mr
başlık "ilkokuldamasaaltındaunutulanresimcantasi" tarafından 10.11.2020 12:23 tarihinde açılmıştır.
1.
insana mezara girmiş hissi verir, özellikle maskeyle girilmesi inanılmaz zordur tecrübe edindim.
devamını gör...
2.
ingilizcede mistırın kısaltmasıdır. (bkz: mr. white)
devamını gör...
3.
manyetik rezonans kısaltmasıdır. elektromanyetik dalgalar kullanılarak hastalık teşhis ve tedavisine yardımcı olur. bu dalgalardan da en az zararlısı radyo dalgaları kullanılır.
devamını gör...
4.
ben açıkcası hiç klostrofobik hissetmeyenlerdenim. aksine mr’a girdiğimde gözlerimi açık tutup, etrafı izlemiştim.bir yerden sonra cihazın sesi, melodi gibi gelmeye başladı.
devamını gör...
5.
"em ar" şeklinde okunduğunda manyetik rezonans görüntüleme, "me re" şeklinde okunduğunda mental retarde anlamına gelen kısaltma. neyi nasıl okuduğunuz önemli. *
devamını gör...
6.
rezalet bir tecrübeydi.
ellerimde hissizlik, boyun tutulması, sağ tarafımda uyuşma, korkunç bir ağrı ile dün hastahaneye gittim. dedim bir kas gevşetici iğne vurup gönderirler.kızım da yanımdaydı. kan testi ve mr istedi doktor. ulan dedim özel sağlık sigortasını gördü tabi, gerekli gereksiz ne bulursa yapacak. bu arada saf ben; sanıyorum ki röntgen gibi bir şey. neyse heralde 46 litre filan lan verdim önce. ne için istediğini de bilmiyorum. hala sonuçlar çıkmadı. zaten yarı baygın gittim radyolojiye. kızıma çantamı verdim. kızım dedim hiç korkma, resmimi çekecekler hemen geleceğim. sen bu camdan beni izleyebileceksin. tamam dedi. girdim içeri. 15 dk sürecek, şuraya yat, şöyle dur, böyle ses gelecek filan adam sıralarken, ben dedim panik atak hastasıyım, bunun içinde kalamam, siz de yanımda kalsanız olmaz mı *adam şaşırdı, güldü, ben kızının yanında seni izleyeceğim, sen bana işaret yaptığın an söz geleceğim, ama burada kalamam, korkma ve bence uyu ya da 750ye kadar filan say dedi. hareket etme diye sıkı sıkı tembihledi. boynumu, kafamı filan bişeylerle sabitledi. sonra lahmacunu odun ateşine verir gibi gönderdi içeri doğru. gözlerimi sımsıkı kapattım. bütün vücudum uyuştu. bir çeşit işkence gibiydi. sesler ürkütücü desem yalan olur, dayanılmaz olan o aletin içinde hareketsiz olmak. neyse bitti, içeri 3 kişi girdi. beni kaldırdılar. hayırdır inşallah dedim, girerken böyle bir ilgi yoktu çıkarken ne değişti acaba. kızım bana bir şey oldu sanıp çok ağlamış. annemi çıkarın diye tutturmuş. çıkınca eğilip sarılmak istedim. hareket etmememi hemen doktorun yanına gitmemi istediler. hassktr dedim ölüyorum heralde.
neyse, 3 tane nur topu gibi boyun fıtığı sahibiymişim.bir tanesi omuriliğe çok yakında biraz sıkıntılı bölgedeymiş. kaslarım ölü durumdaymış, acilen güçlendirmek zorundaymışım. zaman zaman hareket edemememin, uyuşmalarımın, hissizliğimin sebebi buymuş. neyse hemen bir iğne ve 40 gün raporu yapıştırdı doktor. ne oluyor diyemeden bir de fizik tedavi iteledi. zaten artık uzun süre her gün birlikteyiz, minimum 10 gün kendini zorlamıyorsun, dikkat ediyorsun, ilaçların bitince yeniden gidişata bakıp, fizik tedavi sonrası da karar vereceğiz dedi.
mrdan çıkmak, mezardan çıkmak gibiydi, yaşama sevinciyle dolmuştum. neye karar vereceğiz diye bile sormadım. tamam dedim koşar adım çıktım hastaneden. sonrasında bir rahatlama mı desem, korku mu desem, tanımlayamadığım bir şey. ama kendimi de bırakamadım, kızım korkmuştu çok. keşke yanıma almasaydım dedim, onun için... iyi ki yanımdaydı dedim, kendim için...
özetle kapalı alanlarda kalmaktan filan korkmuyorsanız, korkulacak bir şey yok. 15 dakika yatın işte.
korkuyorsanız, bunun açık olanları da varmış. ama ben tabi röntgen gibi düşündüğümden akıl edemedim. bu yanılgıya düşmeyin, benim gibi atlamayın hemen. hoş bir tecrübe olmadı. gözümü kapatınca sesler duyuyorum resmen. korku filmi izlemişim de etkisinde kalmışım gibi...
ellerimde hissizlik, boyun tutulması, sağ tarafımda uyuşma, korkunç bir ağrı ile dün hastahaneye gittim. dedim bir kas gevşetici iğne vurup gönderirler.kızım da yanımdaydı. kan testi ve mr istedi doktor. ulan dedim özel sağlık sigortasını gördü tabi, gerekli gereksiz ne bulursa yapacak. bu arada saf ben; sanıyorum ki röntgen gibi bir şey. neyse heralde 46 litre filan lan verdim önce. ne için istediğini de bilmiyorum. hala sonuçlar çıkmadı. zaten yarı baygın gittim radyolojiye. kızıma çantamı verdim. kızım dedim hiç korkma, resmimi çekecekler hemen geleceğim. sen bu camdan beni izleyebileceksin. tamam dedi. girdim içeri. 15 dk sürecek, şuraya yat, şöyle dur, böyle ses gelecek filan adam sıralarken, ben dedim panik atak hastasıyım, bunun içinde kalamam, siz de yanımda kalsanız olmaz mı *adam şaşırdı, güldü, ben kızının yanında seni izleyeceğim, sen bana işaret yaptığın an söz geleceğim, ama burada kalamam, korkma ve bence uyu ya da 750ye kadar filan say dedi. hareket etme diye sıkı sıkı tembihledi. boynumu, kafamı filan bişeylerle sabitledi. sonra lahmacunu odun ateşine verir gibi gönderdi içeri doğru. gözlerimi sımsıkı kapattım. bütün vücudum uyuştu. bir çeşit işkence gibiydi. sesler ürkütücü desem yalan olur, dayanılmaz olan o aletin içinde hareketsiz olmak. neyse bitti, içeri 3 kişi girdi. beni kaldırdılar. hayırdır inşallah dedim, girerken böyle bir ilgi yoktu çıkarken ne değişti acaba. kızım bana bir şey oldu sanıp çok ağlamış. annemi çıkarın diye tutturmuş. çıkınca eğilip sarılmak istedim. hareket etmememi hemen doktorun yanına gitmemi istediler. hassktr dedim ölüyorum heralde.
neyse, 3 tane nur topu gibi boyun fıtığı sahibiymişim.bir tanesi omuriliğe çok yakında biraz sıkıntılı bölgedeymiş. kaslarım ölü durumdaymış, acilen güçlendirmek zorundaymışım. zaman zaman hareket edemememin, uyuşmalarımın, hissizliğimin sebebi buymuş. neyse hemen bir iğne ve 40 gün raporu yapıştırdı doktor. ne oluyor diyemeden bir de fizik tedavi iteledi. zaten artık uzun süre her gün birlikteyiz, minimum 10 gün kendini zorlamıyorsun, dikkat ediyorsun, ilaçların bitince yeniden gidişata bakıp, fizik tedavi sonrası da karar vereceğiz dedi.
mrdan çıkmak, mezardan çıkmak gibiydi, yaşama sevinciyle dolmuştum. neye karar vereceğiz diye bile sormadım. tamam dedim koşar adım çıktım hastaneden. sonrasında bir rahatlama mı desem, korku mu desem, tanımlayamadığım bir şey. ama kendimi de bırakamadım, kızım korkmuştu çok. keşke yanıma almasaydım dedim, onun için... iyi ki yanımdaydı dedim, kendim için...
özetle kapalı alanlarda kalmaktan filan korkmuyorsanız, korkulacak bir şey yok. 15 dakika yatın işte.
korkuyorsanız, bunun açık olanları da varmış. ama ben tabi röntgen gibi düşündüğümden akıl edemedim. bu yanılgıya düşmeyin, benim gibi atlamayın hemen. hoş bir tecrübe olmadı. gözümü kapatınca sesler duyuyorum resmen. korku filmi izlemişim de etkisinde kalmışım gibi...
devamını gör...
7.
çocukluğumdan beri düzenli aralıklarla çektirdiğim. üstteki bir yazar "lahmacunu fırına verir gibi" diye bir tabir kullanmış, çocukluğumda tıpkı bunun gibi "fırına giriyorumm!" derdim.
aslında mr'ı nerenizden çektirdiğinize göre pek de problem olup olmayacağı konuşulabilir. kendi tecrübelerimin yoğun olduğu yerden anlatayım, benim için de bir çeşit cehennem.
beynimden çekilen bu mrda hareketsiz, uzun süre kalmam gerekiyor. uyumam yasak. gözlerimi açamam ve kulaklık takıyorlar. bir çeşit hiperaktif olduğumu düşünürdüm küçükken, şimdi bir nebze daha olsun sabredebiliyorum.
tüm hastane işlerinde beni en rahatsız eden şey o hastane kıyafetleri. çıplak hissettiriyorlar ve bundan hoşlanmıyorum. ayriyeten bu mrda bir de ilaç veriyorlar, evet; iğneyi sevmiyorum.
çocukken her şey çok güzel. bunu bile zihnimde bir çeşit oyuna dönüştürebiliyordum. şimdi randevuyu beklemek bile çok gergin. eskiden ailemi anlayamazdım, babamın bu gerginliği bana karşı bir çeşit baskıymış gibi gelirdi; çok daha neşeli olmalıymışım gibi hissederdim. o baskıyı hala hissettiğimi itiraf etmeliyim ama artık babamla o kadar da karşıt hislerde değiliz.
sayılı gün kaldı desem yeri, bakalım bu yıl ne gibi bir tecrübe yaşayacağım.
aslında mr'ı nerenizden çektirdiğinize göre pek de problem olup olmayacağı konuşulabilir. kendi tecrübelerimin yoğun olduğu yerden anlatayım, benim için de bir çeşit cehennem.
beynimden çekilen bu mrda hareketsiz, uzun süre kalmam gerekiyor. uyumam yasak. gözlerimi açamam ve kulaklık takıyorlar. bir çeşit hiperaktif olduğumu düşünürdüm küçükken, şimdi bir nebze daha olsun sabredebiliyorum.
tüm hastane işlerinde beni en rahatsız eden şey o hastane kıyafetleri. çıplak hissettiriyorlar ve bundan hoşlanmıyorum. ayriyeten bu mrda bir de ilaç veriyorlar, evet; iğneyi sevmiyorum.
çocukken her şey çok güzel. bunu bile zihnimde bir çeşit oyuna dönüştürebiliyordum. şimdi randevuyu beklemek bile çok gergin. eskiden ailemi anlayamazdım, babamın bu gerginliği bana karşı bir çeşit baskıymış gibi gelirdi; çok daha neşeli olmalıymışım gibi hissederdim. o baskıyı hala hissettiğimi itiraf etmeliyim ama artık babamla o kadar da karşıt hislerde değiliz.
sayılı gün kaldı desem yeri, bakalım bu yıl ne gibi bir tecrübe yaşayacağım.
devamını gör...
8.
her içine girdiğimde ya makinede elektrik kaçağı olur da patlarsak beraber geliyor aklıma.
devamını gör...
9.
çok eğlenceli bir aktivite. herkes sevmez.
devamını gör...
10.
manyetik rezonans.
bilgisayarlı tomografi cihazıyla benzer gözükse de radyasyon içermemesi, dokudaki hidrojen iyonlarını manyetik dalgalarla uyarmasıyla görüntü oluşturması prensibiyle çalışır. bu nedenle gebeler ve çocuklarda nispeten ilk seçenek olarak kullanılır. yumuşak dokuyu gösterme konusunda bt’den çok daha iyidir. görüntü oluşturma süreci bt’ye göre daha uzundur.
etrafında devasa bir manyetik alan oluşturduğu için metal içeren hiçbir eşya ile yanına yaklaşılmaması gerekir. kapalı alan korkusu olanlar için açık olanları mevcuttur.
bilgisayarlı tomografi cihazıyla benzer gözükse de radyasyon içermemesi, dokudaki hidrojen iyonlarını manyetik dalgalarla uyarmasıyla görüntü oluşturması prensibiyle çalışır. bu nedenle gebeler ve çocuklarda nispeten ilk seçenek olarak kullanılır. yumuşak dokuyu gösterme konusunda bt’den çok daha iyidir. görüntü oluşturma süreci bt’ye göre daha uzundur.
etrafında devasa bir manyetik alan oluşturduğu için metal içeren hiçbir eşya ile yanına yaklaşılmaması gerekir. kapalı alan korkusu olanlar için açık olanları mevcuttur.
devamını gör...
11.
manyetik rezonans görüntüleme
tıbbi görüntüleme tekniklerinden biridir.
özellikle yumuşak dokuları görüntülemede kullanılır. merkezi sinir sistemi (beyin ve omurilik) hastalıklarının teşhisinde, sporcu yaralanmalarında, kas iskelet sistemi, özellikle menisküs, bel fıtığı rahatsızlıklarının belirlenmesinde mr'a başvurulur.
dokudaki hidrojen atomlarının yoğunluklarına ve hareketlerine göre görüntü oluşturur. mr’da radyasyon kullanılmaz, onun yerine manyetik alanla vücuttaki hidrojen atomlarının çekirdeklerindeki proton uyarılır. alıcılara ulaşan sinyaller bilgisayar analizleriyle siyah beyaz görüntülere (perfüzyon görüntülemelerde sonuçlar renklendirilebilir) dönüştürülür. bu amaçla kullanılan manyetik alan 1- 1,5 tesla aralığındadır.
mr görüntülemenin, canlı organizma üzerinde şu ana kadar kanıtlanmış herhangi bir zararı yoktur. buna gebeler de dahildir; ama yine de organ gelişiminin gerçekleştiği ilk üç ayda mr çekimi önerilmez.
metal etkileşimi olan, vücudunda mıknatıs ya da metal protez taşıyan, kalp pili kullanan, göz içinde yabancı cisim bulunan, ateşli silah yaralanması geçirmiş olan (çoğu uyumsuz metaldir) ya da kalıcı dövme sahibi kişilerin mr cihazına girmeleri sakıncalı kabul edilir (hayati tehlike doğurabilir).
alıntı/ vikipedi.
tıbbi görüntüleme tekniklerinden biridir.
özellikle yumuşak dokuları görüntülemede kullanılır. merkezi sinir sistemi (beyin ve omurilik) hastalıklarının teşhisinde, sporcu yaralanmalarında, kas iskelet sistemi, özellikle menisküs, bel fıtığı rahatsızlıklarının belirlenmesinde mr'a başvurulur.
dokudaki hidrojen atomlarının yoğunluklarına ve hareketlerine göre görüntü oluşturur. mr’da radyasyon kullanılmaz, onun yerine manyetik alanla vücuttaki hidrojen atomlarının çekirdeklerindeki proton uyarılır. alıcılara ulaşan sinyaller bilgisayar analizleriyle siyah beyaz görüntülere (perfüzyon görüntülemelerde sonuçlar renklendirilebilir) dönüştürülür. bu amaçla kullanılan manyetik alan 1- 1,5 tesla aralığındadır.
mr görüntülemenin, canlı organizma üzerinde şu ana kadar kanıtlanmış herhangi bir zararı yoktur. buna gebeler de dahildir; ama yine de organ gelişiminin gerçekleştiği ilk üç ayda mr çekimi önerilmez.
metal etkileşimi olan, vücudunda mıknatıs ya da metal protez taşıyan, kalp pili kullanan, göz içinde yabancı cisim bulunan, ateşli silah yaralanması geçirmiş olan (çoğu uyumsuz metaldir) ya da kalıcı dövme sahibi kişilerin mr cihazına girmeleri sakıncalı kabul edilir (hayati tehlike doğurabilir).
alıntı/ vikipedi.
devamını gör...
12.
ortasına ı koyunca kedi sesi oluyor.
devamını gör...
13.
ortasına o koyunca mor oluyor.
devamını gör...
14.
içine girdin mi vakit bir türlü geçmek bilmez. 20 dakika boyunca tepende dat dat dat ötüp, kafa şişirir. korkutucu sesini duymamak için aklıma türlü türlü şeyler getirmeye çalışırım veya gözlerimi kapatıp uyumaya çalışırım ama bir türlü başaramam. ne olursa olsun, onun o sesi insanı gerim gerim geriyor.
devamını gör...
15.
garip bi dava. 15 gün sonrasına gece 3'te randevu veriyorlar. mr gününden 10 gün sonra da sonucu açıklanıyor. aşağı yukarı 1 ay sonra ne rahatsızlığın olduğu ortaya çıkıyor. 1 ay sonra doktor diyor ki ameliyatlıksın. halbuki 1 ay öncesine göre çok daha iyi hissediyorsun. yapay zekanın 1,5 saatte 6680 ilaç formülü önerdiği çağda hala böyle çıkmazlarla uğraşmak oldukça can sıkıcı. hem gerçek hem mecaz manada fıtık edici.
devamını gör...
16.
keşke canımız istediğinde gidip buna girebilsek; içinde çok güzel uyunuyor.
devamını gör...
17.
mr çektirmek kesinlikle doğru bir tabir değil. çünkü ortada çekilen bir şey yok. kesit şeklinde görüntüler alıp birleştiriliyor.
doğru tanım mr'a girmek bence. direkt olarak aletin içine giriyorsun. kulaklık benzeri saçma bir minder ve kafaya takılan demir bir kask benzeri aparat ile mr cihazına sokuyorlar insanı.
içerdeyken hareket etmeden yatmanın sıkıcılığı ve saçma sapan seslere tahammül etmek de sinir bozucu.
doğru tanım mr'a girmek bence. direkt olarak aletin içine giriyorsun. kulaklık benzeri saçma bir minder ve kafaya takılan demir bir kask benzeri aparat ile mr cihazına sokuyorlar insanı.
içerdeyken hareket etmeden yatmanın sıkıcılığı ve saçma sapan seslere tahammül etmek de sinir bozucu.
devamını gör...
18.
en çıtır görüntüleme yöntemlerinden birisidir. usg'den sonra yan etkisi göze alınabilecekler kısmısında iyi yeri vardır.
o yüzden...
görüntülemeler çekilir. isteyen yine de girebilir.
o yüzden...
görüntülemeler çekilir. isteyen yine de girebilir.
devamını gör...
19.
evet bir radyoloji teknikeri olarak yapacağım tüm açıklamaları sayın yazar arkadaşlarım gerek araştırarak gerekse kendi tecrübeleriyle aktarmış.
korkanlar,sevenler,sıkılanlar,sesinden şikayetçi olanlar... arkadaşlar ben 24 nöbette full bu sese katlanıyordum swhswh bi yerden sonra melodi tutturuyor ve alışıyorsunuz. korkmayın. sorunuz olursa da çekinmeyin efeeenim mesaj kutum herkese açık
korkanlar,sevenler,sıkılanlar,sesinden şikayetçi olanlar... arkadaşlar ben 24 nöbette full bu sese katlanıyordum swhswh bi yerden sonra melodi tutturuyor ve alışıyorsunuz. korkmayın. sorunuz olursa da çekinmeyin efeeenim mesaj kutum herkese açık
devamını gör...
20.
(bkz: mr20) hat numaralı otobüs.
devamını gör...