yahu diyorum ki "neyin var karşılık hiçbir şeyim yok" diyor. "o zaman niye mutsuzsun" diyorum. "öyle işte" diyor. sonrasında sabır geliyor. yahu dinlemeyecek olsam sormam. la havle la havle
devamını gör...
derdini anlatması sonucu derdi çözülmeyecekse anlatması biraz gereksiz oluyor, anlatmıyorsa vardır bildiği.
devamını gör...
anlatılacak dert var, anlatılmayacak dert var. kimsenin moralini bozmaya, karanlığını bulaştırmaya gerek yok. mutluluk paylaşınca güzeldir, dertler değil maalesef.
devamını gör...
derdini sigara paketiyle paylaştığı için, benim yapabileceğim hiçbir şey kalmıyor.
mutsuz olup derdini anlatmayanların ülkesi burası zaten.
devamını gör...
benimdir o arkadaş. derdimi kendi kendime çekmeyi severim. herkesten uzaklaşır, üstesinden gelir ve geri dönerim..
devamını gör...
ketumlar... genelde bana anlatırlar çünkü susmayacağımı ve bi şey olduğunu sezdiğimi bilirler. bazen de ekstra uğraşmak lazım o derdi anlamak için. e bunu da sevgiyle yaparsınız ancak. birini sevdiğinizde acıyan tarafını üflemek istiyorsunuz çocuk gibi. onu acıtan şeye şakacıktan vurmak. her anne yapar bunu. biçok sehpa bizim yüzümüzden dayak yemiştir. ayağımız çarpar ve canımız yanar, sonra da sehpaya anne; "hıı seni gidi seni" diyerek vurur. klasik bir sahne.

dostlarımız da o sehpaya birinin vurmasını istiyor. kendilerinin o sırada takati olmuyor. senin de bir şeylere güç yettiremediğin zamanlar olmuştur. onlar da sana aynını yapmışlardır. bu bi nevi hayatı birlikte sırtlama işi. yaralarımıza vurmadan geçip gitme.

ben bu konuda çok saplantılı bi tipimdir; dostlarımın benden bile, buradaki bile mühim sakladıkları bir şey olması beni çok üzer ve güvensiz hissettirir. anlatılmayacak hiçbir dert yoktur. olamaz. mümkün değil. teknik olarak dert zaten görülmek ister. onu görmek lazım. didik didik etmek. üzerine saatlerce konuşmak. meseleyi hafifletmek. kuş tüyü gibi inceltmek. içeriğini boşaltmak ve zamana bırakmak. zaten geçecektir.

ketumluk tahammül edebildiğim bir özellik olmaktan çıktı son yıllarda. dayanamıyorum suskunluğa. çok klişe, çok sahte geliyor. anlatan, anlatabilen insanların gücünü kıskanın kıskanacaksınız. bir bildikleri var. kelimelerle acıyı öldürüyoruz. etrafa saçıyoruz ve bir sese sahip oldukları için artık anlamlı bile değiller.

döke saça anlatmak lazım. hakkınızda ne düşünüldüğünü umursamadan yani. katıla katıla. duvarlara çarpa çarpa. en dibini görmek gerekiyor her şeyin. sonrası aydınlık. ama kuyunun başında asırlarca düşerim korkusuyla durarak hayatınız geçiyor. düşün. düşünmeyin. başınızda bir cellat dursa ve kılıcı indirmese, artan tek şey zulüm olur ve bi yerden sonra; "yap artık" dersiniz. bitir yani. zamana yenilir her şey. korku bile. sonu görme isteği bu. iyi kötü. fark etmiyor. kuyuya düş. cellat da kılıcı indirsin artık. bir şeyler olsun ki daha iyileri olabilsin. ama hareket lazım. kessinlikle hareket lazım. bir kabul.
devamını gör...
çözüm bulabileceğimizi düşünürsem anlatırım. genelde çözüm karşımda olmadığı için anlatmam ama mutsuz da durmam ya hu güzel rol yaparım
devamını gör...
kimseye güvenmeyen insandır.
devamını gör...
anlaşılmayacağına emindir. içine atar. ağır gelir.
devamını gör...
şimdi bu mutsuzluğun, acının da bir adabı var. öyle herkese anlatılmaz, acı çekilmek için vardır paylaşmak için değil. bıraksın çevredekiler efendi gibi çekeyim acımı.
devamını gör...
ben allah cezamı versin gene ben. kendi kendime kurulur kurulur düzelirim. başkalarının moralini de bozmaya ne lüzum var. hem çözüm bulabilecek mi bakalım. değilse, dağdan taş yuvarlamanın, onlara ne, bana ne faydası var... ağla ağla göz şişir.
devamını gör...
bu zamanda kimseye meze olmanın anlamı yok. dert dökmek sosyal faaliyet olmuş günümüzde.
devamını gör...

derdiniz varsa gidin denizlere anlatın, kedilere, bulutlara anlatın, pencere pervazındaki çiçeklere anlatın. insana dert anlatılır mı?
devamını gör...
belki de size kendini o kadar yakın hissetmiyordur.

ben bu duruma biraz şöyle bakıyorum. eğer yakın gördüğünüz bir arkadaşınız yoksa ve çevrenizdeki arkadaşlarınızla da uzun zamandır konuşmadıysanız tak diye arayıp ben kötüyüm demek normal mi?

bunu yakın zamanda yaşadığım için çok iyi biliyorum aslında. herkesler gibi benim de arkadaşlarım var, okuldan okula görüşürüz genellikle. iyi de insanlardır haklarını yiyemem ama okulun son gününden beri konuşmadığım insanları nasıl birden arayıp da "böyle böyle oldu, çok kötüyüm" diyebilirim ki? inanın zibilyon kere aklımdan geçti ama mantıksız geldi doğrusu. belki de bunu yapacak kadar yakın hissetmedim kendimi onlara karşı. sorsan okulda çok yakınız canım, cicim ama onlar okulda ve okulda kaldı yani. okuldayken bile aralarındaymışım gibi hissetmiyorum, onlar ve ben varmışım gibi. kabul ediyorum yurttalar, beraber çok vakit geçiriyorlar falan ama bu hisse de engel olamıyorum. dolayısıyla kendimi kötü hissettiğimde onlara "ben kötüyüm" diyip derdimi anlatasım gelmiyor.

içlerinde bana derdini anlatanlar oluyor ama kimse bana "ya o kadar anlattık, sen nasılsın?" diye soran olmuyor. bazı şeylerin tek taraflı olamayacağını düşünüyorum. belki bencilce bakıyorum olaya ama ben de yaşadığımı biliyorum.

çok uzattık özetleyelim, mutsuz olup derdini anlatmayan arkadaş belki de size kendini o kadar yakın hissetmiyordur. olabilir, normaldir böyle şeyler.
devamını gör...
aklıma şener şen filmlerini getiren başlık.
-ağam senin bir derdin mi var?
-yoook.
devamını gör...
anlatıyorum da ne oluyor, saçma sapan teselli cümlelerinden ileri gitmiyor daha da moralimiz bozuluyor diye düşünen bir arkadaş olabilir.
devamını gör...
ya size yeteri kadar güvenmediği için anlatacaklarını kendine karşı koz olarak kullanmanızdan korkuyordur ya da derdine derman olamayacağınızı bildiği için anlatmayı lüzumsuz buluyordur.
belki de kendi kendine saçma sapan dertler yaratan dert bağımlısı bir gerizekalıdır. bilemiyorum.
devamını gör...
var böyle bir arkadaşım. mutsuz olunca kendini soyutluyor. sonra da annesine şikayet etmiş "beni dışlıyorlar" diye. yahu kaç yaşında insanlarız, ne demek anneye şikayet etmek.
devamını gör...
ama o şeyden oluyor ve insanın elinde değil sürekli yanınızda olmayan biri kalkıp neden mutsuz olduğunuzu sorarsa haliyle acaba ben de ona sorayım diye mi soruyor yoksa kendini zorunlu mu hissediyor ya dinlerken sıkılırsa diye bin tane düşünceye kapılıyor insan zaten yakın arkadaşsa ve anlatmadan anlamıyorsa orası daha büyük sorun.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mutsuz olup derdini anlatmayan arkadaş" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim