uzun uzun konuşup hiçbir şey anlatmayan insan

detaylarda boğulangillerdendir. ve tam da bu sebeple detaya boğmaktan asla çekinmez.

dedi şair yüksek sesle konuşan bir hatip gördüğünde. neden bu kadar konuştuğunu sorduğumda



diye buyurdu şair.

muhtemelen yalan söyleyen insandır, inandırıcılığı artırmak için detay verir yada demagoji yapıp dikkat dağıtır.

(bkz: sadede gel)

türkiye ile yunanistan arasında yaşanan ege denizi adaları ve kıta sahanlığı ile ilgili krizler hakkında bir gazetecinin kendisine yönelttiği “sayın başbakan, yunanistan ege denizi’nin bir ‘yunan gölü’ olduğunu iddia ediyor. cevabınız ne oluyor?” sorusuna “ege bir yunan gölü değildir. ege bir türk gölü de değildir. binaenaleyh, ege bir göl de değildir.” cevabını veren rahmetli demirel.

hareket etmeyince dibe batan köpekbalığı metaforu aklıma geliyor. sussa , içine gömülüp yaşadığı varoluşsal krizin pencesinde mahvolacağını görebilen yalnız bir insan , dinleyebilme yetisine sahip bir toplulukta herkesi bastırıp insanların sadece kendisini dinlemesini isteyerek sükuneti terorize edebilir.

siyasetçidir.

geçen çocuğun birine hangi partiyi tuttuğu soruldu ve size yemin ediyorum çocuk kürt sorunundan bir girdi sonradan 80 darbesi, gezi olayları, hdp mitingleri, apo sevgisi diye anlatıp dururken senin ne bok olduğun belli deyip kalktım masadan. ulan sadece hangi partiyi tuttuğunu sordular, ne boş boş konuşuyorsun?

neymiş efendim, türkiyenin sahibi türkler değilmiş. hassssektör oradan.