1.
sözlük anlamı 'çağdaş', 'modern'.
aynı zamanda bir müzisyen. birikimim olsa sponsor olup destekleyecek kadar benimsediğim, bana kalırsa türkiye'ye yayılması gereken müzikler yapan, soul, jazz ve hip hop türlerini özgünce harmanladığı sound'unu harbi harbi yoğun sözlerle birleştiren müzisyenimiz. benim gibi müzik dinlerken kafasında sahneler canlandıran insanlar için cennet.
göz atmak isteyenler için kendi keşfetme sıramdan yola çıkarak ufak bir yolculuk hazırlayayım sizlere.
her şarkısı youtube'ta olmadığı için spotify linklerini paylaşacağım.
verne sınırı ve aylan, 2015'te bedeni bodrum'da kıyıya vuran aylan bebeği anlatıyor. "bir çare ömre dalgayım portresiyim kıyıların", "sınırlardan beslendim umutla, kumsalda sonumla" sözleriyle getirdiği eleştiri her seferinde tüylerimi diken diken ediyor.
barış sarsın her yeri, aynı albümden bir sonraki şarkı. kıyıya vuran dalga sesine benzer piano introsu önceki şarkıyı tamamlıyor. sanki aylan bebeğin artık cennette huzurlu olduğunu bilen birisinin, onun adına insanlığa seslenişi. kısa bir bass line ardından şarkının sonuna kadar eşlik edecek piano melodisi, dinginliği ve umudu ile ruhumdan yakalayan ikinci şarkısı oldu. öyle ki 7/24 metal dinleyen benim, o sene spotify'da en çok dinlediğim 5 şarkı arasındaydı. 3 sene geçti, hala her sene top listeme girer. bu gidişle girmeye devam da edecek. "hırslardan, kinlerden, tahtlardan, özgürlüğe" pasajının geçtiği dinlendirici bir parça.
anayurt ve son mesai, dinlerken kafamda hep şu canlanıyor: muasır büyük bir festivale çıkmış, kalabalığın içinde arkadaşlarla nakarata hep beraber bağırarak eşlik ediyoruz. tam öyle bir şarkı bence. 1.23'ten sonra sözlerle birlikte yan yana yürüyen piano tuşları tüylerimi diken diken eden bir diğer an.
mrs grundy ve ben ülkesi, iki buçukar dk olmalarına rağmen enerjisi ve yoğunluğuyla çok daha uzunmuş hissi veren şarkılar. rick and morty bölümü gibi*.
bunların yanı sıra
tamura kafka,
karalanan defter ve güze kalan,
hep saklandık,
başını eğme ve
dört köşeli üçgen şarkıları da en sevdiklerim arasında. ama uzun soluklu dinlenecek ve dinledikçe aranda samimiyetin oluşturan şarkılar. en azından benim için öyle oldu.
hem aşina olduğum türlerin aksinde yer aldığı halde bana tarzını sevdirdiği için, hem de türkçe dinlediğim tek tük birkaç kişiden biri olduğu için bu entry'yi kendisine bir borç bilirim.
bu başlığa girilecek diğer entry'leri de merakla bekliyor olacağım. umarım beğenirsiniz :)
aynı zamanda bir müzisyen. birikimim olsa sponsor olup destekleyecek kadar benimsediğim, bana kalırsa türkiye'ye yayılması gereken müzikler yapan, soul, jazz ve hip hop türlerini özgünce harmanladığı sound'unu harbi harbi yoğun sözlerle birleştiren müzisyenimiz. benim gibi müzik dinlerken kafasında sahneler canlandıran insanlar için cennet.
göz atmak isteyenler için kendi keşfetme sıramdan yola çıkarak ufak bir yolculuk hazırlayayım sizlere.
her şarkısı youtube'ta olmadığı için spotify linklerini paylaşacağım.
verne sınırı ve aylan, 2015'te bedeni bodrum'da kıyıya vuran aylan bebeği anlatıyor. "bir çare ömre dalgayım portresiyim kıyıların", "sınırlardan beslendim umutla, kumsalda sonumla" sözleriyle getirdiği eleştiri her seferinde tüylerimi diken diken ediyor.
barış sarsın her yeri, aynı albümden bir sonraki şarkı. kıyıya vuran dalga sesine benzer piano introsu önceki şarkıyı tamamlıyor. sanki aylan bebeğin artık cennette huzurlu olduğunu bilen birisinin, onun adına insanlığa seslenişi. kısa bir bass line ardından şarkının sonuna kadar eşlik edecek piano melodisi, dinginliği ve umudu ile ruhumdan yakalayan ikinci şarkısı oldu. öyle ki 7/24 metal dinleyen benim, o sene spotify'da en çok dinlediğim 5 şarkı arasındaydı. 3 sene geçti, hala her sene top listeme girer. bu gidişle girmeye devam da edecek. "hırslardan, kinlerden, tahtlardan, özgürlüğe" pasajının geçtiği dinlendirici bir parça.
anayurt ve son mesai, dinlerken kafamda hep şu canlanıyor: muasır büyük bir festivale çıkmış, kalabalığın içinde arkadaşlarla nakarata hep beraber bağırarak eşlik ediyoruz. tam öyle bir şarkı bence. 1.23'ten sonra sözlerle birlikte yan yana yürüyen piano tuşları tüylerimi diken diken eden bir diğer an.
mrs grundy ve ben ülkesi, iki buçukar dk olmalarına rağmen enerjisi ve yoğunluğuyla çok daha uzunmuş hissi veren şarkılar. rick and morty bölümü gibi*.
bunların yanı sıra
tamura kafka,
karalanan defter ve güze kalan,
hep saklandık,
başını eğme ve
dört köşeli üçgen şarkıları da en sevdiklerim arasında. ama uzun soluklu dinlenecek ve dinledikçe aranda samimiyetin oluşturan şarkılar. en azından benim için öyle oldu.
hem aşina olduğum türlerin aksinde yer aldığı halde bana tarzını sevdirdiği için, hem de türkçe dinlediğim tek tük birkaç kişiden biri olduğu için bu entry'yi kendisine bir borç bilirim.
bu başlığa girilecek diğer entry'leri de merakla bekliyor olacağım. umarım beğenirsiniz :)
devamını gör...
2.
merhaba sayın yazar, sayın çaylak yahut sayın okur, neticede sayın insan veya insanlığın da üstünde birey. ya da ya da, muasır birey.
şimdi al bir içeceğini yudumla falan derdim de malum ramazan, ha oruç tutmuyor isen ayrı, bir içeceğini al, derince geriye yaslan ve benimle bu tanım altındaki muasır sözcüğünün anlamına ulaş. ayrıca unutmadan zamanının bir kısmını şuan tanımımı okumaya verdiğin için de teşekkür ediyorum sana. keyifli okumalar.
1111. tanımımdan bildiriyorum.
muasır nedir, çağdaşlığı simgeler, bulunduğu yüzyıla olan ait olma halini simgeler. ülkemizdeki azınlığı simgeler. özgürlüğü, anlayışlı olma halini, birinin düşüncesi farklı gelince hemen anlamaya çalışmadan eleştirmeme halini simgeler. ve tabii ki bunların yanında birey olmayı simgeler.
bunları nereden biliyorsun, nasıl böyle açıklamalar yapıyorsun da bizi aydınlatıyorsun diyorsan eğer, kendim de muasırım da oradan biliyorum diyebilirim. bu ego değildir, daha önceleri buna dair tanım girdim. kişinin kendini tanıyıp bilmesi egosunu okşatma hali değildir, yalnızca kendini tanıyıp bilmesidir. filozofların uzun süre amaçladığı durumdur kendini tanımak, bilmek hali.
çağın gereklerine uygun davranmak hali ile toplum normlarını karıştırmamak gerek, topluma uygun yaşamak çağdaş olmak demek değildir, hem de bizim ülkemizde değildir yani. eğitim seviyesi gelişmiş olan toplumlarda bu ikisi benzer şekilde kıyaslanabilir.
nasıl muasır olabilirim diyorsunuz belki de şuan. onu da söyleyeyim.
-öncesinde birey olmalısınız. yani kendinize dair düşünceleriniz olmalı. toplumdan bağımsız olarak, toplumdan etki almadan düşünce üretebilmeli, bir şeylere yanlış yahut doğru demek halini topluma bakmadan diyebilmelisiniz.
-anlam veremediğiniz şeyleri, yalnızca siz anlam bulamadınız diye kötülememeniz gerekir. (bkz: ayak fetişizmi) (bkz: lgbti+ bireyler)
-insanları üzerine giydikleri ile değerlendirmemeniz gerekir. şalvar giyen ile kimono giyen aynı kişi olabilir. gün gelir şalvar giyer, gün gelir kimono. bedenine yakıştırır giyer, yahut canı sadece onu ister ve onu giyer. insanların bedenine sardıkları bez parçası onları ilgilendirir.
netice olarak şunu söylemeliyim ki bunların temelinde anlayış ve özgünlük vardır. bu iki unsur sizde var ise muasır olmak yolunda en önemli adımları tamamladınız demektir.
son olarak, belki diyeceksiniz, sen kendini nasıl muasır olarak tanımlıyorsun? hemen söyleyeyim. üzerime yakışanı giyiyor, insanları yerli yersiz olumsuz şekilde eleştirmiyorum. kendi düşüncelerimi de toplumun norm süzgecinden geçirmeden aktarabiliyorum. bunu bazen yaklaşık 6 yıldır yazdığım blog sitesinden yapıyorum, bazen 3 yıldır yaptığım podcast programından. ve tabi 5-6 yıl önce yazdığım şiir kitabım ile de.
çünkü muasır yaşamak çok değerli bir yaşamak hali.
saygılarımla.
şimdi al bir içeceğini yudumla falan derdim de malum ramazan, ha oruç tutmuyor isen ayrı, bir içeceğini al, derince geriye yaslan ve benimle bu tanım altındaki muasır sözcüğünün anlamına ulaş. ayrıca unutmadan zamanının bir kısmını şuan tanımımı okumaya verdiğin için de teşekkür ediyorum sana. keyifli okumalar.
1111. tanımımdan bildiriyorum.
muasır nedir, çağdaşlığı simgeler, bulunduğu yüzyıla olan ait olma halini simgeler. ülkemizdeki azınlığı simgeler. özgürlüğü, anlayışlı olma halini, birinin düşüncesi farklı gelince hemen anlamaya çalışmadan eleştirmeme halini simgeler. ve tabii ki bunların yanında birey olmayı simgeler.
bunları nereden biliyorsun, nasıl böyle açıklamalar yapıyorsun da bizi aydınlatıyorsun diyorsan eğer, kendim de muasırım da oradan biliyorum diyebilirim. bu ego değildir, daha önceleri buna dair tanım girdim. kişinin kendini tanıyıp bilmesi egosunu okşatma hali değildir, yalnızca kendini tanıyıp bilmesidir. filozofların uzun süre amaçladığı durumdur kendini tanımak, bilmek hali.
çağın gereklerine uygun davranmak hali ile toplum normlarını karıştırmamak gerek, topluma uygun yaşamak çağdaş olmak demek değildir, hem de bizim ülkemizde değildir yani. eğitim seviyesi gelişmiş olan toplumlarda bu ikisi benzer şekilde kıyaslanabilir.
nasıl muasır olabilirim diyorsunuz belki de şuan. onu da söyleyeyim.
-öncesinde birey olmalısınız. yani kendinize dair düşünceleriniz olmalı. toplumdan bağımsız olarak, toplumdan etki almadan düşünce üretebilmeli, bir şeylere yanlış yahut doğru demek halini topluma bakmadan diyebilmelisiniz.
-anlam veremediğiniz şeyleri, yalnızca siz anlam bulamadınız diye kötülememeniz gerekir. (bkz: ayak fetişizmi) (bkz: lgbti+ bireyler)
-insanları üzerine giydikleri ile değerlendirmemeniz gerekir. şalvar giyen ile kimono giyen aynı kişi olabilir. gün gelir şalvar giyer, gün gelir kimono. bedenine yakıştırır giyer, yahut canı sadece onu ister ve onu giyer. insanların bedenine sardıkları bez parçası onları ilgilendirir.
netice olarak şunu söylemeliyim ki bunların temelinde anlayış ve özgünlük vardır. bu iki unsur sizde var ise muasır olmak yolunda en önemli adımları tamamladınız demektir.
son olarak, belki diyeceksiniz, sen kendini nasıl muasır olarak tanımlıyorsun? hemen söyleyeyim. üzerime yakışanı giyiyor, insanları yerli yersiz olumsuz şekilde eleştirmiyorum. kendi düşüncelerimi de toplumun norm süzgecinden geçirmeden aktarabiliyorum. bunu bazen yaklaşık 6 yıldır yazdığım blog sitesinden yapıyorum, bazen 3 yıldır yaptığım podcast programından. ve tabi 5-6 yıl önce yazdığım şiir kitabım ile de.
çünkü muasır yaşamak çok değerli bir yaşamak hali.
saygılarımla.
devamını gör...