1.
çok eski dönemlerden beri tabiri caizse insanları gaza getirmek için yapılan konuşmalardır. eski dönemlerde, komutanlar, askerleri motive etmek için yaparmış. misal,
aslanlarım! siz aslansınız! çakal sürüsüne mi yeniliceksiniz?! yenilen, koyundur. ve koyunlar, yenilir. ama yemek anlamında. hani yani yenilirseniz sizi yeriz anlamında komutanlar olarak. neyse aslanlarım saldırın.
evet yapamadım, bundan daha iyileri de var. fakat günümüzde, artık işler değişmiştir. artık büyük iş adamları, başarı öykülerini anlatarak elalemi motive etmektedirler. ne bileyim, ben buralara microsoft'u icat ederek geldim, ne bileyim, benim babam zaten zengindi. yok google'ı icat etmek çok zor oldu. demem o ki, keşke bu motivasyon konuşmalarını, hep büyük liderler yapsaydı da, piyasa, bunların eline kalmasaydı!!....
jeff bezos, bill gates ve google'ın isimlerini unuttuğum kurucularına gönderme vardır..
aslanlarım! siz aslansınız! çakal sürüsüne mi yeniliceksiniz?! yenilen, koyundur. ve koyunlar, yenilir. ama yemek anlamında. hani yani yenilirseniz sizi yeriz anlamında komutanlar olarak. neyse aslanlarım saldırın.
evet yapamadım, bundan daha iyileri de var. fakat günümüzde, artık işler değişmiştir. artık büyük iş adamları, başarı öykülerini anlatarak elalemi motive etmektedirler. ne bileyim, ben buralara microsoft'u icat ederek geldim, ne bileyim, benim babam zaten zengindi. yok google'ı icat etmek çok zor oldu. demem o ki, keşke bu motivasyon konuşmalarını, hep büyük liderler yapsaydı da, piyasa, bunların eline kalmasaydı!!....
jeff bezos, bill gates ve google'ın isimlerini unuttuğum kurucularına gönderme vardır..
devamını gör...
2.
motivasyon konuşması ortamın enerjisine göre değişiyor. ihtiyacı olan seni dinliyor, ihtiyacı olmayan ne diyor lan bu diyor. bazen konuşmayı yapan bile ne diyorum ben diyebiliyor içten içe. bence motivasyon konuşmasını yapan kişi biraz kendinden bağımsız veriyor gazı. kendisi ve motivasyon konuşması arasında farklar olabiliyor çünkü amaç kendisi değil, karşıdaki insan. benim için kalabalık bir gruba konuşmaktan çok, bire bir olarak bir insana konuşmak daha zor. muhattap aldığın kişi tek bir kişiyse, o motivasyon konuşmasını ortaya yapamıyorsun.
bu tanımı yazmadan önce düşündüm kaç kere yapmışımdır diye. 200 vardır diye bir çıkarıma vardım. hemen sanmayın öyle konferans salonlarında yüzlerce kişiye konuştuğumu. zamanında bir takım kaptanı olarak epey bir yapmak durumunda kaldım.
okula ve takıma yeni katılmış bir oyuncuyken pür dikkat dinlerdim takımdaki papaz oyuncuları. onlardan öğrendiğim en kıymetli bilgi soyunma odasının bir takımın kalbi olduğu ve takım liderinin orada önemli rol oynadığı. zaman geçti artık sen kaptansın dediler. iş başa düştü, bayrak devir alındı. her maç öncesi ve sonrası, idmanlardan önce ve sonra hep konuşmak zorunda kaldım. bazen konuşmadan önce anlıyordum takımı. hal, hareket tavırlarına göre ulan yine kafa şişirecek bu diyorlardı. bazen de konuş diye gözümün içine bakıyorlardı. maç gecesi yarın ne yapacağız be kaptan diye gecenin bir körü kapımı çalıyorlardı. bir kelime, bir lafın o günü kurtaracağını düşünüyorlardı. bunu nereden biliyorum? çünkü zamanında ben de o yoldan geçmiştim.
ben saha içi ve saha dışında yaptığım motivasyon konuşmalarında başarılı olduğumu 1 ay önce anladım. zaten takım olarak aşırı başarılı olmuştuk ama gerçekten kendi bireysel başarımı anlamam yeni oldu.
yaklaşık 1 ay önce şimdiki evime taşındığım ikinci gece eski takım arkadaşım aradı. sana gelebilir miyim, konuşacaklarım var dedi. ben de dedim hepsi gelecek sürpriz yapacaklar, ev hediyesi falan verip, hayırlı olsun diyecekler. itiraf edeyim inşallah airfryer almışlardır dedim kendi kendime. arkadaş geç bir saatte geldi, surat asık ve alkollü. ilk 30 dk 30 kere sordum diğerleri nerede diye. yok oğlum kimse, senden akıl almaya geldim dedi. ulan ben de beyin mi kalmış, benim halim hepinizden beter diyemedim. mal gibi dinledikten uzun bir süre sonra aydınlandım. aradan neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen arkadaşım hayatını yola sokmak için benden motivasyon istiyordu. sen yaparsın diye salladım bir şeyler, verdim gazı ve hırslı bir şekilde ayrıldı evden.
önceleri benim motivasyon kaynağım kız arkadaşım olurdu. ben takıma konuşurdum, kız arkadaşım bana. şimdi tek dayanağım ablam. o da geçen gün telefonu ne var lan diye açtı. *
kendi kendime dedim ulan hepinizin hayatında bir clark var, başınız sıkıştığında aranan adam clark. peki clark ne yapsın? arkadaşım evden gitti kendi kendime ulan uğraştığın şeylere bak, daha kendini bile düzeltememişken, milleti düzeltmeye çalışıyorsun dedim.
gözlerinde yıkılmaz bir imaj çizmişim ve bence bu kısmen benim için bir kişisel başarı. ancak yaptığım konuşma ve yaşadığım gerçek hayat arasında dağlar kadar fark vardı. söylediklerimi ben yapmıyorum. sonuçta önemli olan konuşmanın başarılı olup olmaması değil mi?
bu tanımı yazmadan önce düşündüm kaç kere yapmışımdır diye. 200 vardır diye bir çıkarıma vardım. hemen sanmayın öyle konferans salonlarında yüzlerce kişiye konuştuğumu. zamanında bir takım kaptanı olarak epey bir yapmak durumunda kaldım.
okula ve takıma yeni katılmış bir oyuncuyken pür dikkat dinlerdim takımdaki papaz oyuncuları. onlardan öğrendiğim en kıymetli bilgi soyunma odasının bir takımın kalbi olduğu ve takım liderinin orada önemli rol oynadığı. zaman geçti artık sen kaptansın dediler. iş başa düştü, bayrak devir alındı. her maç öncesi ve sonrası, idmanlardan önce ve sonra hep konuşmak zorunda kaldım. bazen konuşmadan önce anlıyordum takımı. hal, hareket tavırlarına göre ulan yine kafa şişirecek bu diyorlardı. bazen de konuş diye gözümün içine bakıyorlardı. maç gecesi yarın ne yapacağız be kaptan diye gecenin bir körü kapımı çalıyorlardı. bir kelime, bir lafın o günü kurtaracağını düşünüyorlardı. bunu nereden biliyorum? çünkü zamanında ben de o yoldan geçmiştim.
ben saha içi ve saha dışında yaptığım motivasyon konuşmalarında başarılı olduğumu 1 ay önce anladım. zaten takım olarak aşırı başarılı olmuştuk ama gerçekten kendi bireysel başarımı anlamam yeni oldu.
yaklaşık 1 ay önce şimdiki evime taşındığım ikinci gece eski takım arkadaşım aradı. sana gelebilir miyim, konuşacaklarım var dedi. ben de dedim hepsi gelecek sürpriz yapacaklar, ev hediyesi falan verip, hayırlı olsun diyecekler. itiraf edeyim inşallah airfryer almışlardır dedim kendi kendime. arkadaş geç bir saatte geldi, surat asık ve alkollü. ilk 30 dk 30 kere sordum diğerleri nerede diye. yok oğlum kimse, senden akıl almaya geldim dedi. ulan ben de beyin mi kalmış, benim halim hepinizden beter diyemedim. mal gibi dinledikten uzun bir süre sonra aydınlandım. aradan neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen arkadaşım hayatını yola sokmak için benden motivasyon istiyordu. sen yaparsın diye salladım bir şeyler, verdim gazı ve hırslı bir şekilde ayrıldı evden.
önceleri benim motivasyon kaynağım kız arkadaşım olurdu. ben takıma konuşurdum, kız arkadaşım bana. şimdi tek dayanağım ablam. o da geçen gün telefonu ne var lan diye açtı. *
kendi kendime dedim ulan hepinizin hayatında bir clark var, başınız sıkıştığında aranan adam clark. peki clark ne yapsın? arkadaşım evden gitti kendi kendime ulan uğraştığın şeylere bak, daha kendini bile düzeltememişken, milleti düzeltmeye çalışıyorsun dedim.
gözlerinde yıkılmaz bir imaj çizmişim ve bence bu kısmen benim için bir kişisel başarı. ancak yaptığım konuşma ve yaşadığım gerçek hayat arasında dağlar kadar fark vardı. söylediklerimi ben yapmıyorum. sonuçta önemli olan konuşmanın başarılı olup olmaması değil mi?
devamını gör...
3.
ben bunu çok yapıyorum yakın çevrem de nemalanıyor hatta ama iş kendime gelince sıfır. çevremdeki herkese dokundum (bunu ego olarak söylemiyorum) motive ederek sen yaparsınla başlayan cümleler ve nasıl yapacağını anlatıp destek oluyorum dediklerimi kendim uygulasam şu an hayalimi yaşıyordum ama öyle bir üşengecim ki benim de bu hayattaki amacım insanları motive edip başarıya ulaştırmak herhalde
devamını gör...
4.
sen aklına koyduğun her şeyi başarırsın çünkü senin inanılmaz bir gücün var ve sevginde var.*çok motive edici bence.
devamını gör...
5.
13-17 yaşındaki dostlarımıza yaklaşık 15 saniyelik bi' aydınlatma yaşatır.
etkileyici bir film sonrasında sinema salonundan çıkarken
yaşanan aydınlanma gibi,
sonra pideme gidip kuşbaşılı kaşarlı a4 inceliğindeki pidemsi şeyi yerken unutursun.
etkileyici bir film sonrasında sinema salonundan çıkarken
yaşanan aydınlanma gibi,
sonra pideme gidip kuşbaşılı kaşarlı a4 inceliğindeki pidemsi şeyi yerken unutursun.
devamını gör...
6.
başarabilirsin. senin çok büyük(?) kasların var. sen akıllı annesin.
bu gazla birbirine kenetlenmiş bir oyuncağı parçaladım. sıkışmış parçaları gevşettim. şu an dünyanın en güçlü insanıyım.
bu gazla birbirine kenetlenmiş bir oyuncağı parçaladım. sıkışmış parçaları gevşettim. şu an dünyanın en güçlü insanıyım.
devamını gör...
7.
sacma sapan, sahte konusmalar.
devamını gör...
"motivasyon konuşması" ile benzer başlıklar
motivasyon
40