müslümanların avrupa'yı tercih etme sebepleri

merkel, “onlar mekke’ye doğru değil bize doğru kaçtılar

(bkz: darü'l harb) mantığıyla kafir memleketleri fethetmenin nihai hedefleri olduğunu düşündüğüm sebepler. mesela pakiler gidip tecavüz çeteleri kuruyorlar, ingiliz çocuklarına tecavüz ediyorlar, hırsızlık, uyuşturucu satıcılığı gibi suçlarla ve bedavadan aldıkları sosyal yardımlarla zengin oluyorlar. önce kendi mahallelerini kuruyorlar, sonra şehirleri ele geçiriyorlar. (bkz: birmingham) şehri bunun bence en dramatik örneği. böyle pis işlerle uğraşıyorlar, çünkü kafir topraklarını ele geçirirken hiçbir şey günah sayılmıyor diye inanıyorlar. belçika'da, almanya'da, hollanda'da şeriat isteriz diye eylem yapıp, şerri hukuka dayalı kendi mahkemelerini bile kurmaya yeltenebiliyorlar. isveçliler zaten aptallık edip müslümanları ülkelerine doldurmuşlar, şimdi tecavüz vakaları tavan yapmış durumda. benzer şekilde italya da afrikalılar yüzünden güvensiz halde, kadınlar akşamları dışarı çıkamaz olmuş. yine benzer şekilde oto hırsızlığı, kaçakçılık, uyuşturucu gibi her türlü yasadışı işe girişiyorlar. müslümanlara ve afrikalılara ek olarak, bazı doğu avrupalılar da bu işlere girişebiliyor. mesela en son ingiliz sosyal yardım sistemini 50 milyon sterlin dolandırmış bulgarların haberini görmüştüm. yani müslümanlar gibi batılı devletlerin açıklarını kullanıp oraları mahvediyorlar.

olmayan sebepler. "müslümanlar" avrupayı tercih etmez. avrupadan maddi menfaat uman bir takım insanlar avrupayı tercih eder. ben bir müslüman olarak avrupayı tercih etmiyorum mesela. tanıdığım hiçbir müslüman tercih etmiyor hatta. vakti zamanında babası dedesi gurbete gitmiş, işi düzeni orada olanlar da bir fırsatını bulup türkiyeye dönmek istiyorlar. dindar müslümanlar avrupayı bırak tercih etmeyi avrupadan akrabaların getirdiği hediyeleri bile çöpe atıyor çaktırmadan.

hani kişi kendinden bilir işi derler ya. kendiniz avrupa delisi olduğunuz için herkesi de öyle sanıyorsunuz. kafanızda kurduğunuz hayal dünyasında herkese bir rol veriyorsunuz. hasılı siz hep kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz.

çünkü avrupa'nın başında müslüman ülkelerini karıştıran, iç karışıklık çıkaran, savaş ortamı tasarlayan bir avrupa yok.

çok şey anlattım aslında, anlayan anladı.

ayrıca bknz: tüm antiemperyalistlerin avrupa'ya göçmesi.
newyorkta hdpnin birinci parti olarak çıkması.
dhkc-tikko sempatizanı bi arkadaşım vardı, o şimdi newyorkta bankada çalışıyor ama hala internette marksizm leninizm propagandası yapıyor.
parası olmayanı geçtim çuvalla parası olan islamcılar abd'de ne geziyor onuda anlamıyorum.
milletvekili maaşı + onbinlerce dolarlık burs rumeysa öztürk kafir ülke abdde ne geziyor sorunsalı.
ha keza erbakan'ın kızının abdde yaşaması.
ha keza kafiristanı falan geçtim. tv showmanliği yapmak türbanlı kadın işimi?
hadi onuda geçtim, islamcı partinin erkekleri işe almaması her yeri türbanlılarla doldurması.

şu suriyelilerden falan bahsediyorsak sebebi savaştı hatta savaş değil mevcut iktidarın kendi vatandaşını varil bombasıyla bombalamasıydı.
mesela iddialar doğruysa artık suriyeli aleviler avrupayı tercih edecek ama herkes yine müslümanlar gitti sanacak.

laik hukuk sistemini tercih ettikleri için.

siyasal islam ikiyüzlülüğü genlerinde var. takiyye denilen şey, onlar için, -güya yanlış ve dindışı saydıkları- herşeyi, yapmaya hakları bulunduğu yolunda. kendileri ne yaparlarsa yapsınlar -güya o an için dinen aslında- doğru olduğu; başkaları ne yaparlarsa yapsınlar daima yanlış olacağı inancındalar. yani aslında onlar için, evrensel ve herkes için iyi, doğru ve erdemli bir şey, bir değerler zinciri yok. kendileri ve kendilerinden olmayanlar var. kendilerinin yaptıkları her ne olursa olsun dini doğrular; başkalarının yaptıkları ise öldürme gerekçesi sayılacak ağırlıkta suçlar..
birbirlerini boğazlamalarından, en kalabalık anında birbirlerinin ibadethanelerini bile bombalamalarından anlaşılmıyor mu. sözde uğruna gözyaşı döküp ölümü göze aldıkları bizzat peygamberlerinin cenazesini bile çöl sıcağında günlerce yerde bırakıp defnine bile vakit ayırmayan, koltuk ve ganimet pazarlığı yapanlar onlar değil mi.. yetmedi peygamberlerinin torunlarını, aile efradının tamamını vahşice katledip soyunu kurutmaya çalışanlar onlar değil mi..
bunca akıl almaz gerçekliği ve ikiyüzlülüğü normal bulupta, avrupayı tercih etmelerine mi şaşıracağız yani..
bırakın dağınık kalsın.. şaşmanıza değmez..

çünkü, iman ettiği mezhebin dini; afganistan'da, arabistan'da yaşanıyor. iman ettiğini söyleyip mezhepler yoluyla inkar ettiği kur'an'ın dünya görüşü a.d'de yaşanıyor.

(bkz: kur'an'a göre müslüman yaşayan ülkeler araştırması)

tamamen misyonerlik, gavur ellerine yüce kutsal dinimizi götürme ve oradaki insanları da bu güzelliklerden faydalandırma arzusu ve emeli, yok canım ne moderniz mi ne ekonomisi ne hayatı onlar için insan ülkesini terkeder mi özgürlükmüş, hataymış boş işler

her yerde varız hehehehhe diye yazabilmek için.
sonra da kendi ezikliğinden türkiye cennet cennet biz sürünüyoruz deyip her yaz başka ülkelerde tatil yapıp birkaç gün türkiye'de alışveriş yapmak ve sonra pahalı kıyafetlerin arasında çok fakiriiiz diye ağlamak için
1. baştaki sözde zenginler böyle yaptıkları için gördüklerini yapan neandertal
2.her gün kendilerini yaşamak zorunda kaldıkları için bitik ve kendilerini sevmeyen aşağılık egolu insanlar böyle hava attığını sanarak kendini bir yere getirmeye çalışır. yoksa hiçbir olmadığını kendi de farkında içten içe de müslümanlara yok dediğinizde ne kadar tutarsızca savunurlarsa onlarda yurtdışını mesken bekleyip pubg gibi cs gibi savunuyorlar bir de türkler gelmesin yiaaa çekiyorlar. ulan var ya.

bu korolar yüzünden türk olduğunu söylemeye korkuyor be gidenler.

ben yurtdışında yaşadığım zaman zengin olduğu her halinden belli babamla yiyip içip gezerken bana üstüm başım sorulurdu söylemezdim ne bileyim türkler de vardı babamın çalışanları çekinirdi benden ben hep derdim yok ben böyle biri değilim o onun parası onun sorunu ben zar zor geçiniyorum herkes gibi. ve kim bir takı bir aksesuar beğense hep o an çıkarıp vermişimdir babamın ortağı bile derdi bu kız snob değil iyi yetiştirmişsin diye o da bir keresinde şunu söyledi ben değil kendi kendini yetiştirdi ben bile tanımıyorum o kadar.

eh demek ki neymiş insan ne baştan öyle görse de ya da sonradan da görse mevzu hayatla derditmiş.
hayattan ne istiyorsun
uğruna ne kadar savaşabilirsin
sonuçlarına katlanabilir misin

ben göz önünde olmayı asla kaldıramazdım
çok param tabii ki olsun isterdim ama ne uğruna?
gün gelip huzuruma çöktüklerinde onca para için at what cost demek istemiyorum
bedelini kaldıramayacağım kadar çok şey yaşadım
hep mutluluk ve huzur peşinde koştum ama hep ucundan yakalasam da kaçtı gitti

belki de fenomen olup milletin laflarına antidepresanlarla kulak tıkayıp estetiklerle kafayı bozup ama yüzlerce dolarlık çanta ve ayakkabıya sahip olmalıydım, değil mi?

belki de.

suçum olmayan şeyler adına bu kadar bedel ödedikten sonra gerçekten bu hayatı sürünerek yaşamama değdi mi?

neyse konumuz müslümanlardı
al birini vur ötekine.
beni yerden yere de vuran müslüman
beni evimden eden de müslüman
bana nasihat verip hiçbir vasfı olmayan da müslüman benim paramı çalan terörist diyen de öyle.

hangi müslümandan bahsediyoruz ki
sanki hristiyanlarda da yokmuş gibi
dinler için fazla modern bir dünyada yaşıyoruz artık kanunlar var
din eskiden nizama yarardı güya tabii
şimdi o zaman din dediğin şey kanun kitapları
ona yapının.
o da değiştiriliyor ya onu gördüğünüz için tapmazsınız ilk çıktığında neler olduğunu bilmediğinizden islam'ın işinize geliyor paso gözünüzü kapatın vazifenizi yapın tam sizlik işte

allahım ya şu türkleri ilkellikten çıkarmaya yardım et bunlar kendileri yolu bulamıyor anasını satayım ya

çünkü her insan güzel yaşamak, eğlenmek, konfor içinde olmak kısacası medeni bir hayat ister. o medeniyete ulaşmak için islamdan o kadar uzaklaşmak gerekiyor.
osmanlı'nın gerçek torunu avrupa'da yaşıyor. burda milliyetçilik, islam edebiyatı yapanların hepsinin çocukları avrupa'da okuyor. daha geçen gün bir tanesinin kızı noel kutluyordu. ağaca uçan tekme atılan yerde empati, hoşgörü, karşıt görüşe saygı falan olur mu. müslüman ülkelerde özellikle farklı olanın, muhalif olanın canı her an tehlikededir ama genel olarak herkesin canı tehlikededir. bir grup iktidarın kendi kitlesi dışında kimse hiçbir zaman tam anlamıyla güvende değildir.