yazar: edita morris
yayım yılı: 1974
iki eserden oluşan kitap, açlık temasını işleyerek okurlarıyla buluşuyor. ilk yapıt jamaika'lı bir kızın mektuplarını içerirken ikinci yapıt ise çöle dönüşmüş bir evrenin yiyecek kıtlığını anlatıyor.
yayım yılı: 1974
iki eserden oluşan kitap, açlık temasını işleyerek okurlarıyla buluşuyor. ilk yapıt jamaika'lı bir kızın mektuplarını içerirken ikinci yapıt ise çöle dönüşmüş bir evrenin yiyecek kıtlığını anlatıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "emine pir zola" tarafından 01.11.2021 20:47 tarihinde açılmıştır.
1.
bu kitabı okurken çok sevdim. sonra arkadaşlarıma zorla aldırttım ve hepsi sonra bana teşekkür ettiler. kitabı bulanlar bulamayanlara kargoyla falan gönderdi. öyle başlarının etini yedim okuyun diye. çünkü güzel kitapları sevdiğim herkes okusun isterim. siz de okuyun.
kitapta üç uzun öykü bulunuyor. kitabı etkileyici kılan bir sürü unsur sayabiliriz. anlattığı konular, anlatış tarzı, kullandığı dilin anlaşılır olması kitabı sevdiriyor. üç öykü de insanın yüreğine dokunuyor ve seneler sonra bile birden aklınıza gelebiliyor. örnek verecek olursak ilk hikayedeki karakterin adının koyulma hikayesi bile çok üzücü. coca annesinin onu doğurduğu yerde bir kola şişesinin gözüne takılması sonucu bu ismi alıyor. ve ilk hikaye onun ağzından yazılmış. o anlatırken onun masumluğunu ve birçok şekilde istismar edilişinin öyküsünü okuyorsunuz. kitabın ismi de ilk hikayeden yola çıkarak koyulmuş. anlatım bozukluğu ve eğitimsizlikle dolu bir sesleniş: nasıl mısın iyi misin. kitabın şu an baskısı yok ama siz bir sahafta bulursanız kaçırmayın.
şuralara da birkaç alıntı bırakalım.
teyzem diyor ki, tanrı her gün on bin çocuğu öldürmez diyor, demek smith yalan söylüyormuş, tanrı'ya inanmıyormuş, tanrı çocukları doyururmuş. ben üzülüyorum, bu gece on bin çocuk ölecek, yarın da on bin çocuk ölecek, üzülüyorum, neden herkes üzülmüyor ?
syf. 10.
bizler aç kalmaktayız, jamaica'daki en şişman şey işsizliktir, smith öyle diyor, işsizlik şişman bir domuz kadar şişmandır.
syf. 18.
gülen yönetici kadın güldü, zenciler ölüyorlar çünkü yemek yemiyorlar, beyazlar ölüyorlar çünkü çok yemek yiyorlar, gülen yönetici kadın bana böyle dedi.
syf. 47.
hayvanları çok severim. insanın arkasından gülmezler.
syf. 80.
ve harika kapağı. yaşasın beyaz kapak.
kitapta üç uzun öykü bulunuyor. kitabı etkileyici kılan bir sürü unsur sayabiliriz. anlattığı konular, anlatış tarzı, kullandığı dilin anlaşılır olması kitabı sevdiriyor. üç öykü de insanın yüreğine dokunuyor ve seneler sonra bile birden aklınıza gelebiliyor. örnek verecek olursak ilk hikayedeki karakterin adının koyulma hikayesi bile çok üzücü. coca annesinin onu doğurduğu yerde bir kola şişesinin gözüne takılması sonucu bu ismi alıyor. ve ilk hikaye onun ağzından yazılmış. o anlatırken onun masumluğunu ve birçok şekilde istismar edilişinin öyküsünü okuyorsunuz. kitabın ismi de ilk hikayeden yola çıkarak koyulmuş. anlatım bozukluğu ve eğitimsizlikle dolu bir sesleniş: nasıl mısın iyi misin. kitabın şu an baskısı yok ama siz bir sahafta bulursanız kaçırmayın.
şuralara da birkaç alıntı bırakalım.
teyzem diyor ki, tanrı her gün on bin çocuğu öldürmez diyor, demek smith yalan söylüyormuş, tanrı'ya inanmıyormuş, tanrı çocukları doyururmuş. ben üzülüyorum, bu gece on bin çocuk ölecek, yarın da on bin çocuk ölecek, üzülüyorum, neden herkes üzülmüyor ?
syf. 10.
bizler aç kalmaktayız, jamaica'daki en şişman şey işsizliktir, smith öyle diyor, işsizlik şişman bir domuz kadar şişmandır.
syf. 18.
gülen yönetici kadın güldü, zenciler ölüyorlar çünkü yemek yemiyorlar, beyazlar ölüyorlar çünkü çok yemek yiyorlar, gülen yönetici kadın bana böyle dedi.
syf. 47.
hayvanları çok severim. insanın arkasından gülmezler.
syf. 80.
ve harika kapağı. yaşasın beyaz kapak.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/11/01/fhf1lvrl2okzdqbx-t.jpg)
devamını gör...
2.
16-17 yaşlarında iken okuduğum, çok etkileyici üç öyküden oluşan edita morris kitabı. daha sonra yazarın hiroşima çiçekleri ve hiroşima tohumları adlı uzun öykülerini de okuyup çok etkilenmiştim.
devamını gör...