müşrikliği anlatmanın sekülere düşmesi

geçenlerde bir dindar ama iq'su ve genel kültürü yüksek dostumun yaptığı nokta atışı tespittir. mahalle baskısı veya gücü elinde tutanlar yüzünden kişilerin dindarmış gibi yaptığına ve bunun ikinci bir rab edinmek olduğuna işaret ettiğimde söylediğidir.

şaka gibi lan kendimi islam dini tebliği yaparken yakalıyorum. ayetlerden örneklerle son zamanlarda. sinsiliği, kriptolaşmayı ve kişileri bunlara yönlendiren baskıyı; islam dininin, net olarak yasakladığından başlayıp bunu yapanın inkarcıdan da beter olduğunu anlatıyorum mekkeli ve ibadetli müşriklere. peygamberin gayrimüslimden cizyeyi açıktan aldığını ama müşrikleri bedr savaşında kılıçtan geçirdiğini anlatıyorum sık sık.

etrafı inanç-amel ilişkisi bozuk olan insanlarla, zihni de onun genellemeleriyle dolu olan kişilerin doğru insan olabileceklerine inanmıyorum. yani öyle şeyler okuyorum ve duyuyorum ki bazen kendimi ve çevremdekileri cennetten taze inmiş insanlar gibi görüyorum. bi insanın çevresinde doğruyu ve yanlışı ayırt edemeyen, inandığı şeylere sövercesine taban tabana zıt hayat yaşayan, söylediğine ve yaptığına güven olmayacak insan sayısı nasıl bu kadar çok olabilir? bu kadar çoksa böyle insanları çevresinde tutan adam nası bi adamdır? eğer bu insanların sayısı az ise böyle cüretkar genellemeler nasıl yapılabilir? böyle genelleme yapabilen adam nası adamdır? velhasıl kelam, etrafı bozuk adam düzgün adam olmaz, etrafı bozuk adamın kendi düzgün olunca peygamber oluyo zaten..

tebliğcilerin bir kere bile olsa sevgiyi, merhameti, aşkı anlatmayışına sıradan bir örnek daha görmemizi sağlayan başlık..

varsa yoksa asma kesme yargılama. allah adına hüküm vermenin diğer bir adı tebliğcilik. talebanlığa sadece bir keleş kadar uzak bu zihniyet pek müslüman doğrusu.