operandi'nin imza ile arasındaki en belirgin fark her zaman gelişme göstermese bile gelişime açık olmasıdır çünkü imza gibi bir fantezi ürünü değildir koşullara uyum sağlamak üzerinedir bu yüzden katil cinayet işlediği süreçte ona kolaylık sağlayacak yöntemleri deneyimleyerek keşfedebilir. bunu bir kaç basit örnekle incelemek gerekirse eğer, bir seri katil işlediği pek çok cinayette kurbanlarını iple bağlayarak onları zapt etmeye çalışıp daha sonra bunun zahmetli ve zaman kaybı olduğunu fark ederek yanında plastik kelepçe getirmeye başlayabilir. bu durumu daha spesifik bir şekilde ele alırsak da, yalnızca çiftlere saldıran bir seri katil üzerinden ilerleyebiliriz. bu seri katil normal şartlarda ilk önce çiftlerden yalnız bulduğu herhangi birine saldırırken bir süre sonra önce çiftlerden erkek olanı hareketsiz hale getirmesi gerektiğinin daha işe yarar olduğunu düşünüp planlarında değişikliğe gidebilir. imza ise tamamen dürtüseldir, bu daha çok geçmişte şekillenmiş arzuların dışa vurumu olduğu için gelişmeye ve değişmeye çok açık değildir. her katilin modus operandisi bulunsa da her katil bir imza bırakmaz. posing ve staging ise aslında temelde aynı görünse bile yapılma sebeplerinden ötürü ayrıdırlar.
staging daha çok olay yerindeki -buna kurbanların ölüm şekli, bulunduğu durum vs. dahildir- değişiklerin seri katil tarafından kafa karıştırmak amacı ile yapıldığı durumlarda kullanılır ve katilin modus operandisinin bir parçasıdır ama posing yine daha dürtüsel bir durumun ürünü olarak polise, medyaya veya her ikisine de bir mesaj verme kaygısı taşır.
bunları adını dünyanın dört bir yanına duyurmuş olan seri katillerin üzerinden de örnekleyebiliriz. jack the ripper ve/veya karındeşen jack daha çok geceleri sokak aralarında yalnız bulduğu hayat kadınlarına bıçakla saldırıyordu ve onları ilk önce boğuyordu. bu onun modus operandisidir ama kurbanların vücutlarındaki belirgin parçalanmalar (rahimlerinin ve böbreğin alınması, boğazdaki ve karnın altında bulunan derin ve temiz kesikler) onun imzasıdır. yine bazı kurbanlarının cinayet mahalindeki duruş şekillerini değiştirmesi -bacaklarını ayırarak konumlandırması- bir çeşit posing'dir çünkü daha çok polise ve medyaya mesaj verme temellidir. esasında zodiac katili'nde olduğu gibi mektuplar da imza kabul edilir ama jack the ripper'dan geldiği kesin olan tek bir mektup alınmıştır ki onun bile başka bir katilin ilgi çekme çabası olup olmadığı kesin değildir. charles cullen'ın kurbanlarını ilaçlar ile zehirlemesi, john gacy'nin kurbanlarıyla telefon ile irtibata geçip onları kandırarak taciz ettikten sonra iple boğarak öldürmesi yine modus operandi örneklerinden.
ted bundy modus operandi'nin değişime açık olması durumuna en net örneklerden birisidir. ted bundy, yaşları genelde 12 ila 26 arasında değişen minyon kadınları hedef aldı. kurbanların hepsi ya kolejdeydi ya da orta sınıf bir aileden geliyordu. kurbanları elde etme yöntemi ise epey çeşitliydi; bazen evlerini soyup, onları uykularında döverdi, bazen ayrıntılı planlar kurarak onları bu planlar aracılığı ile yakalardı bazen de sadece dış görünüşüne güvenirdi. ikinci yöntem, kadınların onu yakışıklı ve çekici bulması nedeniyle bundy için başarılıydı. aslında bu özellik şaşırtıcı bir biçimde bölgede bir seri katilin olduğunun farkında olsalar bile, gündüz vakti kadınları başarılı bir şekilde kaçırmasına bile izin verdi. yüz hatları çekici olsa da, özellikle akılda kalıcı bir özelliğe sahip değildi. bu, görünüşünü sadece küçük ayarlamalarla tamamen değiştirmesinde ona epey kolaylık sağlıyordu; farklı saç modeli, bıyık, şapka vs. ve hatta kurbanının güvenini kazanmak için üniformaya duyulan güveni kullanarak polis memuru veya itfaiyeci kılığına bile girerdi. bazen bundy sahte bir alçı kullanır, kolunu askıda tutar veya potansiyel bir kurbanın sempatisini kazanmak için koltuk değneklerini kullanırdı. onlardan, arabasına bir şey koymasına yardım etmek veya yol tarifi istemek gibi yardım taleplerinde bulunur daha sonra kafalarına levye ile vurarak arabaya doğru iter ve kelepçe takmaları için zorlardı.
ilk saldırıları daha çok kurbanları kurbanın yatak odasında bulunan tesadüfi nesnelerle veya kendi getirdiği nesnelerle ölümcül yaralar alacakları kadar sert biçimde döverek tecavüz etmek üzerineyken edindiği tecrübelerle beraber pek çok değişik saldırılarda bulundu; kurbanlarına tecavüz etmeden önce yetkililerin kanıt bulmasını önlemek için kıyafetlerini çıkarıp yakmak veya geri dönüşüm kutularına atmak belirgin değişimlerdendi. kurbanlarını küvette boğarak, bazen ölüm sonrası kafalarını keserek veya bir vakada görüldüğü üzere bir kurbanın kopmuş kafasını şöminede yakarak değişik biçimlerde saldırılarda bulundu.
yani kısaca; modus operandi katilin seçtiği kurban profilinden tut, onları yakalamak, öldürmek, kanıtları temizlemek, olay yeri tercihi, kurbanı olay yerinde bırakmak veya başka bir bölgeye götürmek ve kaçarken gideceği güzergahı dahi ayarlamak dahil her şeyi içerirken imza daha çok çocukluktan kalma arzuların gelişmiş ve şekillenmiş halidir. bir katil modus operandisinde değişime gidebilir, kurbanın bir tavrından/görünüşünden/zaman yetmemesinden ötürü imzasını bırakmayabilir veya poisn ve staging'e hiç girişmeyebilir ama neticede acımasız bir gerçek vardır ki bir seri katili yakalamadaki ilerlemeyi sağlayan en önemli etken onun daha fazla insanı öldürüp incelenecek ve profil çıkarılacak daha fazla olay yeri bırakmasıdır. değişmeyen bir mo'ye sahip olan katil üstelik imzası da var ise daha kolay yakalanabilir.
staging daha çok olay yerindeki -buna kurbanların ölüm şekli, bulunduğu durum vs. dahildir- değişiklerin seri katil tarafından kafa karıştırmak amacı ile yapıldığı durumlarda kullanılır ve katilin modus operandisinin bir parçasıdır ama posing yine daha dürtüsel bir durumun ürünü olarak polise, medyaya veya her ikisine de bir mesaj verme kaygısı taşır.
bunları adını dünyanın dört bir yanına duyurmuş olan seri katillerin üzerinden de örnekleyebiliriz. jack the ripper ve/veya karındeşen jack daha çok geceleri sokak aralarında yalnız bulduğu hayat kadınlarına bıçakla saldırıyordu ve onları ilk önce boğuyordu. bu onun modus operandisidir ama kurbanların vücutlarındaki belirgin parçalanmalar (rahimlerinin ve böbreğin alınması, boğazdaki ve karnın altında bulunan derin ve temiz kesikler) onun imzasıdır. yine bazı kurbanlarının cinayet mahalindeki duruş şekillerini değiştirmesi -bacaklarını ayırarak konumlandırması- bir çeşit posing'dir çünkü daha çok polise ve medyaya mesaj verme temellidir. esasında zodiac katili'nde olduğu gibi mektuplar da imza kabul edilir ama jack the ripper'dan geldiği kesin olan tek bir mektup alınmıştır ki onun bile başka bir katilin ilgi çekme çabası olup olmadığı kesin değildir. charles cullen'ın kurbanlarını ilaçlar ile zehirlemesi, john gacy'nin kurbanlarıyla telefon ile irtibata geçip onları kandırarak taciz ettikten sonra iple boğarak öldürmesi yine modus operandi örneklerinden.
ted bundy modus operandi'nin değişime açık olması durumuna en net örneklerden birisidir. ted bundy, yaşları genelde 12 ila 26 arasında değişen minyon kadınları hedef aldı. kurbanların hepsi ya kolejdeydi ya da orta sınıf bir aileden geliyordu. kurbanları elde etme yöntemi ise epey çeşitliydi; bazen evlerini soyup, onları uykularında döverdi, bazen ayrıntılı planlar kurarak onları bu planlar aracılığı ile yakalardı bazen de sadece dış görünüşüne güvenirdi. ikinci yöntem, kadınların onu yakışıklı ve çekici bulması nedeniyle bundy için başarılıydı. aslında bu özellik şaşırtıcı bir biçimde bölgede bir seri katilin olduğunun farkında olsalar bile, gündüz vakti kadınları başarılı bir şekilde kaçırmasına bile izin verdi. yüz hatları çekici olsa da, özellikle akılda kalıcı bir özelliğe sahip değildi. bu, görünüşünü sadece küçük ayarlamalarla tamamen değiştirmesinde ona epey kolaylık sağlıyordu; farklı saç modeli, bıyık, şapka vs. ve hatta kurbanının güvenini kazanmak için üniformaya duyulan güveni kullanarak polis memuru veya itfaiyeci kılığına bile girerdi. bazen bundy sahte bir alçı kullanır, kolunu askıda tutar veya potansiyel bir kurbanın sempatisini kazanmak için koltuk değneklerini kullanırdı. onlardan, arabasına bir şey koymasına yardım etmek veya yol tarifi istemek gibi yardım taleplerinde bulunur daha sonra kafalarına levye ile vurarak arabaya doğru iter ve kelepçe takmaları için zorlardı.
ilk saldırıları daha çok kurbanları kurbanın yatak odasında bulunan tesadüfi nesnelerle veya kendi getirdiği nesnelerle ölümcül yaralar alacakları kadar sert biçimde döverek tecavüz etmek üzerineyken edindiği tecrübelerle beraber pek çok değişik saldırılarda bulundu; kurbanlarına tecavüz etmeden önce yetkililerin kanıt bulmasını önlemek için kıyafetlerini çıkarıp yakmak veya geri dönüşüm kutularına atmak belirgin değişimlerdendi. kurbanlarını küvette boğarak, bazen ölüm sonrası kafalarını keserek veya bir vakada görüldüğü üzere bir kurbanın kopmuş kafasını şöminede yakarak değişik biçimlerde saldırılarda bulundu.
yani kısaca; modus operandi katilin seçtiği kurban profilinden tut, onları yakalamak, öldürmek, kanıtları temizlemek, olay yeri tercihi, kurbanı olay yerinde bırakmak veya başka bir bölgeye götürmek ve kaçarken gideceği güzergahı dahi ayarlamak dahil her şeyi içerirken imza daha çok çocukluktan kalma arzuların gelişmiş ve şekillenmiş halidir. bir katil modus operandisinde değişime gidebilir, kurbanın bir tavrından/görünüşünden/zaman yetmemesinden ötürü imzasını bırakmayabilir veya poisn ve staging'e hiç girişmeyebilir ama neticede acımasız bir gerçek vardır ki bir seri katili yakalamadaki ilerlemeyi sağlayan en önemli etken onun daha fazla insanı öldürüp incelenecek ve profil çıkarılacak daha fazla olay yeri bırakmasıdır. değişmeyen bir mo'ye sahip olan katil üstelik imzası da var ise daha kolay yakalanabilir.
devamını gör...
2.
(bkz: jean-christophe grange)
devamını gör...